Güncelleme Tarihi:
Reuters'ın haberine göre, söz konusu ortak açıklama, Lübnan'da iki gün boyunca iktidar ve muhalefetle görüşmelerde bulunan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Katar Başbakanı Hamid bin Casim bin Cabir El Tani'nin Beyrut'tan ayrıldığı sırada yapıldı.
Ortak açıklamada, Davutoğlu ve El Tani'nin Lübnan'daki siyasi krizi çözmek için yaptığı görüşmelerin daha önce gündeme gelen Suudi Arabistan-Suriye girişimi temelinde gerçekleştirildiği belirtildi.
Açıklamada, "Yaptıkları tekliflere yönelik oluşan bazı çekincelerden dolayı, (Davutoğlu ve El Tani) Lübnan'daki girişimlerini şu aşamada askıya alma kararı aldılar ve liderlerine danışmak için Beyrut'tan ayrıldılar" ifadesi yer aldı.
Lübnan'da geçtiğimiz hafta Hizbullah yanlısı 11 bakanın istifasıyla hükümet düşmüş ve ülkede siyasi bir kriz baş göstermişti.
Suriye ile arabuluculuğuna destek verilen Suudi Arabistan da dün "Lübnan’ı çok tehlikeli bularak" görüşmelerden çekildiğini açıklamıştı.
Suudi Arabistan, krizin bir tarafı Lübnan Başbakanı Saad Hariri’ye tam destek vermesi nedeniyle çözümde önemli bir yerde bulunuyordu. İkinci taraf Hizbullah’ın arkasında ise İran ve Suriye yer alıyor.
ERDOĞAN-AHMEDİNEJAD TELEFON GÖRÜŞMESİ
Öte yandan Lübnan'daki krizle ilgili olarak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da dün İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad'la bir telefon görüşmesi yaptığı bildirildi.
Press TV'nin haberine göre, Erdoğan Ahmedinejad'la yaptığı telefon görüşmesinde, İran'a, Lübnan'daki tüm siyasi gruplarla görüşmesi yönünde çağrıda bulundu. Başbakan Erdoğan ayrıca, siyasi krizin Tahran'ın çabaları neticesinde en kısa sürede çözülebileceğini ümit ettiğini ifade etti.
Erdoğan'ın bu sözlerine karşılık Ahmedinajad'ın da, İran'ın, Lübnan'daki krizin aşılması için tüm gayreti göstereceğini söylediği belirtildi.
Başbakan Erdoğan, Lübnan kriziyle ilgili olarak İran lideri Ahmedinejad'la geçtiğimiz pazar günü de bir telefon görüşmesi gerçekleştirmişti.
DAVUTOĞLU: HER ZAMAN KARDEŞ LÜBNAN’IN YANINDAYIZ
Davutoğlu, “Lübnan'daki kriz konusunda Türkiye ve Katar'ın arabuluculuk faaliyetlerini askıya aldığı”na ilişkin haberlerle ilgili “Her zaman dost ve kardeş Lübnan’ın yanında, onun istikrarı için her türlü çabayı göstermeye devam ederiz ama artık bizim yeni bir çabamızdan çok Lübnanlı tarafların düşünme vakti gelmiştir” dedi.
Davutoğlu, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile düzenledikleri ortak basın toplantısında, Lübnan'daki gelişmelere ilişkin soruları da yanıtladı.
Lübnan'ın istikrarının Ortadoğu bölgesi için önemine işaret eden Davutoğlu, Lübnan'ın içinden geçtiği kritik dönemde Türkiye'nin hem komşuluk ve dostluk gereği, hem de burada çıkabilecek bir krizin bölgesel sonuçlarını engellemek adına eskiden bu yana çaba harcadığını kaydetti.
Davutoğlu, son dönemde büyüyen siyasi krize Suriye ve Suudi Arabistan’ın birlikte geliştirdiği çözüm yaklaşımını desteklediklerini ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Lübnan seyahati sırasında bütün taraflarla yapılan temaslarda Suriye-Suudi Arabistan girişimine verdikleri desteği ifade ettiklerini, Lübnan'ın yeni bir siyasal krize girmemesi ve tarafların sorunu kendi içinde yapıcı şekilde çözmesi gerektiği yaklaşımını paylaştıklarını anlattı.
Geçen hafta Suriye-Suudi Arabistan girişiminin bir ölçüde başarısızlığa uğramasının sonrasında tırmanan gerilim ve gerilimin önlenmesi için Türkiye’nin gerçekleştirdiği temaslara değinen Davutoğlu, Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Hamid bin Casim bin Cabir El Tani ile birlikte 2 gün boyunca Lübnan’da gerçekleştirdikleri temaslara ilişkin bilgi verdi.
Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu 2 gün içerisinde Suriye ve Suudi Arabistan girişimi temeli üzerinde, taraflar arasındaki güven bunalımı nasıl aşılabilir, tarafların bu girişimde anlaşmazlığa düştüğü konularda nasıl bir uzlaşma sağlanabilir konusunda yoğun görüşmeler gerçekleştirdik. Taraflara bu bunalımı giderici mahiyet taşıdığına inandığımız bir taslak metni ilettik. Bu taslak metnin tarafların tüm kaygılarını gözettiği inancını taşıyorduk, hala taşıyoruz. Dün gece yarısına kadar, saat 02.00'ye kadar müzakereler sürdü. Hala bazı rezervlerin olduğu intibaı bizde uyandığı için, değerli dostum Sergey Lavrov'u erken saatte burada ağırlayacağım için, bu metni taraflara tevdi ettikten, onların da cevaplarını aldıktan ve sürecin kendisiyle ilgili çekinceler olduğunu gördükten sonra istişareler için ülkemize döndük.”
İHTİLAFLARI DEĞİL, UZLAŞMA KÜLTÜRÜNÜ ÖNE ÇIKARTMAK
Lübnan'daki taraflara bir çağrıda bulunan Davutoğlu, “Siyasi gruplar arasında ihtilaflar, görüş ayrılıkları olabilir. Bölge ülkeleri arasında görüş ayrılıkları olabilir ama hepimizin tek bir hedefi olması lazım. Lübnan halkı son 30-40 yılda büyük çileler çekti. Bu çilelerin bedelini hep hangi mezhepten, hangi dinden, hangi etnik gruptan olursa olsun Lübnan halkı ödedi. İnşallah bu kez aklıselim hakim olur, Lübnan'da hukuk üstünlüğü ve demokratik kurallara işlerlik kazandırılır, anayasal süreçler hiçbir aşırı tutuma gidilmeksizin işletilir ve bu kriz aşılır” diye konuştu.
Bunun öncelikle Lübnanlıların meselesi olduğunu, Lübnan'a katkıda bulunmaya çalışırken herhangi bir şeyi empoze etme çabasında olmadıklarını vurgulayan Davutoğlu, “Ancak tabii bölge ülkeleri olarak bu krizin bölgesel bir krize dönüşmemesi için tedbirleri almak hepimizin üzerindeki bir sorumluluktur. Gün, bu görevleri yerine getirme günüdür. İhtilafları değil, uzlaşı kültürünü öne çıkarma günüdür” diye konuştu.
“TÜRKİYE, LÜBNAN İÇİN HİÇBİR ÇABASINI DURDURMAZ”
Türkiye ve Katar'ın, Lübnan krizinin çözümü için yürüttüğü arabuluculuk faaliyetlerini askıya aldığı yönündeki haberlere ilişkin bir soru üzerine Davutoğlu, şöyle konuştu:
“Türkiye hiçbir çabasını, özellikle Lübnan gibi dost ve kardeş bir ülke için mutlak anlamda durdurmaz ve hiçbir yeni çabadan da geri durmaz. Biz bıkmadan, usanmadan ne zaman bir imkan görürsek dost ve kardeş ülkelerin istikrarı için elimizden geleni yaparız. Bu konuda hiçbir biçimde Türkiye'nin bu çabalardan mutlak anlamda geri durduğu noktasında alınmamalı. Ancak biz 2 gün geceli gündüzlü aralıksız süren müzakerelerde elimizden gelen çabayı gösterdik. Taraflara da bu anlamda bütün tarafların taleplerini gözettiğini düşündüğümüz ve Suriye-Suudi Arabistan girişimine ve o girişimin dayandığı yaklaşım ve belgelere dayalı bir taslak sunduk. Tabii bu bizim yapabileceğimiz bir katkıydı, bunu yapmaya çalıştık ama nihai karar Lübnanlı gruplara aittir.”
Tarafların çekincelerini görmeleri nedeniyle metni taraflara tevdi ettikten sonra ülkelerine dönmeye karar verdiklerinin altını çizen Davutoğlu, tarafların yeni değerlendirmeler yapacaklarını, yeni yaklaşımlarda bulunacaklarını söyledi.
Davutoğlu, “Bulunurlarsa biz her zaman dost ve kardeş Lübnan'ın yanında, onun istikrarı için her türlü çabayı göstermeye devam ederiz ama artık bizim yeni bir çabamızdan çok Lübnanlı tarafların düşünme vakti gelmiştir” dedi.