Güncelleme Tarihi:
Rum Fileleftheros gazetesi, "Faethon" gemisinin Yunan mürettebatından, o dönemde yaralanan ve büyük gizlilik içinde Yunanistan'a gönderilen Dimitrios Miçaços'un anlattıklarını yayımladı.
Mesajlarının Rum Radyo Televizyon Kurumu (RİK) üzerinden gönderildiğini belirten Miçaçoş, gizli görev emriyle ilgili olarak özetle şunları kaydetti:
“Faethon ve Arion o zamanlar Anastasiu Levendi tarafından satın alınan ve Kıbrıs'ın savunmasını takviye için hibe edilen iki gemiydi. 1935'te Almanya'da inşa edilen gemiler eski olduğundan tamir etme, personel sağlama ve silahlandırma işini Yunan Deniz Kuvvetleri üstlenmişti.
Ben Yunan filosunda yaver ve harekat subayıydım. Bir gün komutan beni çağırdı ve beni Kıbrıs'ta gizli bir göreve seçtiğini söyledi. Görevin gizliliğinden dolayı bize Kıbrıslı ismi verdiler. Pire'den bayraksız, ayırt edici işaret olmadan ayrıldık. Kıbrıs karasularına ulaşana kadar sinyal vermememiz emri vardı. Sanki korsanlar gibiydik...
Aldığım emir, Kıbrıs karasularında veya kıyı şeridinde herhangi bir tehdidi saptamak için devriye yapmaktı. Üssümüz Girne'deydi. Bir gece, 6 Ağustos 1964'te, Pomo, Aşağı Pirgo, Mansur ve Erenköy'e gitme emri aldık. Sabah olduğunda karada çarpışma olduğunu gördüm. Mansur karadan tahkimatlı ancak denizden tahkimatsızdı. Karaya birkaç atış yaptık, çatışmalar tam anlamıyla sona erdi ve Erenköy'e devam ettik.
Bu arada, makinede sorun oldu ve sustu. RİK'ten, Gemikonağı'na gitmemiz emrini aldık; makineyi tamir için oraya gelecekleri bildirildi. Gemikonağı'na giderken üzerimizden iki keşif uçağı geçti. Ertesi gün (8 Ağustos) Gemikonağı'na ulaştığımızda yemek için karaya çıktık. Gemide erzak yoktu. Sahilde bir lokantaya oturduk ve oradaki bir gazetede Türk uçaklarının aradıkları bir devriye botu için bir yük gemisinin üzerinden uçtuğunu ve bombaladığını okudum. Kısa süre sonra uçaktan atılan bir bombanın sesini de duydum. Dışarı çıktım ve bir keşif uçağı gördüm. Bunu, savaş uçaklarının saldırısının takip edeceğini anladım.
Gemiye döndüm, evli ve çocuklu olanlara isterlerse gidebileceklerini söyledim. Ben subay olarak kalıp savaşmak zorundaydım. Yalnız bir mermim vardı, çünkü diğer dördü mühimmat olarak yanlış verilmişti. Tek motorla süratle kaçmaya başladık. Saldırıdan kurtulmak için Amerikan bayrağı çekmiş yük gemileri gördüm.
Uçaklar saldırdı ve bizi vurdular. Mürettebattan ölenler oldu, ben de elimden yaralandım ancak yola devam etmeliydim. Mürettebata gemiyi terk etmesini emrettim. Bir uçak vurduk ve pilotu paraşütle atladı, ancak öteki yaralı halde Türkiye'ye dönmeyi başardı.”
"ELİ KANGREN OLDU VE KESİLDİ"
Miçaços'un elindeki yaranın çok ciddi olduğunu, hastaneye götürülerek müdahalede bulunulduğunu ve ardından Atina'ya gönderildiğini yazan gazete, Miçaços'un söylediklerini şöyle aktardı:
“Daha sonra Atina'ya götürüldüm. Orada, gazetecilerin bulmaması ve olayın ortaya çıkmaması için kullanılmayan bir hastaneye kapattılar. Ancak orada tıbbi bakım yoktu, elim kangren oldu ve kestiler. Denizin içinde, insanın ne kadar vahşi olduğunu öğrendim.”
Rum tarafına 1964'ten sonra ilk kez 2007'de gittiğini anlatan Miçaços, “İlk zamanlar bazı nedenlerle Yunanistan'dan Kıbrıs'a dönmeme izin vermediler. Faethon ölüleri asla tanınmadı. Yunanistan'da, asla anlamadığım nedenlerle o kişilerin fedakarlığı asla tanınmadı. Acaba doğru bir şey yapmadık mı? Acaba bunu yapmamalı mıydık diye soruyorum...”
CENGİZ TOPEL
Rumları Türk halkına karşı işledikleri insanlık dışı eylemlerden caydırmak için, 8 Ağustos 1964'te Eskişehir'den Kıbrıs'a, 4'lü Filo Komutanı olarak gönderilen Cengiz Topel'in uçağı, uçuş esnasında vurularak düşürüldü.
Cengiz Topel, paraşütle atlamayı başardı ancak esir alındığı Rumlar tarafından şehit edildi.
Kıbrıs'ta ilk Türk hava harp şehidi olan Cengiz Topel'in hastanede öldüğü açıklandı, ancak ısrarlı girişimler sonucu 12 Ağustos 1964 tarihinde Rumlardan alınabildi. Kıbrıs, Adana, Ankara ve İstanbul'da yapılan törenlerden sonra 14 Ağustos 1964'te Edirnekapı'daki Sakızağacı Hava Şehitliği'nde toprağa verildi.