Güncelleme Tarihi:
Belge, Trump’ın halihazırdaki Ortadoğu politikasına yön veren ve daha güçlü bir biçimde yön vermeye devam edecek unsurun, Suriye savaşı sonrasında bölgede artan İran nüfuzunun Suudi Arabistan’ın patronluğunda dengelenmesi olduğunu ortaya koydu.
Belgede, ABD’nin Ortadoğu’daki çıkarlarına uygun güç dengesinin sağlanması kapsamında Suudi Arabistan ve Mısır’a isim verilerek atıf yapıldı. Yıllardır Ankara’nın çok tepkisini çeken ve önceki Başkan Obama’nın kullanmayı reddettiği ‘radikal İslamcı terör’ anlayışı Trump ile birlikte Ulusal Güvenlik Belgesi’ne geri döndü. Belgede “Cihatçı terör örgütleri ulusumuza yönelik en büyük terör tehdididir” ifadesi yer aldı.
Trump’ın Ulusal Güvenlik Strateji Belgesi’nde dikkat çeken bölümler şöyle:
DEAŞ VE EL KAİDE TERÖR İHRAÇ EDİYOR
Ortadoğu dünyanın en tehlikeli terör örgütlerine ev sahipliği yapıyor. IŞİD ve El Kaide istikrarsızlık üzerinden zenginleşiyor, şiddet içeren cihat ihraç ediyorlar. İran dünyanın en önde gelen terör devleti olarak ortakları ve uzantıları sayesinde etkisini genişletmek için istikrarsızlık ortamından faydalanıyor. 2015’teki nükleer anlaşmadan bugüne daha yetkin balistik füzeler geliştirmeyi sürdürdüler. İran bölgede şiddet döngüsünü sürekli hale getirecek eylemlerine devam ediyor.
ORTADOĞU’DA SORUNLARIN KAYNAĞI İSRAİL DEĞİL
Nesiller boyunca İsrail ile Filistinliler arasındaki sorun barışın ve bölge refahının önündeki baş engel olarak algılandı. Bugün radikal cihatçı terörist örgütler ve İran kaynaklı tehdit bölgenin sorunlarının asıl kaynağının İsrail olmadığının fark edilmesini sağlıyor. İsraillilerin ve Filistinlilerin kabul edebileceği kapsamlı bir barış anlaşması için kolaylaştırıcı bir rol oynama hedefine bağlıyız.
SURİYE’DE ‘ÇÖZÜM’ ARAMAYA DEVAM
Irak ile bağımsız bir devlet olarak uzun süredir devam eden stratejik ortaklığımıza devam edeceğiz. Suriye’deki iç savaşa mültecilerin evlerine dönmesini sağlayacak koşulları yaratacak bir çözüm aramayı sürdüreceğiz. İran rejiminin nükleer silaha ulaşacak yollarını kesmek ve İran’ın bölgedeki habis etkisini engellemek için ortaklarımızla beraber çalışacağız.
S. ARABİSTAN VE MISIR’A DESTEK
ABD cihatçı teröristlerin sömürdüğü temel eşitsizliklerin giderilmesine yönelik reformları destekleyecek. ABD, bölgede Mısır ve Suudi Arabistan’ın da aralarında bulunduğu ülkelerin ekonomilerini modernleştirme çabalarını teşvik edecek. Serbest piyasa ile açık toplumun avantajlarını savunarak ve reformcuları destekleyerek olumlu gelişmeleri tetikleyecek bir rol oynayacağız.
AMERİKAN ASKERİ VARLIĞI MUHAFAZA EDİLECEK
ABD’yi ve müttefiklerimizi terör saldırılarından korumak ve çıkarımıza bir güç dengesi için bölgede gerekli olan Amerikan askeri varlığını muhafaza edeceğiz. Bölgesel ortaklarımızın kurumlarını ve yeteneklerini - güvenlik güçlerini ve kontraterör faaliyetlerini de kapsayacak biçimde- desteklemeye devam edeceğiz. Aktif füze tehditlerine ortaklarımıza çok taraflı olarak işletilebilir füze savunma yetenekleri edinebilmeleri için yardım edeceğiz. İran’ın bölgedeki habis faaliyetlerinin nötralize edilmesi için ortaklarımızla çalışacağız.
RUSYA VE ÇİN RAKİP
Başkan Donald Trump, 68 sayfalık Ulusal Güvenlik Stratejisi Belgesi’ni siyasi programının prensibi “Önce Amerika” üzerine bina etti. Yeni planda dört öncelik, “anayurdun korunması”, “Amerikan refahının artırılması”, “güçle barışın tesisi” ve “Amerikan nüfuzunun geliştirilmesi” olarak sıralanabilir.
Trump’ın ABD başkanlık seçimini kazanması yönünde seçimlere müdahale etmekle suçlanan Rusya, belgede Çin’le beraber ‘iki revizyonist güç’ olarak yer alıyor. İki ülke küresel statükoyu ABD çıkarlarının aksine etkilemeye çalıştıkları gerekçesiyle ‘revisyonist’ olarak tanımlandı. Ancak Trump stratejisini açıklarken, daha yumuşak bir ton kullanarak, “ABD’nin bu ülkelerle büyük bir ortaklık geliştirmesi gerektiğini” söyledi.
NÜKLEER SİLAH MASADA
Yeni Ulusal Güvenlik Stratejisi’ne göre Trump, nükleer silahları, “ABD’ye, müttefiklerine ve ortaklarına yönelik herhangi bir saldırıya karşı caydırıcılık adına ve barış ve istikrarı korumak için ABD’nin yeni stratejisinin temeli olarak” görüyor.
ABD’nin önceki Başkanı Obama’nın ‘stratejik ortak’ olarak nitelendirdiği Çin, Trump’ın belgesinde ‘stratejik rakip’ olarak yer aldı.
Trump’ın belgesinde siber saldırı araçlarının artan önemine işaret edilirken, “Siber araçların kullanımı devlet ve devlet olmayan rakiplere ABD’nin çıkarlarını zedeleme fırsatı veriyor” denildi.
Trump döneminin Obama hükümetinden ayrılan bir başka çizgisi de iklim değişikliği. Yeni belgede iklim değişikliği, ulusal güvenliğe tehdit listesinden çıkarıldı ve ‘enerji hâkimiyeti’ başlığının altında yer buldu.
‘SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİNE DÖNÜŞ’
New York Times gazetesi, yeni strateji belgesini “30 yıldır tatilde olan süper güç rekabetine” geri dönüş olarak tanımladı. Gazete, Trump’ın çizgisinin Soğuk Savaş dönemine dönüşü gösteren birçok ipucu barındırdığını yazdı.