Trump'a mektup yolladılar... Türkiye hakkında ağır ifadeler
Güncelleme Tarihi:
ABD Senatosu’nun ağır toplarından Silahlı Kuvvetler Komitesi Başkanı Cumhuriyetçi John McCain ile Senato’nun Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Demokrat Bob Menendez ortak imzayla ABD Başkanı Donald Trump’a bir Türkiye mektubu gönderdi ve vize kararını desteklediklerini söyledi.
TÜRKİYE ile ABD arasındaki vize krizinin etkileri ABD Kongresi’nde de hissedilmeye başlandı. Kongre’deki derin kutuplaşmaya rağmen son dönemde Cumhuriyetçiler ile Demokratların üzerinde nadiren uzlaştığı konuların başında Türkiye var. ABD Senatosu’nun ağır toplarından Silahlı Kuvvetler Komitesi Başkanı Cumhuriyetçi John McCain ile Senato’nun Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Demokrat Bob Menendez ortak imzayla ABD Başkanı Donald Trump’a bir Türkiye mektubu gönderdi.
Demokrat ve Cumhuriyetçi 12 senatörün daha altına imza koyduğu mektupta ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Türkiye’de vize hizmetlerini askıya alma kararının desteklendiği vurgulandı. Senatörler Başkan Trump’tan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a konsolosluk çalışanlarının tutuklanması gibi bir davranışın tolere edilmeyeceğine dair net bir mesaj göndermesini talep etti.
AĞIR İFADELER
24 Ekim 2017 tarihli mektupta “Size Türkiye’de insan hakları alanında devam eden erozyon ve demokratik değerlerin gerilemesinden duyduğumuz derin kaygıyı dile getirmek için yazıyoruz” ifadesi yer alırken ABD’nin İstanbul Başkonsolosluğu’nda çalışan Metin Topuz’un tutuklanması ve aynı yerde görevli Mete Cantürk’ün ifadeye çağrılmasına dikkat çekildi. Türkiye’de OHAL’in Cumhurbaşkanı Erdoğan ve müttefikleri tarafından ifade özgürlükleri gibi temel hakları ve yargı bağımsızlığını bastırmak için kullanıldığı iddia edilen mektupta Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mayıs ayındaki Washington ziyareti sırasında yaşanan koruma krizi de hatırlatıldı. Mektupta şu ifadeye yer verildi:
“ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Türkiye’deki misyonlarımızda vize hizmetlerini askıya alma kararını destekliyoruz. Ancak bu kararın Türk toplumunda bu hizmetlere ihtiyacı olan kimseler üzerindeki potansiyel etkilerini de hafifletmenizi teşvik ediyoruz. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ABD’nin bu tür bir davranışı tolere etmeyeceğine ve iki ülke arasındaki herhangi bir işbirliğinin insan hakları ve hukuk üstünlüğü ortak paydasına dayanması gerektiğine dair açık bir mesaj göndermenizi talep ediyoruz.”