Oluşturulma Tarihi: Ekim 03, 2007 00:00
Almanya Dışişleri Bakanı Dr. Frank-Walter Steienmeier, iki Almanya’nın birleşmesinin 17’nci yıldönümünde Hürriyet’e verdiği demeçte Türk-Alman ilişkilerini değerlendirdi.
Steinmeier’in mesajları şöyle:
Seçim sonuçları, Türkiye’nin siyasi istikrarının çok net bir kanıtıdır.
Reform politikaları sayesinde, Türkiye’de ekonomik büyüme etkileyici boyutlara ulaştı.
Bütün bunlar Türkiye’yi Avrupa Birliği’ne daha da yakınlaştırıyor.
İKİ Almanya’nın birleşmesinin hem Almanya, hem de Avrupa tarihi açısından önemli bir dönüm noktası olduğunu belirten Sosyal Demokrat Partili Alman Dışişleri Bakanı Dr.Frank-Walter Steinmeier, halihazırda Avrupa Birliği’nin de Türkiye’nin de siyasi bir değişimden geçtiğini söyledi. Reform sürecinin, Türkiye’yi AB’ye yakınlaştırdığını savunan Steinmeier’in mesajları özetle şöyle:
GENİŞLEME SÜRECİ
"AB’nin, genişleme ve derinleşme yoluyla siyasi boyutta gelişme ve ilerleme süreci henüz tamamlanmış değildir. 3 Ekim 2005’ten beri AB, Türkiye ve Hırvatistan ile katılım müzakerelerini yürütmekte; eski Yugoslav Cumhuriyeti Makedonya da bu süre zarfında aday statüsünü kazandı. Bugünlerde AB’ne üye devletler arasında genişleme sürecine paralel olarak yoğunlukla tartışılan bir başka konu da, AB’nin kendi içindeki temel düzenine ilişkindir. Oluşturulacak yeni akitsel temelin hedefi, AB’nin hareket ve eylem gücünü arttırmak ve uluslararası sorunlar karşısında aktif bir tavır gösterebilmesi için gerekli kaynak ve araçlara erişimini sağlamaktır."
TÜRKİYE’YE ÖVGÜ
"Türkiye de, AB gibi, önemli bir değişim süreci içinde bulunuyor. Bugün Türkiye’de yeni bir Anayasa hakkında herkese açık ve çoğulcu bir tartışma sürüyor. Parlamento seçimleri ve seçim sonuçları karşısında gösterilen tutum, Türkiye’nin siyasi istikrarının ve demokratik olgunluğunun çok net bir kanıtıdır. Geçmiş yıllar boyunca kararlı bir biçimde izlenen reform politikası sayesinde, Türkiye’deki ekonomik büyüme, etkileyici boyutlara ulaştı. Bütün bunlar, Türkiye’yi AB’ne daha da yakınlaştırıyor. Uzun zamandır tanıdığım ve çok takdir ettiğim Dışişleri Bakanı Ali Babacan görevine başlar başlamaz bana yeniden seçilen Türk Hükümetinin ekonomik ve siyasi reformları devam ettireceği teminatını verdi. Katılım müzakerelerinin bu şekilde olabildiğince hızlanacağını da hatırlatarak, ben de kendisini bu yönde kuvvetle desteklediğimi ifade ettim. Kasım’da çıkacak bir sonraki İlerleme Raporu’ndan önce, ifade ve inanç özgürlüğünü destekleyici yeni girişimler sayesinde varolan olumlu durum mutlaka daha da artacaktır."
Türk başarı öyküsünü cesaretlendirelim"TOPLUMSAL ilişkilerin yanı sıra, ülkelerimiz arasındaki ekonomik ilişkilerin önemi de çok büyük: Halihazırda, Türkiye’deki en büyük yatırımcı Avrupa’dır ve Alman yatırım projeleri, daha geçen yıl içerisinde yüzde 20 oranında artış göstermiştir. Bu yıl itibarıyla sayıları 3000’lere ulaşması beklenen şirket ve girişimcilerimizin Türkiye’ye gelmesi, Türkiye’deki siyasi ve ekonomik istikrara güvenmelerinden kaynaklanıyor.
Bugün, gerçek anlamıyla kişisel dileğim, Türkiye’deki dostlarımızı, Türk başarı öyküsünün devamını yazmaları konusunda cesaretlendirebilmektir. Alman Birliğinin kutlandığı kendi milli bayramımızda, sizlere de şöyle seslenmek isterim: Ortak bir Avrupa geleceği içerisinde Türk-Alman dostluğu için var gücümüzle çaba göstermeye devam edelim."