Güncelleme Tarihi:
AVRUPALI Türk Demokratlar Birliği (UETD), Dünya Türk İş Konseyi (DTİK), Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) ve Beyazay derneği İsviçre şubeleriyle İsviçre Türk Diyanet Vakfı, (İTDV) ve İsviçre Türk Toplumu (İTT) başkan ve temsilcileri Zürih’te bir araya gelerek ortak açıklama yaptı. Açıklamada, Bern’de terör örgütleri PKK, DHKP-C ve YPG’nin de aralarında bulunduğu gruplar tarafından Federal Parlamento binası önündeki Parlamento Meydanı’nda düzenlenen “Hayır” mitinginde Erdoğan’ı hedef gösteren pankart açıldığı anımsatıldı.
Söz konusu miting alanında, terör örgütünün sembol ve simgelerini taşıyan pankartlar ile elebaşının resimlerinin açılmasının İsviçre’de yaşayan Türk toplumunu telafisi mümkün olmayacak şekilde derinden üzdüğü vurgulanan açıklamada, mitingin İsviçre için utanç sebebi olarak algılandığına vurgu yapıldı. Açıklamada şöyle denildi:
ŞİDDET VE AYRIMCILIK TEŞVİK EDİLDİ
“Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler tarafından terör örgütleri listesinde yer alan terör örgütü PKK üye ve yandaşlarınca gerçekleştirilen sözde özgürlük ve barış mitingi, amacının tam aksine Türkiye halkının seçtiği ve tüm dünya tarafından demokratik yollarla yapıldığı kabul edilmiş seçimlerle seçilerek görev başına getirilmiş Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı alenen hedef göstererek, ‘Erdoğan’ı öldürün’ şeklinde şiddeti ve ayrımcılığı teşvik eden skandal bir mitinge dönüştürülmüştür.”
“Bizler yaşadığımız ülke olan İsviçre ile her ortamda gurur duyduk. Demokrasi, insan hakları ve şiddete karşı diyaloğun desteklenmesi değerlerini benimseyip tanıttık” denilen açıklamada, şiddeti teşvik eden bu üslubun İsviçre makamlarınca engellenmemesinin İsviçre Türk toplumunda korku ve endişeye sebep olduğunun altı çizildi.
HAK ETTİKLERİ CEZAYA ÇARPTIRILSINLAR
Açıklamada, PKK terör örgütünün bu tür gösterilerinin “barışçıl gösteri” niteliği taşımadığının açıkça görüldüğü belirtilerek şunlar kaydedildi:
“Tüm dünyanın gözleri önünde gerçekleşen bu skandal olayla ilgili İsviçre makamlarından beklentimiz, suç teşkil eden bu tür eylemlerin tespit edilerek hukuki gereğinin yapılması, adalet önüne çıkartılması ve hak ettikleri cezaya çarptırılmalarıdır. Ayrıca bundan sonra bu ve buna benzer olayların yaşanmaması için gerekli tedbirlerin alınmasını Türk toplumu olarak arzu ediyoruz.”