Güncelleme Tarihi:
Beyaz Saray önünde geçtiğimiz hafta sonu yaşanan protesto gösterileri sırasında gizli servis tarafından ailesiyle birlikte sığınağa indirildiği belirtilen ABD Başkanı Donald Trump önceki akşam çok sert açıklamalar yaptı. Tüm ülkeyi saran protestolara gerektiği takdirde askeri müdahalede bulunulması yönünde talimat vereceğini söyleyen Trump, “Washington’da isyan, yağma ve kontrolsüzce süren yakıp yıkmaya karşı binlerce asker ve polis görevlendiriyorum” dedi. Trump, diğer eyaletlerin ve şehirlerin sokakları denetim altına alamaması durumunda, orduyu göndereceğini açıkladı. Valilere, sokakları kontrol altına almak için güvenlik güçlerinin varlığını ciddi derecede arttırmaları gerektiğini söyleyen Trump, “Eğer şehirler buna uymazsa ABD ordusunu göndererek onlar için sorunu hızla çözeceğim” dedi.
Amerikan NBC’ye konuşan 4 ABD’li yetkili, Trump’ın 1807’de çıkarılan İsyan Yasası kapsamındaki yetkilerini kullanmayı değerlendirdiğini öne sürdü. Bu yasa daha önce 29 Nisan 1992’de ABD’nin Los Angeles şehrinde siyahi Amerikan vatandaşı Rodney King’i darp etmekle suçlanan 4 polisin suçsuz bulunarak salıverilmesi üzerine başlayan olaylarda kullanılmıştı.
İKİ BAKAN EŞLİK ETTİ
ABD polisi önceki akşam Beyaz Saray’ın karşısında bulunan Lafayette Park’taki göstericileri göz yaşartıcı gaz ve kauçuk mermi kullanarak dağıttı. Göstericilerin dağıtılması sonrasında Başkan Trump beraberinde Savunma Bakanı Mark Esper ve Adalet Bakanı William Barr ile birlikte Beyaz Saray kapısından yürüyerek çıktı, eylemlerde bir kısmı hasar gören Saint Johns Kilisesi önüne giderek elindeki İncil’i havaya kaldırarak konuştu.
MÜDAHALE TEPKİ ÇEKTİ
Ancak Trump’ın kiliseye gitmeden önce polisin oradaki göstericilere sert müdahalesi tepki çekti. St. Johns Kilisesi’nin bağlı bulunduğu Washington Piskoposluğu Piskoposu Mariann E. Budde da Trump’ın, “Halkın üzerine askeri gücü yığdırma tehdidinden sonra kiliseye gitmesiyle çileden çıktığını” söyledi. Gördüklerine inanamadığını belirten Budde, “Başkan, Yahudi-Hıristiyan geleneğinin en kutsal metni olan İncil’i ve piskoposluğumun kiliselerinden birini, bize bile sormadan, Hz. İsa’nın öğretilerine ve kilisemizin durduğu her şeye karşı hiç etik olmayan bir mesaj için zemin olarak kullandı” dedi.
Bu arada ABD genelinde polise yönelik silahlı saldırılarda da artış görüldü, en az 5 polis yaralandı. Öte yandan New York emniyetinin en üst rütbeli şefi Terence Monahan, Manhattan’daki bir eylemde göstericilerle dayanışma için diz çöktü.
MINNEAPOLIS POLİSİ O TEKNİĞİ SIK KULLANMIŞ
ABD’nin Minneapolis kentinde, son 8 yılda polisin dizleriyle enselerine bastırması sonucu en az 58 kişinin bilincini kaybettiği ortaya çıktı. Amerikan CNN televizyonu polis departmanından edindiği güç kullanımı verilerini inceledi. Çalışma, Minneapolis’te görevli memurların 2012’den bu yana 280’i siyahi olmak üzere 428 kişi üzerinde bu tekniği uyguladığını ortaya koydu. Minneapolis’te nüfusun yüzde 19’unu siyahiler oluşturuyor. Çalışma, ABD’de birçok polis departmanında yasak olan enseye dizle bastırma tekniğinin, Minneapolis’te bu süre içinde neredeyse haftada bir uygulandığını da gözler önüne serdi.
FLOYD’UN CENAZE TÖRENİ YARIN
ABD’de polis şiddeti nedeniyle hayatını kaybeden Afro-Afrikalı George Floyd’un cenaze töreni yarın düzenlenecek. Tören hakkında konuşan Minnesota Valisi Tim Walz, “Hem Minneapolis şehri, hem de Minnesota eyaleti ve bütün ulus için, gözümüzün önünde son verilmiş bir hayatı onurlandırmak için önemli bir merasim olacak” ifadelerini kullandı. Floyd’un cenaze masraflarını eski boksör Floyd Mayweather karşılayacak. Mayweather’e ait şirketin yöneticisi Leonard Ellerbe, yaptığı açıklamada, 43 yaşındaki ABD’li eski boksörün George Floyd’un ailesiyle irtibata geçtiğini ve ailenin cenaze masraflarının karşılanması teklifini kabul ettiğini kaydetti.
O POLİS NAKLEDİLDİ
Öte yandan Floyd’un ölümüne neden olan ve gözaltına alınan eski polis memuru Derek Chauvin’in, Minnesota eyaleti içinde maksimum güvenlik şartları bulunan başka bir hapishaneye nakledildiği belirtildi. Dolandırıcılık şüphesiyle Minneapolis’te gözaltına alınan Floyd, Derek Chauvin’in diziyle uzun süre ensesine basması sonucu boğularak can vermiş, son anlarında “Nefes alamıyorum” diye yalvarışı yoldan geçenler tarafından çekilen videolara yansımıştı.
OTOPSİ RAPORU
Floyd’un ailesi tarafından yaptırılan özel otopsinin raporunda, George’nin sürekli baskı sonucu nefessiz kalarak (asfiksasyon) hayatını kaybettiği tespiti yer aldı. Otopsiyi gerçekleştiren New York Adlı Tıp Kurumu eski otopsi uzmanı Dr. Michael Biden, CNN’e, “Ölüme neden olabilecek başka bir sağlık sorunu yok. Bu nedenle polisin ‘konuşabiliyorsan, nefes alıyorsun’ yaklaşımı doğru değil” dedi. Öte yandan resmi otopsi raporunda “Travmatik asfiksi veya boğulma teşhisini desteklemek için hiçbir fiziksel bulgu bulunamadığı” şeklinde ifadeler yer almıştı.