Güncelleme Tarihi:
ZİRVEDE TÜRKÇE BİLEN YOK / WEB TV
ZİRVEDEN KARELER / FOTO GALERİ
Gerek zirveye katılan liderler gerekse katılımcı basın mensupları birbirleriyle ya simultane çeviri cihazıyla ya da tercümanla anlaşıyor.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün ev sahipliğinde düzenlenen zirvenin ardından devlet başkanları tarafından düzenlenen basın toplantısında da bir çeviri krizi yaşandı.
Türkmenistan, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan devlet başkanlarının katıldığı basın toplantısında ilk sözü ev sahibi olarak Cumhurbaşkanı Gül aldı.
Toplantıda çeviri krizi yaşanınca konuk cumhurbaşkanları Rusça konuşmak zorunda kaldı.
Gül toplantıda, “Türk Dili Konuşan Ülkeler Devlet Başkanları Zirvesi'nin”, bölgesel barış, istikrar, huzur ve refahın teminine katkı sağlaması bakımından “Türk dünyasına yaraşır bir etkinlik” olduğunu söyledi.
Gül, Türk Dili Konuşan Ülkeler Devlet Başkanları Zirve çalışmalarının tamamlandığını belirterek, toplantı sırasında ortak dil, din, tarih ve değerleri paylaşan kardeş ülkeler arasındaki çok taraflı işbirliği mekanizmalarını ve ikili ilişkileri gözden geçirme imkanı bulduklarını söyledi.
Zirve sırasında genel görüşmelerin yanı sıra devlet başkanları, dışişleri bakanları arasında ve Başbakan ile çok yoğun görüşmeler olduğunu belirten Gül, ayrıca Azerbaycan, Türkmenistan ve Türkiye enerji bakanlarının üçlü bir toplantı gerçekleştirerek, Hazar Havzası enerji kaynaklarına ilişkin işbirliği imkanlarını görüştüklerini kaydetti.
Gül, “Tüm bu temas ve görüşmeler bir bütün olarak dikkate alındığında, bu önemli toplantının, bölgesel barış, istikrar, huzur ve refahın teminine katkı sağlaması bakımından Türk dünyasına yaraşır bir etkinlik olduğunu ifade etmek isterim” dedi.
ZİRVEDE ALINAN KARARLAR
Geçen yıl Nahçivan'da yapılan zirve toplantısında imzalanan anlaşmayla Türk dünyasının kardeş ülkelerle arasındaki işbirliğinin kurumsallaştırılması amacıyla İstanbul'da Türk İşbirliği Konseyi Sekreteryası’nın kurulmasının kararlaştırıldığını bildiren Gül, bu yılki zirve toplantısının ağırlıklı gündem maddesini, bu sekretaryanın kurulmasına ilişkin düzenlemelerin teşkil ettiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Gül, bu çerçevede Genel Sekreter olarak eski Moskova Büyükelçisi Halil Akıncı'yı bu göreve atadıklarını ve Akıncı'dan sekretaryanın kurulma çalışmalarını biran önce bitirmesini istediklerini vurguladı.
Türk İşbirliği Konseyi, Devlet Başkanları Konseyi, Dışişleri Bakanları Konseyi, Aksakallılar Konseyi, Kıdemli Memurlar Komitesi ve Daimi Sekretarya’dan oluşacağını belirten Gül, Ankara'da yerleşik olan Türksoy ve BAKÜ'de yerleşik Türk Parlamenterler Asamblesi ile Astana'da kurulan Türk Akademisinin de bu kurumsal yapıyı güçlendirmesinin öngörüldüğünü kaydetti.
3 EKİM “TÜRK DİLİNİ KONUŞAN ÜLKELER İŞBİRLİĞİ GÜNÜ' KABUL EDİLDİ
Abdullah Gül, toplantı sırasında, ülkeleri ve halkları arasındaki karşılıklı etkileşimi ve dayanışmayı ve işbirliğini daha da kuvvetlendirmek, ekonomik ve ticari ilişkileri geliştirmek amacıyla Türk-İş Konseyi kurulması, Türk Kültür ve mirasının korunması için Bakü'de bir vakıf kurulması, Astana'nın Türksoyu tarafından 2012 yılı Türk Kültür Başkenti olarak ilan edilmesi, Astana'daki Türk Akademisi bünyesinde bir müze ve kütüphane kurulması, üniversiteler arası birlik adı altında bir yapılanmaya gidilerek bu alandaki işbirliğinin ilerletilmesi, araştırma geliştirme faaliyetleri için özel bir fon kurulması ve 3 Ekim gününün “Türk dilini konuşan ülkeler işbirliği günü” olmasını kararlaştırdıklarını bildirdi.
Ayrıca kardeş Türk Cumhuriyetlerinin 20. bağımsızlık yıldönümünü gelecek yıl hep beraber kutlama üzerinde anlaşıldığını belirten Gül, bu çerçevede Türkmenistan’da bir kültür festivali düzenlemeyi kararlaştırdıklarını kaydetti.
“BÖLGESEL İŞBİRLİĞİNİN GÜÇLENDİRİLMESİ”
Cumhurbaşkanı Gül, kardeş Türk devletleri arasındaki işbirliğinin tek hedefinin, halklarının menfaati olmadığını, aynı zamanda bölgesel işbirliğini de güçlendirmeyi ve bu sayede bölgede yaşayan bütün halkların barış, istikrar, huzur ve refahının geliştirilmesine katkı sağlamayı hedeflediklerini söyledi.
Katılımcı ülkelerin bu yöndeki ortak iradesinin zirve toplantısında bir kere daha teyit edildiğini ifade eden Gül, “Ülkelerimizin bulunduğu coğrafya, büyük potansiyel vaat etmekle birlikte çeşitli sorun ve risklerle de karşı karşıyadır. Bu sorun ve risklerin bölgemizdeki işbirliği imkanlarını zedelemesine de izin vermeyeceğiz. Türk İşbirliği Konseyi'nin, Avrasya coğrafyasındaki mevcut işbirliği mekanizmalarını tamamlayan bir bölgesel teşkilat olarak kendisini kısa sürede kanıtlayacağına olan inancımız da tamdır” dedi.
Abdullah Gül, zirvenin gelecek yıl yapılacak toplantısına ev sahipliği yapmayı teklif eden Kazakistan'ı da tebrik ederek, gelecek yıl hep beraber Kazakistan’da olacaklarını söyledi. Gül, toplantının 2012 yılında da Kırgızistan’da yapılacağını bildirdi.
Kardeş Türk dünyasının cumhurbaşkanlarına zirveye katılımları dolayısıyla bir kez daha teşekkür eden Gül, kendilerini Türkiye'de ağırlamaktan onur duyduğunu ifade etti.
“GÖZ GÖZE YAN YANA OLURSAK”
Artık birkaç senede bir veya senede bir değil, bir senede birkaç kez bir araya geldiklerini veya ayrı ayrı görüştüklerini ifade eden Gül, “Bunun çok önemli olduğuna inanıyorum. Bir sözümüz var 'Gözden ırak olursak, gönülden de ırak oluyoruz' Hepimiz, göz göze yan yana olduğumuzda beraber, senede birkaç ayrı ayrı toplandığımızda, oturup istişare yaptığımızda, gönüllerimizde yerlerimiz çok daha güçlü olarak devam etmektedir” dedi.
Gül, Türk halkı adına Azeri, Kazan, Kırgız ve Türkmen halklarına selam gönderdiğini de ifade ederek, “Biz artık bir milletiz, ama 6 tane de devletiz. Bundan büyük bir gurur ve onur duyuyoruz. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Türkiye'deki kardeşlerinizin yürekleri acı ve tatlı günlerimizde hep birlikte, beraber atmaya devam edecektir. Keza ortak davalarımıza sahip çıkmayı ve halklarımızın müreffeh geleceği için müşterek çaba göstermeye de devam edeceğiz. Bu yöndeki siyasi irademiz tamdır. İstanbul'da bu kadar geniş ve en üst düzey katılımla oluşturduğumuz bu sinerjinin İşbirliği Konseyinin itici gücünü meydana getireceğine samimiyetle inanıyorum” diye konuştu.