Güncelleme Tarihi:
BABASININ askeri görevi nedeniyle çocukluğu ve gençliği Türkiye’de geçti. Diplomat oldu, 13 yıl önce Ankara’daki Fransa Büyükelçiliği’nde başkatip olarak çalıştı. Son olarak geçen yıl İstanbul’a Fransa Başkonsolosu olarak atanan Bertrand Buchwalter, Türkiye-AB ilişkilerini ve Türkiye’ye olan yakınlığını şöyle anlattı:
TÜRKİYE AVRUPA’YLA BAĞLANTILIDIR
(Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un Türkiye’nin AB üyelik sürecine ilişkin sözleriyle ilgili): “Fransa Cumhurbaşkanı aslında iki şey söyledi: Birincisi bu koşullar altında Türkiye’nin üyelik sürecinde ilerlemesinin mümkün olmadığını belirtti. Ama aynı zamanda şunu da söyledi: Avrupa demek sadece Avrupa Birliği demek değil. Avrupa’nın sınırları AB’nin sınırlarının ötesine geçiyor. Macron şunu çok açık vurguladı: Türkiye’nin geleceği, Avrupa’ya arkasını dönen bir Türkiye olarak inşa edilmeyecek. Türkiye, hem coğrafi, hem tarihi, hem siyasi, hem de kültürel olarak Avrupa’yla bağlantılıdır.”
“Bizim Fransa’da bir deyimimiz vardır: Aşk yoktur, sadece aşkın kanıtı vardır. Yani aşkınızı göstermek için kanıtlamanız gerekir. Son dönemde her iki taraf da karşılıklı olarak birbirini suçlamalarla, kimin kime daha çok ihtiyacı olduğunu tartışmakla, vs. meşgul oldu. Ancak Türkiye ve AB olarak her ikimizin de birbirimize ihtiyacımız var. Türkiye’nin AB’ye, AB’nin de Türkiye’ye ihtiyacı var. Ben Türk müziğini çok severim, o yüzden de Türkiye-AB ilişkilerini anlatırken sık sık Zeki Müren’in şu şarkısına gönderme yapıyorum: ‘Gitme, sana muhtacım.’ Bunu sürekli olarak birbirimize söylememiz gerekiyor. Umuyorum ki 26 Mart’taki AB-Türkiye Zirvesi’nde her iki taraf da birbirine bunu söyleyebilir.
‘ÇOCUKLUĞUM TÜRKİYE’DE GEÇTİ’
“1970’lerin sonlarında Türkiye’de büyüdüm. 90’ların başında babamın görevi dolayısıyla yeniden geldim. 2000’lerin başında askeri vazifeyle yeniden İstanbul’a atandım, sonra da Ankara’ya geldim. Türk eşimle 13 yıl önce Ankara’da çalışırken tanıştım. O zaman birlikte sürücü kursuna gitmiştik, orada yakınlaştık. Küçükken bakıcım Elif Hanım benimle Türkçe konuşurdu. O zaman televizyonda Dallas izlerdik, kardeşlerime Dallas’ı Türkçeden Fransızcaya çevirirdim. Çocukken daha iyi Türkçe konuşurdum!”
LİVANELİ VE GENCEBAY HAYRANI
“Annemlerle Türkiye’deyken sürekli Zülfü Livaneli dinlerdik. Orhan Gencebay’ı da çok severim. Türkçemi geliştirmek için bol bol kitap da okuyorum. Eski kuşaktan Sait Faik, Orhan Veli, Nazım Hikmet’i çok seviyorum. Yeni nesil Türk yazarlardan da Orhan Pamuk, Hakan Günday, Aslı Erdoğan ve Burhan Sönmez’i seviyorum.”
21 MART’TA 30 TÜRK RESTORANINDA FRANSIZ MUTFAĞI TANITILACAK
“21 Mart’ta bütün Türkiye’de 30 restoranda ‘Gout de France’ (Fransa’nın lezzeti) etkinliği düzenliyoruz. 30 Türk restoranında Fransız yemekleri mönüsü çıkacak ve Fransız mutfağı tanıtılacak. Fransa ve Türkiye kültürleri arasında özellikle gastronomi alanında karşılıklı olarak çok etkileşim olmuş. Türkler ve Fransızlar iyi yemek için aynı tutkuyu paylaşıyorlar. Yani sizin deyişinizle aynı ‘sofra kültürünü’ paylaşıyoruz.”
TÜRKİYE’YLE ARAMDA DUYGUSAL BAĞ VAR
“İstanbul’la özel bir bağım var. İstanbul’a atanmayı ben istedim, Türkiye’yle de aramda duygusal bir bağ var, bu ülkeyi seviyorum. Beni ben yapan birçok şeyi bu ülkede geçirdiğim zamanlarda ve burada tanıştığım insanlardan öğrendim, bu ülkeye çok şey borçluyum, o yüzden de geri gelmek istedim. İki çocuğum var, isimleri Teoman ve Lale. Teoman’ın ismini koyarken de Türk şarkıcı Teoman’dan esinlendik. Çocuklarımızın Türkiye’yle bağları olacak isimleri olsun istedik. Her ikisi de hem Türkçe hem Fransızca konuşuyor.”
KARS TRENİNDE YER BULAMIYORUZ
“Türkiye’de İstanbul dışında da gezilecek çok yer var. Aslına bakarsanız Türkiye’de, Fransa’da gezdiğimden çok daha fazla yere gittim. Son olarak Finike yakınlarındaki Arykanda Antik Kenti’ne gittim, harika bir yerdi. 2001’de kışın Kars’a gitmiştim ve çok beğenmiştim. Şimdi ailece yeniden gitmek istiyorduk ama artık Kars trenine yer bulmak imkânsız!”