Güncelleme Tarihi:
New York Times gazetesi için "Ülkemiz bir diktatörlüktü, buna geri dönemeyiz" başlıklı bir görüş yazısı kaleme alan Meclisin en büyük partisi Nahda Hareketi'nin lideri Gannuşi, Cumhurbaşkanı Kays Said'in 25 Temmuz tarihinde Anayasa'yı gerekçe göstererek başbakanı azletme, Meclisin çalışmalarını 30 gün boyunca askıya alma, tüm milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırma kararlarıyla yürütme ve yargının tüm yetkilerini elinde topladığına işaret etti.
Gannuşi, "Said, demokratik reformlar için savaşan Tunusluların on yıllık zorlu çabalarını geri döndürmeye çalışıyor. Eylemlerinin anayasaya aykırı olduğunu ve Tunus'un demokrasisini tehdit ettiğini düşünüyorum." ifadelerine yer verdi.
Parlamenterlerle Meclise girişlerinin 26 Temmuz tarihinde askerler tarafından Kays Said'in talimatıyla engellendiğini anımsatan Gannuşi, kan akması ve iç karışıklık endişesiyle yanındakilerle Meclis binasını terk ettiğini aktardı.
Gannuşi, Tunusluların siyasi liderliğin düşük performansından memnuniyetsizliklerini meşru bulduğunu ve ülkenin yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınında zorlu sağlık koşulları, ağır bir ekonomik tablo ve uzatmalı bir politik krizle boğuştuğunu vurguladı.
Tunus'ta "Arap Baharı"nın neredeyse yarım yüzyıllık bir diktatörlüğü sonlandırdığını ve hukukun üstünlüğü, güçler ayrılığı, kişisel hak ve hürriyetleri koruyacak devlet kurumlarının kurulması üzerine bir Anayasa'nın seçilmiş kişiler tarafından hayata geçirildiğini paylaşan Gannuşi, makalesinde "Tunus'un 2014 Anayasası Arap dünyasının en ileri görüşlü Anayasası olarak övgü topladı. Ancak bugün, Said tarafından parçalanıyor. Cumhurbaşkanı aldığı kararların ülkede sosyal barışı sağlamak için ve geçici olduğunu söylüyor. Bilakis, Said'in kararları diktatör rejim kurmanın el kitabında geçiyor." ifadelerini kullandı.
DEMOKRATİK DEVRİME VE ANAYASA'YA DARBE
Gannuşi, Cumhurbaşkanı'nın aldığı kararlar için gerekçe gösterdiği Anayasa'nın 80. maddesi doğrultusunda Meclisin çalışmalarını durdurmasının mümkün olmadığını bu nedenle aldığı karara uygun koşulları sağlamadığının altını çizerek, Said'in "Tunus halkı ve onun seçilmiş temsilcileri tarafından hayata geçirilen kuvvetler ayrılığı sistemini ortadan kaldırdığını" belirtti.
Cumhurbaşkanı Said'in bu adımlarının yansıtılmaya çalışıldığı gibi sadece bir partiyi değil tüm Tunus demokrasisini hedef aldığını belirten Gannuşi, "Bu demokratik devrime ve Anayasa'ya karşı darbe girişimi, demokratik değerlerimize bir saldırıdır. Bu tür adımlar, uluslararası toplum tarafından net ve güçlü bir tepkiyle karşılanmalıdır." değerlendirmesini yaptı.
Gannuşi, ülkenin seçim sisteminin koalisyonları zorunlu kıldığını, Tunus'ta demokrasinin inşası, sosyal, ekonomik reformların hayata geçirilmesi ve salgınla mücadelenin yavaş ilerlediğini vurgulayarak, tüm bu krizlerin Anayasa'nın ihlal edilmesi ve tüm demokratik düzenin tehlikeye atılması için gerekçe olamayacağını belirtti.
CUMHURBAŞKANI'NA ULUSAL DİYALOG ÇAĞRISI
Tunus'ta tek adam yönetiminin ülkenin ekonomik sorunlarına çözüm üretemeyeceğini kaydeden Gannuşi, "diktatörlüğün yolsuzluk, kayırmacılık, kişisel hakların ihlali ve eşitsizliğe yol açacağını" vurguladı.
Tunus Meclis Başkanı, Cumhurbaşkanı Said'in kararından geri dönmesini ümit ettiğini belirterek, kendisinin yapıcı adımlar atabileceğini, parlamentonun çalışmasına müsaade edilmesi, Meclis'in yeni bir hükümete güvenoyu sağlaması, salgına ve işsizliğe çare bulmak için cesur ekonomik reformlara girişmesi gerektiğini anlattı.
Gannuşi, ülkesinin daha önce ulusal diyalogla birçok açmazdan çıkmayı başardığını belirterek, Cumhurbaşkanı Said'e böyle bir sürece girmesi çağrısı yaptı.