Celal ÖZCAN
Oluşturulma Tarihi: Aralık 24, 2015 11:13
Almanya ve Avrupa’dan Suriye’ye terör örgütü saflarına gidenlerin yaşı giderek küçülüyor. Suriye’ye gitmek isterken yakalanan 13 yaşında çocuklar bulunuyor. Paris’teki terör saldırısı kurbanları için düzenlenen saygı duruşuna okullarda kalkmayan öğrenciler var. Almanya tedirgin. Öğretmenler çaresiz.
Avrupa'dan Suriye ve Irak gibi çatışma bölgelerine gidenlerin sayısı 3 binin üzerinde. Almanya'dan Suriye’ye giden gençlerin sayısı 750 civarında... Bunlar resmi rakamlar. Gayri resmi rakamların çok daha ürkütücü olduğu sanılıyor.
Avrupa'dan terör örgütü IŞİD saflarına katılanların sayısı sadece artmakla kalmıyor, yaşları da giderek küçülüyor.
Bu yılın temmuz ayında Münih'ten sahte pasaportla yola çıkan ve Suriye'ye geçmek isterken Gaziantep'te yakalanan Türk kökenli Alman vatandaşı 13 yaşındaki çocuk, hala gündemde. Terör örgütleri gençleri çocuk yaşta etkilemeye çalışıyor. Gençler arasında çok hızlı radikalleşme süreci yaşanıyor.
Bavyera istihbarat teşkilatı Başkanı Burkhard Körner'e göre radikalleşmenin başlamasıyla, Suriye seyahati arasında sadece birkaç ay bulunuyor. Gençlerin gözü açıldığında ise ya Suriye'de oluyorlar, ya da artık çok geç kalınmış oluyor.
ALMANYA HAREKETE GEÇTİ
Radikalleşmeyi çok daha erken yaşa önlemek için Almanya yatırım yapmaya başladı. Berlin'de kurulu 'Ufuq' adlı kuruluş çocukların ve gençlerin Selefiler gibi radikallerin tuzağına düşmemesi için yoğun çalışma yürütüyor.
Sekiz yıl önce kurulan 'Ufuq' şimdi tam bir rönesans yaşıyor. İlgi çok yüksek ve Almanya çapında hızla yayılıyor. 'Ufuq', ocak ayından itibaren pedagog ve öğretmenler için danışma merkezi haline gelecek. Federal ve eyalet bütçesinden 130 bin Euro mali destek planlanıyor.
Gelecek yıl içinde 500 öğretmen ve eğitim görevlisi Ufuq tarafından eğitimden geçecek. Amaç öğretmenleri, İslam ve İslamcılık üzerine öğrencilerle tartışmalara daha iyi hazırlamak, Selefi ajitatörlere karşı daha donanımlı hale getirmek.
Kuruluşun yetkilisi sosyal pedagog Deniz Kaynak çalışmalarıyla ilgili şu bilgileri verdi:
“Okullardan, öğretmenlerden çok yoğun talep var. Öğretmenler arıyor ve diyorlar ki, ‘Paris'teki terör kurbanları için okulda saygı duruşu yaptık. Bazı öğrenciler saygı duruşuna kalkmadı. Ne yapabiliriz? Öğrenciyle konuştuğumuzda diyor ki, ‘Ankara'da, Suruç'ta terör saldırıları oldu. Ordada çok insan öldü. Kimse saygı duruşu düzenlemedi. Bir Türk öğrenci olarak Ankara'da ya da Suruç'ta ölenler bana çok daha yakın.” Öğrenci teröre sempati duyduğundan değil, kendisinin de görülmesini istiyor. Tepkisi burdan. Başka öğretmenler arıyor, ‘Yaz tatili dönüşünde bir öğrencimiz kapalı, bir öğrenci sakallı geldi. Ne yapabiliriz?’ diye soruyor. Okulda Müslüman kökenli öğrenciler birden mescit istiyorlar, okul panikliyor, ne yapacağını bilemiyor. Bize başvuruyor.”
ERKEN YATIRIM“Talep çok yüksek olduğu için Augsburg'ta bir büro açtık. Frankfurt'ta çalışmaya başladık. Stuttgart ve Bremen'de eğitim veriyoruz. Tam bir patlama yaşıyoruz. Çok ilgi ve istek var. Sadece öğretmenlere yönelik değil, biz öğrencilere yönelik de çalışıyoruz. Hedef onların radikallerin tuzağına düşmesini zamanında önlemek. Öğrencilerle okullarda tartışmalar düzenliyoruz. Onları şeriat, şiddet, kadın erkek rolü, İslam ve Yahudi düşmanlığı konuları üzerine tartışmaya çekiyoruz. Bu tartışmalarda gençler arasında komplo teorilerinin çok yaygın olduğunu ve önemli kimlik sorunu yaşadıklarını görüyoruz. ‘Paris saldırısı kesinlikle benim İslam anlayışımla bağdaşmıyor’ diyorlar. Ama saldırıyı Müslüman ve Hıristiyanları savaştırmak için el altından organize edildiğini savunanlar var. Onlarla bunun tam tersine terör örgütlerinin amacı olduğunu tartışıyoruz.”
KİMLİK BUNALIMI“11 Eylül saldırısından sonra Müslümanlara şüpheci gözle bakılıyor. Terör saldırıları Müslüman öğrencilere çok ağır yük ve baskı getiriyor. Çoğu utanıyor. Okullarda bir Alman öğrenci, sınıfındaki Müslüman öğrenci arkadaşına ‘Ne
haber küçük Selefi’ diye takılıyor. Bunlar Müslüman öğrenciler arasında ‘Ben demek ki, halen buralı değilim. Alman mıyım, Türk müyüm?’ Kimliği tam oturmamış. Gençlerin çok soruları var. Bu soruları internet ortamında paylaşıyorlar. Bu sorulara zamanında ve yerinde cevap vermezseniz, bu boşluğu radikaller dolduruyor. Biz gençlere hem Türk, hem Alman, hem Müslüman, hem demokrat olunabileceği bilincini vermeye çalışıyoruz. İkisi de olabilirsiniz, birinden birine karar vermek zorunda değilsiniz diyoruz.”