Güncelleme Tarihi:
Olay, Avrupa Parlamentosu-Türkiye Karma Parlamento Komisyonu'ndan üç üyenin, Komisyon Başkanı AK Partili Afif Demirkıran, AK Partili Başkan Yardımcısı Ali Şahin ve CHP'li üye Aylin Nazlıaka'nın Strasbourg'daki temaslarında yaşandı.
CHP Ankara Milletvekili Nazlıaka, dönüşte yaptığı açıklamada, olayları şöyle anlattı:
'AVRUPALI PARLAMENTERLER SES KAYITLARINI SORDULAR'
"26 Şubat sabahı yaptığımız ilk görüşmede Avrupalı parlamenterin Türkiye’deki yolsuzluk operasyonu ve Başbakan’ın oğlu ile yaptığı iddia edilen telefon konuşmalarını sorması nedeniyle Türkiye heyeti olarak aramızda bazı gerginlikler yaşandı.
'SIK SIK SÖZÜM KESİLDİ'
"Görüşmeler esnasında sık sık sözüm kesildi. Bana konuşma imkanı verilmemeye çalışıldı. Bir saat süren görüşmelerin yaklaşık 45 dakikasında Afif Demirkıran, 10 dakikasında Avrupalı parlamenter konuştu. kalan 5 dakikayı ise ben ve AKP Milletvekili Ali Şahin paylaşmak zorunda kaldık."
'NOTLARI VERDİRMEDİLER'
"Ben son yasal düzenlemelerle ilgili olarak partimize ait notları da Strasbourg’a götürmüştüm. Onları vermeye kalktığımda 'Buraya parti propagandası yapmaya gelmedik' dediler. Oysa o notlar partimize ait broşür değildi, sadece parlamenterlerin sorularına yanıt verecek nitelikte bilgi notuydu."
'GÖZDAĞI VERMEK İSTEDİLER'
"Öğleden sonraki görüşmeler öncesinde Parlamento binasındaki Türkiye ofisine geçtik. Ben ve Ali Şahin komisyon personeli ile toplantı odasında sohbet ederken Afif Demirkıran ofis içindeki küçük odaya geçti. Daha sonra bu odaya AKP Gaziantep Milletvekili Ali Şahin’i çağırdı, bir süre fısıldaştıktan sonra beni odaya çağırıp kapıyı kapattılar. Önce beni ne için o küçücük odaya çağırdıklarını anlamadım. Afif Bey konuşmaya başlayınca asıl amaçlarının bana gözdağı vermek olduğunu anladım. Kapıyı açıp ne söyleyecekseniz personelin önünde söyleyin diye tepki gösterdim ve yeniden toplantı odasına geçtim. Her ikisi de arkamdan odaya gelip 'Bunları personel duysun istemiyoruz' dediler. Bunun üzerine uzman yardımcısı Ayşegül Sezer ve Cemil Bey mecburen ofisi terk etti."
'GÖRÜŞMELERE KATILMADIM'
"Ben de daha fazla o ortamda kalamayacağım için orayı terk ettim ve öğleden sonraki görüşmelere katılmadım. Orada oynanan tiyatroya daha fazla alet olmak istemedim. Bu yapılan siyasi bir baskıdır."
'BEN İSTİFA EDERDİM...'
"Bana 'Bu sizin Genel Başkanınızın başına gelse biz böyle yapmazdık dediler' Ben de 'Genel Başkanımızın başına böyle bir şey gelmez, gelse istifa eder, zaten sizin yaşadığınız süreç benim partimde yaşansa ben istifa ederim' diye cevap verdim."
KOMİSYON BAŞKANI DEMİRKIRAN HÜRRİYET'E KONUŞTU
Komisyon Başkanı, AK Parti Siirt Milletvekili Demirkıran ise, Nazlıaka'nın sözlerine karşılık, yaşananları Hürriyet'e şöyle anlattı:
'RUTİN UYGULAMAYI YAPTIM'
"KPK olarak Strasbourg'a ilk seyahatimiz değil. Daha önce de seyahatlerimizde CHP'li vekiller bulundu. Sürekli uyguladığımız rutin bir usülümüz var; Ben KPK Başkanı olarak, önce heyeti tanıtırım. Ardından geliş amacımızı söylerim. Sonra Avrupalılar söz alır, soru sorar, yorum yapar. Bu yorumlara yanıt veririm. Ancak ondan sonra heyet üyeleri kendi görüşlerini açıklar. Bu, hep yaptığımız rutin uygulamadır. Sayın Nazlıaka da görüşlerini açıklamıştır."
'CHP ANTETLİ RAPORU VERMEK İSTEDİ'
"Sayın Nazlıaka, ilk toplantımızda söz alarak, daha doğruluğu kanıtlanmamış ses kayıtlarını gündeme getirdi, 'Ses kayıtları yayınlandı. CHP olarak Parti Meclisimiz bir toplantı yapıp, hükümeti istifaya davet etti' dedi. Ayrıca CHP amblemli kağıtlara basılmış bir raporu paylaşmak istedi. İkinci toplantımız sırasında da, daha Avrupalı Parlamenterler soru bile sormadan, CHP antetli raporu verdi."
'PARLAMENTOYU TEMSİL EDİYORUZ'
"Biz orada partilerimizi değil, Türkiye parlamentosunu temsil ediyoruz. Orada bulunma amacımız, Avrupa Parlamentosu'nda görüşülen ilerleme raporuna Türkiye'nin tezlerini dahil edebilmek için lobi yapmak. Görüşülmekte olan ilerleme raporu, içerik olarak bizi tam tatmin etmemekle birlikte, kabul edilebilir bir rapor. Ama 338 tane önerge var. Biz, rapora vize serbestisinin, Kıbrıs gibi önemli konuların girmesini istiyoruz. SAyın Nazlıaka ise, CHP antetli raporu vermek istedi. Şimdiye kadar KPK toplantılarına Türkiye adına katılan hiçbir milletvekili, kendi partisinin antetli kağıdına basılı belge vermeye kalkmadı."
'HİÇBİR ŞEKİLDE GÖZDAĞI VERMEDİM'
"Öğleden sonra, Avrupa Parlamentosu'nda Türkiye delegasyonuna ayrılan odalara geçtik. Aylin Hanım ve Ali Bey'i, tek başıma olduğum odaya çağırdım. Amacım, bundan sonra ne mesajlar vereceğimizi, hareket tarzımızın ne olacağını heyet üyeleriyle konuşmak, istişare etmekti. Hiçbir şekilde gözdağı vermedim. Bunları uzmanların önünde konuşmak istemedim. Ancak Sayın Nazlıaka, uzmanların önünde konuşmakta ısrar etti. Zaten daha sonra da odayı terk etti."
'BEN SAYIN KILIÇDAROĞLU ALEYHİNE TWEET BİLE ATMADIM'
"CHP'li vekiller Sayın Başbakan aleyhine sürekli ağır tweet'ler atıyorlar. Ancak ben KPK Türkiye grubunun başkanı olduğumdan, Twitter'da bile Sayın Kılıçdaroğlu aleyhinde herhangi bir mesaj paylaşmadım. Ne olduğu daha tamamen ortaya çıkmayan, ki ben montaj olduğuna inanıyorum, ses kayıtlarının Avrupalı parlamenterlerin önüne, sanki gerçekmiş gibi ortaya koyulmasını kabul etmemiz mümkün değil."
'ÇIKAN YASALARA SAYGI GÖSTERMEK DURUMUNDAYIZ'
"Biz parlamenterler olarak, T.C. parlamentosunu temsil ediyoruz. Yasalar çıkana kadar görüşlerimizi açıklarız. Ancak yasalar çıktıktan sonra, bunlar T.C. yasası haline gelmişlerdir. Bu yasalar internet yasası da, sağlık yasası da olabilir. Yasalar çıktıktan sonra bunlara saygı göstermek durumundayız."
'YEMİN EDERİM Kİ...'
AK Parti Gaziantep Milletvekili Ali Şahin:
"Sahip olduğum tüm değerler üzerine yemin ederim ki, Avrupalı parlamenterler ses kayıtları konusunu hiç gündeme getirmediler. Gündeme getiren Sayın Nazlıaka oldu. Tüm teamüllerin dışına çıkarak, bir gün önce interenete düşen ses kasedini gündeme getirdi."
'YAKIŞTIRAMADIM...'
"Sayın Nazlıaka 'Avrupalı parlamenterler ses kayıtlarını sordu' demiş. 90 yıllık geçmişi olan bir partinin temsilcisi olarak ,doğru olmayan bir şeyi gündeme getirmesini kendisine yakıştıramadım. Avrupalılar sormadığı halde, 'Sordular' demesi beni şaşkınlığa uğrattı."