Güncelleme Tarihi:
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yeniden gündeme getirdiği Şanghay 5’lisi örgütüne katılım ve Rusya ile S-400 hava savunma sistemi pazarlıkları konusunda önemli mesajlar verdi.
Türkiye’nin NATO’nun kollektif savunma ilkesini içeren 5. maddesini hiçbir zaman zayıflatmayacağından emin olduğunu söyleyen Stoltenberg, edinilecek hava savunma sisteminin NATO’ya uyumlu olması gerektiğini anımsattı. NATO Parlamenter Asamblesi toplantısı için İstanbul’da bulunan ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile de uzun bir görüşme yapan Stoltenberg’in Hürriyet’in sorularına verdiği yanıtlar özetle şöyle:
ŞANGHAY 5’LİSİ: “Cumhurbaşkanı Erdoğan çok açık bir şekilde NATO’ya ve kollektif savunma kurallarımıza güçlü bağlılığını ifade etti. Bu Türkiye’nin ve tüm Avrupa’nın güvenliği açısından çok önemli. Biz birbirimizi savunarak, birlik içinde olup caydırıcılık sağlayarak çok daha güçlü oluyoruz. Çünkü NATO’nun gücü ve başarısı bir NATO ülkesine yapılacak saldırıya diğer tüm müttefiklerin birlikte yanıt vereceği gerçeğine dayanır. Ve ben kesinlikle eminim ki Türkiye, hiçbir şekilde bu ortak savunma anlayışını, 5. maddeyi ve NATO birliğini zayıflatacak hiçbir şey yapmayacaktır.
RUSYA’DAN S400 SİSTEMİ: Ne tür bir ekipman satın alacakları ya da yatırım yapacakları tamamen üye ülkelerin bileceği bir iş. Ama biz her zaman alınacak ekipmanların tüm NATO üyeleri arasında birlikte işlerlik (interoperability) esasına uygun olmasına odaklanırız. Benim bu konuyla ilgili (Türk yetkililere) mesajım budur. NATO her zaman güçlerimizin birlikte işlerlik içerisinde olmasına katkıda bulunacak kararları destekler çünkü bu - Patriot ve diğer füze sistemleriyle Türk hava savunma kabiliyetini güçlendirmede olduğu gibi - NATO için kilit noktadır.
SIĞINMA İSTEYEN TÜRK SUBAYLAR: Sığınma başvurularında karar ilgili hükümetler tarafından verilecektir ve tamamen yasal bir süreçtir. NATO bu değerlendirme sürecinde hiçbir şekilde taraf olmayacaktır. Ancak bu konunun NATO üyeleri arasındaki ilişkilere gereksiz gerginlikler eklenmeden çözüleceğini umuyorum.
NATO’YA YENİ ATAMALAR: Türkiye’nin boşalan pozisyonlara atamalar yaptığını görüyoruz. Türkiye’nin NATO karargâhı ve diğer komuta merkezlerine yaptığı katkıdan memnuniyet duyuyoruz. Hem Cumhurbaşkanı hem de Savunma Bakanı gerekli personelin atanacağını bana ilettiler.
DARBECİLERİ YARGILAMASI: Ordu ve savunma güçleri, demokratik yollarla seçilmiş kurumlara sadık olmalı. Ordu içindeki darbecilerin hükümete yıkmaya kalkışmaları ciddi bir suçtur ve Türkiye’nin onları yargılama hakkı vardır. Tabii bunun hukukun üstünlüğü ilkesine bağlı olarak yapılması da önemlidir. Türk yetkililer, bu konuyla ilgili olarak Avrupa Konseyi ile çalıştıklarını bana da ilettiler. Avrupa Konseyi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nden sorumlu bir kurum olarak farklı mekanizmaları olan, önemli deneyimlere sahip doğru bir araç.
KARADENİZ’E YENİ NATO GÜCÜ: Karadeniz’de Romanya liderliğinde eğitim amaçlı çokuluslu bir askeri birlik oluşturulması konusunda anlaştık. Karadeniz’de hava ve denizde NATO varlığının artırılmasında uzlaştık. Bugünkü (önceki gün) görüşmede de Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Karadeniz’deki varlığımızı konuştuk. Kendisi daha fazla NATO varlığı olması fikrini destekledi. Tabii Karadeniz’de yer alacak askeri deniz varlığımızın Montrö Sözleşmesi kurallarına tamamen saygı duyması çok önemli. Aynı zamanda bu varlığımızın tamamen savunma amaçlı, orantılı ve Karadeniz bölgesinde gerginlik yaratmayacak şekilde olması da gerekiyor.
TÜRKİYE-AB GERGİNLİĞİ: Ben ve NATO, Türkiye ile AB arasındaki diyaloğun bir parçası değiliz. Bu konuyla ilgili yorum yapmam işleri sadece daha da karmaşık hale getirmekten başka işe yaramayacaktır... Genel olarak, Türkiye ile AB arasındaki ilişkilerin gelişmesinden memnuniyet duyacağımı ifade etmek isterim ama dediğim gibi başka yorum yapmayacağım.”
NATO’NUN 5’İNCİ MADDESİ
Kuzey Atlantik Antlaşması’nın 5’inci maddesi gereğince NATO, bir saldırı veya saldırı tehdidine karşı üyelerini savunmaya ve bu amaçla, bir üyesine yapılacak saldırının tüm üyelerine yapılmış varsayılacağı ilkesine dayanan bir örgüt. 5’inci madde şöyle: “Taraflar, Kuzey Amerika’da veya Avrupa’da kendilerinden birine ya da daha fazlasına yöneltilecek silahlı bir saldırının, hepsine yönelmiş bir saldırı olarak değerlendirileceği ve eğer böyle bir saldırı olursa, BM Yasası’nın 51’inci Maddesi’nde tanınan bireysel ya da kollektif öz savunma hakkını kullanarak her birinin, Kuzey Atlantik bölgesinde güvenliği sağlamak ve korumak için bireysel olarak ve diğerleri ile uyum içinde, silahlı güç kullanımı da dahil olmak üzere gerekli görülen eylemlerde bulunarak, saldırıya uğrayan Taraf ya da Taraflara yardımcı olacakları konusunda anlaşmışlardır. Böylesi herhangi bir saldırının ve bunun sonucu olarak alınan bütün önlemler derhal Güvenlik Konseyi’ne bildirilecektir. Güvenlik Konseyi, uluslararası barış ve güvenliği sağlamak ve korumak için gerekli önlemleri aldığı zaman, bu önlemlere son verilecektir.”
MİNİ YORUM
STOLTENBERG, NE DEMEK İSTEDİ?
NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, Hürriyet ile yaptığı röportajda “Türkiye, bir taraftan NATO üyeliğini korurken, Şanghay 5’lisine katılabilir mi” sorusuna, ittifakın en önemli ilkesi olan “5’inci maddeye” atıfta bulunarak yanıt vermeyi tercih etti. Önce Türkiye’nin NATO’ya bağlılığı konusunda bir şüphesi olmadığını kaydeden Stoltenberg, ittifaktan ayrılması durumunda ortak güvenlik şemsiyesi ve kollektif savunma ayrıcalığından mahrum kalacağı mesajını vermiş oldu. Son derece diplomatik bir dil kullanan NATO Genel Sekreteri, bu yanıtla, ittifakın bu konuya soğuk baktığını da kayda geçirmiş oldu. Stoltenberg, “Ve ben kesinlikle eminim ki Türkiye, hiçbir şekilde bu ortak savunma anlayışını, 5’inci maddeyi ve NATO birliğini zayıflatacak hiçbir şey yapmayacaktır” ifadelerini kullanarak da Ankara’nın hiçbir şekilde Şangay 5’lisini NATO’ya tercih etmeyeceği düşüncesinde olduğunu kaydetti. Rusya ve Çin’in liderliğinde Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan’ın NATO ve ABD etkisini dengelemek üzere kurduğu Şanghay 5’lisine daha sonra Özbekistan üye olmuştu. Şanghay İşbirliği Örgütü adını alan örgüte son olarak Hindistan ve Pakistan da kabul edildi.