Güncelleme Tarihi:
Türkiye yıllık 10 milyon ton domates üretiminin 400 bin tonunu ihraç ediyor. İhracatta en fazla ağırlığı olan ülke 300 bin tonla Rusya Federasyonu. 2007’de Türkiye’nin yaş meyve-sebze ihracatının yüzde 34’ü Rusya Federasyonu’na yapılmıştı. 2007’de 1,5 milyar dolarlık meyve-sebze ihracatının 510 milyon doları Rusya Federasyonu’na, 600 milyon doları da Avrupa’ya gerçekleştirilmişti. 2008’in ilk 5 ayında da Rusya Federasyonu’na yaş meyve-sebze ihracatı 298 milyon doları bulmuştur.
Üzüm ihtacatı da tehlikeye girebilir
Ürünlerdeki böcek ilacı kalıntıları nedeniyle Rusya Federasyonu ile yaşanan sorun, Eylül 2008’den itibaren Avrupa Birliği’yle de (AB) yaşanabilir. Tarım Bakanlığı’nın Türkiye’de böcek ilacı kullanımı konusundaki standartların AB kodeksine çok uygun olduğunu belirtmesine karşın, AB ülkelerinde şu anda ortak bir standart bulunmuyor. Ancak, AB içinde Eylül 2008’den itibaren ortak standart geliyor. Önlem alınmazsa AB’ye ihracatta sorun çıkabilir. 2 ay sonra üzüm ihracatı başlıyor. Hızlı çözüm bulunmazsa üzüm ihracatı da etkilenecektir.
Rus yetkililer Türkiye’den ürün izlenebilirlik tablosu, yani ürünlerin kaynağını, geldikleri bölgeyi, toptancıyı ve diğer aracıları belirleyebilme imkanı talep ediyorlar. Bu da üreticinin barkod uygulamasına geçmesiyle mümkün olacak. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, sebze-meyvelerin ihracata uygun olması için çiftçilere, üretilen ürün, üretim yeri ve kullanılan ilaçların her aşamada takibine yönelmektedir. Ancak, çalışmalardan sonuç almanın en iyi ihtimalle 6 ay alacağı ileri sürülmektedir.
Türk-Rus tarım krizine teknik açıdan yaklaşılmaktadır. Teknik açıdan bakıldığında Rusya Federasyonu’nun haklı olduğu noktalar bulunmaktadır. Ancak, krizin siyasi boyutunu ve Moskova’nın reflekslerini de incelemek gerekiyor. Nitekim, Moskova herhangi bir ülkeye sıkıntısını belirtmek istiyorsa “ekonomik çıkarları” öne sürmeye başlamıştır.
Türkiye-Gürcistan Serbest Ticaret Anlaşması ve Moskova ile domates krizi
Çeşitli ülkelere (Ukrayna, Gürcistan vb.) karşı “doğalgaz” faktörünü nasıl kullandığını gördük. Şimdi de Türkiye’ye derdini anlatabilmek için “tarım” faktörünü kullanıyor olabilir. Adana, Hatay ve Gaziantepli Türk üreticiler tarafından Suriye’de üretilen yaş meyve-sebzeyi sorunsuz ve gümrük kolaylıkları tanıyarak ithal eden Rusya Federasyonu’nun Türkiye’den ithalatta kriz yaratmasının teknik değil siyasi nedenleri bulunabilir.
Cumhurbaşkanı Gül’ün 21 Kasım 2007 tarihinde Gürcistan'ı ziyareti sırasında imzalanan, ancak halen yürürlüğe girmemiş olan Türkiye-Gürcistan Serbest Ticaret Anlaşması, Moskova’nın hiç hoşuna gitmemiş olabilir. Çünkü, Rusya Federasyonu son yıllarda Gürcistan’ın ana ihraç mallarını (şarap, maden suyu vb) almayarak bu ülkeyi sıkıştırmaya çalışıyordu. Bu koşullar altında Türkiye ile Gürcistan arasındaki ekonomik ve ticari ilişkilere yeni bir ivme kazandıracak olan Serbest Ticaret Anlaşması Gürcistan’ın Moskova tarafından boğazının sıkılmasına müsaade etmeyecektir. Çünkü, Türkiye-Gürcistan Serbest Ticaret Anlaşması, Türkiye’nin Bosna-Hersek ile imzaladığı Serbest Ticaret Anlaşması’ndan sonra en geniş serbest ticaret anlaşmasıdır. Tarımsal malları ve tarıma dayalı sanayi ürünleri (şarap vb.) kapsaması açısından da Türkiye aleyhine, Gürcistan’ın ekonomik olarak rahatlamasını sağlayan maddeler içermektedir.
Türkiye’den Rusya Federasyonu’na yaş meyve-sebze ihracatının yoğun olarak ocak-nisan ayları arasında yapılmaktadır. Mayıs ayında seradan tarlaya geçildiği için kimyasallar daha az kullanılmaktadır. Kimyasalların az kullanıldığı ve mevsim olarak ihracatın düştüğü bir dönemde bu krizin çıkması Türkiye-Gürcistan Serbest Ticaret Anlaşması’nın TBMM’de görüşülmesinin ertelenmesine yönelik olabilir.