Güncelleme Tarihi:
Kalbimizi koyduk
CumhurbaşkanıSüleyman Demirel, Arnavutluk gezisinin ikinci gününde, bir gece önce onuruna verilen yemekte yaptığı konuşmayı pekiştirdi:
‘Türkiye, Arnavut kardeşlerinin daima yanındadır. Uluslararası kamuoyu, Kosova’daki çağdışı etnik soykırıma gözlerini kapatamaz. Akan kanın hemen durdurulması gerekir ve saldırgan, dünyaya ilan edilmelidir.'
Parlamentodan çıkıp da Nazmiye Hanımı kapıda beklerken yüzyüze gelince, ‘Gel, yaklaş yanıma’ deyip, ekliyor:
‘Kalbimizi koyduk. Gördün işte, kalbimizi koyduk gidiyoruz.’
Tiran çevresi dağlarla kaplı, bir çanak gibi; Ortada Trakya kasabasına benzeyen ağaçlıklı bir kent, çevresinde tepeler. Tiran'ın ortasında da bir İskender Meydanı. Enver Hoca, tepelere 800 bin korugan yaptırmış; düşman mutlaka buraya saldıracak ama, Arnavut halkı direnecek!
Halk, ‘Düşman ha bu gece, ha yarın sabah saldırır’ diyerek yıllarca tedirgin yaşamış. Enver Hoca ölmüş ama saldıran, eden yok.
Enver Hoca'nın, ağaçlar arasındaki, içiçe dokuz odadan oluşan, evine gittik. Bir odada saunası da var. Mezarını görmek istedik. Biri, ‘Mezarı başka yere taşıdılar. Orasını disko yaptılar’ dedi. Tarif ettiği yere gittik, diskoyu bulamadık.
Özel sektör, yavaş yavaş kentin içinde de boy gösteriyor. Otellerin yanı sıra bakanlıkların bulunduğu ana caddede eskiden park olan yerlerde şimdi cafe, bar ve restorantlar peşpeşe dizilmiş. Yanlarında sonuna kadar sesi açılmış müzik evleri. Genellikle İtalyan, Yunan ve Türk müziği çalınıyor. İbrahim Tatlıses burada da gözde.
Ağaçlıklı bir cafeye oturup, Rahmi Turan, Ceyhan Baydur, Emin Özgönül ve Şakir Süter ile birer soğuk bira içiyoruz. Satıcı ve dilenci çocuklar peşpeşe kuyruğa giriyor. Şakir birine bozuk para veriyor, gözleri parlayan çocuk sevinçle yerinden fırlayıp, bir orduyu başımıza yolluyor. Hepsinin elleri göğsümüze uzanıyor: ‘Ter mancera’ ... Yani yemek parası istiyorlar.
Demirel ve Türkiye'nin, Arnavutluk, Makedonya, Bulgaristan ve Romanya'ya verdiği büyük önemin nedenlerini bir kez daha yakından gözlemiş oluyoruz. Dünyanın önde gelen işadamlarının gözü burada. Arnavutların büyük çoğunluğu ise gözlerini Türkiye'ye çevirmiş, bekliyor. Bunlar bizim yabancımız değil.