Türkiye, tahkime gitsin
Güncelleme Tarihi:
Zeynel LÜLE BRÜKSEL
Oluşturulma Tarihi: Mart 02, 2007 00:00
Dünyaca ünlü hukuk profesörü Ruşen Ergeç, dünyada oluşan Ermeni soykırımı önyargısına karşı Türkiye’nin atağa geçip, tahkim mahkemesine gitmesini önerdi. Ergeç, Sırbistan’ı Bosna’daki soykırımından sorumlu tutmayan Lahey mahkemesinin kararının Türkiye’yi rahatlatabilecek nitelikte olduğunu kaydetti.
ULUSLARARASI hukuk alanının saygın isimlerinden olan Prof. Ruşen Ergeç, Türkiye’nin bir an evvel Ermeni soykırım iddiaları için "Tahkim Mahkemesi" kurulmasını önermesini istedi. Hürriyet’e konuşan Ergeç, Lahey Uluslararası Adalet Divanı’nın son olarak "Sırp katliamı" ile ilgili aldığı kararının da, "Türkiye’yi hukuksal açıdan rahatlatabilecek kriterler içerdiğini" söyledi.
Birçok ülkenin uluslararası mahkemelerde "avukatlığını" yürüten, Brüksel Hukuk Fakültesi görevlisi Ordinaryüs Profesör Ruşen Ergeç, Türkiye tarafından önerilebilecek "Tahkim Mahkemesi"nin, dünya üzerindeki "soykırım olmuştur" önyargısına karşı atılacak önemli bir adım olacağını söyledi. Ermeni sorununun, Lahey Uluslararası Adalet Divanı’na götürülemeyeceğini, çünkü 1915 olaylarının BM’nin "soykırım" tanımlamasını yaptığı 1948’den önce cereyan ettiğini belirten Ergeç, devletler hukukunda "Tahkim Mahkemesi"nin yeri olduğunu belirtti.
BAYAĞILAŞTIRIYORLAR
Ergeç bu girişimin, giderek uluslararası planda siyasetçiler tarafından "kullanılan" soykırım argümanını frenleyeceğini ve soykırımın "hukuki bir kavram" olduğu gerçeğini göstereceğini belirtti.
Profesör Ergeç, son Lahey kararının da, "soykırım" tanımının, olur olmaz katliamlar için kullanılamayacağını gösterdiğini belirterek, "Soykırım, hukuki bir kavramdır. Son zamanlarda insan haklarının giderek ön plana geçmesiyle, dünyanın neresinde katliam olursa olsun, soykırım diye niteleme refleksi gelişti. Bu soykırım anlayışını hukuka uygularsak, dünya alt üst olur. Çünkü dünya tarihi katliamlarla dolu" dedi. Soykırım suçlamasının, Lahey Adalet Divanı’nın vurguladığı gibi, vahim ve istisnai bir suçu içerdiğini, "bayağılaştırılamayacağını" söyledi.
Tahkim mahkemesi nasıl kurulacak
BRÜKSEL Hukuk Fakültesi öğretim üyelerinden olan Ordinaryüs Profesör Ruşen Ergeç, bu mahkemenin şu şekilde şekillenebileceğini söyledi.
Tahkim olmak için iki taraf lazım. Bunlardan biri Türkiye diğeri de Ermenistan olacak. Bunun için iki ülkenin bir anlaşma imzalaması gerekir.
Önce ihtilaf konusu belirlenecek. Mahkemenin kuruluşu ve yetkisi üzerinde anlaşma yapılacak.
Benim önerim, her devletin birer tarihçi ve ikişer hukukçu tayin etmesidir. Böylelikle iki tarihçi, dört hakim görev yapacaktır.
İki tarafın seçtiği altı kişi aralarında çoğunluk oyuyla bir başkan tayin edeceklerdir. Bunda bir anlaşmaya varamazlarsa, Lahey Uluslararası Adalet Divanı’nın Başkanı’na başvurarak başkanlığa bir hukukçunun tayin edilmesini isteyebilirler.
Mahkeme, tüm ülkelerin sunacağı arşivlerin incelemesini yapıp, BM’nin 1948 tanımı ve uluslararası mahkemelerin içtihatı çerçevesinde soykırım olup olmadığına karar verecek.
Birçok ülkenin uluslararası mahkemelerde "avukatlığını" yürüten, Brüksel Hukuk Fakültesi görevlisi Ordinaryüs Profesör Ruşen Ergeç, Türkiye tarafından önerilebilecek "Tahkim Mahkemesi"nin, dünya üzerindeki "soykırım olmuştur" önyargısına karşı atılacak önemli bir adım olacağını söyledi. Ermeni sorununun, Lahey Uluslararası Adalet Divanı’na götürülemeyeceğini, çünkü 1915 olaylarının BM’nin "soykırım" tanımlamasını yaptığı 1948’den önce cereyan ettiğini belirten Ergeç, devletler hukukunda "Tahkim Mahkemesi"nin yeri olduğunu belirtti.
BAYAĞILAŞTIRIYORLAR
Ergeç bu girişimin, giderek uluslararası planda siyasetçiler tarafından "kullanılan" soykırım argümanını frenleyeceğini ve soykırımın "hukuki bir kavram" olduğu gerçeğini göstereceğini belirtti.
Profesör Ergeç, son Lahey kararının da, "soykırım" tanımının, olur olmaz katliamlar için kullanılamayacağını gösterdiğini belirterek, "Soykırım, hukuki bir kavramdır. Son zamanlarda insan haklarının giderek ön plana geçmesiyle, dünyanın neresinde katliam olursa olsun, soykırım diye niteleme refleksi gelişti. Bu soykırım anlayışını hukuka uygularsak, dünya alt üst olur. Çünkü dünya tarihi katliamlarla dolu" dedi. Soykırım suçlamasının, Lahey Adalet Divanı’nın vurguladığı gibi, vahim ve istisnai bir suçu içerdiğini, "bayağılaştırılamayacağını" söyledi.
Tahkim mahkemesi nasıl kurulacak
BRÜKSEL Hukuk Fakültesi öğretim üyelerinden olan Ordinaryüs Profesör Ruşen Ergeç, bu mahkemenin şu şekilde şekillenebileceğini söyledi.
Tahkim olmak için iki taraf lazım. Bunlardan biri Türkiye diğeri de Ermenistan olacak. Bunun için iki ülkenin bir anlaşma imzalaması gerekir.
Önce ihtilaf konusu belirlenecek. Mahkemenin kuruluşu ve yetkisi üzerinde anlaşma yapılacak.
Benim önerim, her devletin birer tarihçi ve ikişer hukukçu tayin etmesidir. Böylelikle iki tarihçi, dört hakim görev yapacaktır.
İki tarafın seçtiği altı kişi aralarında çoğunluk oyuyla bir başkan tayin edeceklerdir. Bunda bir anlaşmaya varamazlarsa, Lahey Uluslararası Adalet Divanı’nın Başkanı’na başvurarak başkanlığa bir hukukçunun tayin edilmesini isteyebilirler.
Mahkeme, tüm ülkelerin sunacağı arşivlerin incelemesini yapıp, BM’nin 1948 tanımı ve uluslararası mahkemelerin içtihatı çerçevesinde soykırım olup olmadığına karar verecek.