Ömer BİLGE / LEFKOŞA
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 11, 2007 00:00
1963 olayları ve 1974 Kıbrıs Barış Harekatı sırasında kaybolan ve geçtiğimiz günlerde DNA testiyle kimlikleri belirlenen 13 Türk ve 15 Rum’un kemikleri ailelerine teslim ediliyor. Türkler, yarın askeri törenle Lefkoşa Şehitliği’nde toprağa verilecek.
Rumlar asker, Türkler sivil
Kayıp Şahıslar Komitesi’nin Türk üyesi Gülden Pülümer Küçük, Hürriyet’e yaptığı açıklamada, "Rum kayıpların çoğu asker. Kayıp Türkler ise sivil. Rumlar savaşta ölmüş, Türkler katliama kurban gitmiş" dedi.
KIBRIS’ta kayıp Türk ve Rumları aramak üzere 1981 yılından bu yana faaliyet gösteren Kayıp Şahıslar Komitesi, kazı yaptıkları toplu mezarlardan çıkardığı ve DNA testiyle kimliklerini tespit ettiği 13 Türk ve 15 Rum’un kemiklerini ailelerine teslim etmeye başladı. 13 Türk’ün tümü Kıbrıs Barış Harekatı’nın başladığı 20 Temmuz 1974’te Rumların Larnaka yakınlarındaki Alaminyo köyünde katlettiği sivillerden oluşuyor. Şehit kabul edilen kayıplar 33 yıl aradan sonra yarın askeri törenle Lefkoşa şehitliğinde toprağa verilecek. 1981 yılında BM’nin girişimiyle kurulan kayıp şahıslar komitesinde iki yıl önce göreve başlayan Gülden Pülümer Küçük, Hürriyet’e yaptığı açıklamada, insani konunun politik malzeme olmaması için büyük hassasiyet gösterdiklerini ve medyaya açıklama yapmaktan kaçındıklarını belirtti.
Küçük, KKTC topraklarındaki en fazla kemiğin Girne ve Balıkesir köyü yakınlarında yaptıkları kazılarda ortaya çıkardıklarını belirterek, "Tabii ki Girne bölgesinde bulunan kemiklerin büyük bir çoğunluğu Rumlara ait. Ancak dikkat edilmesi gereken unsur şu; Rumların kayıplarının çoğu 1974 savaşında. Çoğu da asker. Yani savaşta çatışırken ölmüş ve kaybolmuş. Ancak kayıp Türklerin tümü, sivil, kadın çocuk ve savunmasız. Yani Türkler katliama kurban gitmiş" dedi. Küçük şöyle devam etti:
"Rumlar bugüne kadar 1974 ve sonrasında 1468 kinin ismini kayıplar komitesine verdi. Türklerin kayıpları ise 1963’ten başlıyor ve sayısı 502. Kimliği tespit edilen 13 Türk’ün hayattaki aile yakınlarına
haber verdik. Onlara psikologlarımızla da destek veriyoruz. Kazılar hálá devam ediyor."
DNA eşleştirmesiyle kimlikler belirlendiKIBRIS’ta BM şemsiyesinde kurulan Kayıp Şahıslar Komitesi 26 yıldır aradığı kayıplarla ilgili ilk kez somut sonuç aldı, 28 Rum ve Türk’ün kemiklerini bulup kimliklerini tespit etti.
Kayıp Şahıslar Komitesi, Kıbrıs’ta BM önderliğinde 23 Eylül 1981 yılında kuruldu.
Rumlar 1974’te 1468 kişinin kaybolduğunu, Türkler ise, 1963-74 arasında 502 kayıplarının olduğunu açıkladı.
Komiteye bir Türk, bir Rum ve bir de BM yetkilisi başkanlık yapıyor.
Türklerin 502 kaybının tümü sivil, 192’si kadın ve çocuk; Rumların 1468 kaybından 74’ü kadın ve çocuk.
2006’da BM denetimindeki ara bölgede antropoloji, Lefkoşa Türk kesiminde ise DNA laboratuvarı kuruldu.
DNA laboratuvarı, geçen yıl kayıpların birinci dereceden yakınlarından kan örnekleri almaya başladı.
Kazılarda çıkartılan 302 kişiye ait kemikler ile kayıp yakınlarının DNA’ları karşılaştırıldı.
Türk İntikam Tugayı tehdit ettiHürriyet’in Lefkoşa temsilcisi Ömer Bilge’nin sorularını yanıtlayan Gülden Pülümer Küçük, kemikler bir bir ortaya çıkmaya başlayınca Türk İntikam Tugayı imzalı bir mektupla tehdit de aldı. Kayıp Şahıslar Komitesi’nin Türk üyesi Pülümer Küçük, Boğaziçi Üniversitesi İşletme Fakültesi mezunu.
Kurşuna dizip gömdüler üzerine beton döktüler20 Temmuz 1974’te Alaminyo köyünde şehit olan Osman Mehmet Hüdaverdi’nin 58 yaşındaki kardeşi Mustafa Tolga, 33 yıl aradan sonra kavuştukları cenazeleriyle ilgili duygularını şöyle anlattı:
"Alaminyo iki mahalle halinde Rum ve Türklerin yaşadığı bir köydü. En çok ağrıma giden Rum komşularımızın da katliama katılması. Abim 28 yaşındaydı ve o da mücahitti. Katledilenler arasında bulunduğu mesajını alınca kardeşimin öldüğünü anladım. 2003’te Rum tarafı ile kapılar açıldığında hemen köyüme gittim. Rumlar öldürdükleri Türklerin kemiklerini köy dışına toplu mezara gömmüş. Bulunmasın diye üzerine beton dökmüşler, dikenli tellerle çevirmişler. Bir çok aile, acıların yeniden tazelendiğini belirtiyor. Artık, bayramlarda evlatlarımızla birlikte şehitliğe gidip ağabeyim için çiçek dikip dua edebileceğim."