Güncelleme Tarihi:
“AVRUPA’nın güvenliği Türkiye’de, Suriye ve Irak sınırında başlıyor” diyen milletvekili Küçükcan, ancak risklerin şimdiye kadar hep Türkiye tarafından göğüslendiğini, bunun ise sürdürülebilir olmadığını vurguladı. Küçükcan, Suriye’deki iç savaş nedeniyle 10 milyon Suriyelinin ülke içinde, 6 milyon Suriyelinin de ülke dışında sığınmacı durumuna düştüğüne işaret ederek, ülke dışındaki Suriyeli sığınmacıların büyük çoğunluğunun da Türkiye, Ürdün ve Lübnan’da bulunduğunu bildirdi.
ONLAR BİR SUÇUM MAĞDURUDUR
Türkiye’nin 2 milyon 700 bini Suriyeli olmak üzere 3 milyondan fazla sığınmacıyı ağırladığını hatırlatan Küçükcan, Türk Hükümeti’nin ve Türkiye’deki sivil toplum kuruluşlarının sığınmacıların ihtiyaçları için toplamda 25 milyar doları bulan bir harcama yaptığını söyledi. Küçükcan, uluslararası toplumdan bu amaca yönelik olarak Türkiye’ye aktarılan yardımın ise 500 milyon dolar düzeyinde kaldığını belirtti.
Türkiye, Lübnan ve Ürdün’ün milyonlarca sığınmacıyı ağırlamasına karşın bazı Avrupa Birliği üyesi ülkelerde birkaç yüz sığınmacıyı kabul edip etmemenin ulusal çapta tartışmalara yol açtığını aktaran Küçükcan, “Artık yükü paylaşma zamanı geldi. Avrupa’nın kapılarını sığınmacılara açma zamanı geldi. Bu ahlaki ve ayrıca yasal bir sorumluluk. Sığınmacılar uluslararası hukukun da koruması altındadır. Avrupa Birliği ülkeleri bu insanları bir yük olarak değil, bir suçun mağdurları olarak görmeli” diye konuştu.
Talip Küçükcan, Avrupa ülkelerinde sığınmacıların bir güvenlik sorunu ve ulusal kimlikler için bir tehdit olarak görüldüğünü vurguladı. Küçükcan, “Avrupa’da aşırı sağ yükseliyor. Bu, Avrupa’nın geleceği için kaygı verici. Bugün Avrupa’nın temelleri sallantılı bir zeminde” ifadesini kullandı.