Güncelleme Tarihi:
Salı günü Dışişleri Sözcüsü Heather Nauert’in basın brifingini izlemeye giden gazeteciler toplantı saatinde karşılarında Tillerson’ı görünce kısa süreli bir şaşkınlık yaşadılar. Rusya’dan Kuzey Kore’ye, İran’dan Ortadoğu’ya Amerikan dış politikasının krizli dosyalarına dair değerlendirmelerde bulunan Tillerson’ın özel olarak ismini geçirerek teşekkür ettiği az sayıda diplomat arasında ABD’nin Ankara Büyükelçisi John Bass de vardı. Tillerson’ın İdlib açıklamalarıyla Ankara’nın protestosuna neden olan ABD’nin DEAŞ Özel Temsilcisi Brett McGurk’ü de sahip çıkması dikkat çekti. Tillerson, Washington-Ankara hattında var olan gerilimi gizlemedi.
BÜYÜKELÇİ BASS’İN YÖNETİMİ TAKDİRE ŞAYAN
Tillerson şu ifadeleri kullandı;
‘Dünyanın bu bölgesinden (Ortadoğu) bahsederken Türkiye’deki Büyükelçimiz John Bass’in çabalarını teslim etmek isterim. Tüm bu süreçte Türkiye’nin oynayacağı büyük bir rol var. Biliyorsunuz Türkiye ile ilişkilerimiz biraz gergin. Bu çerçevede John Bass’in Ankara’daki süreçleri yönetimi takdire şayan ve çabalarımıza çok yardımcı oldu.
‘DEAŞ ile Mücadele Özel Temsilcimiz Brett McGurk’ün ve yardımcısı Terry Wolff’un hakkını da teslim etmek isterim.’
Onlar Suriye’de yardımlarımız olması gerektiği sonucu veriyor mu ve bölge halklarının temel ihtiyaçlarının karşılanması konusunda yükümlülüklerimizi yerine getiriyor muyuz diye sahada çatışmanın yanı başında çalışan insanlar.’
"CENEVRE SÜRECİNİ HÂLÂ DESTEKLİYORUZ"
‘Suriye’de DEAŞ’ın mağlup edilmesi sonrasında bir iç savaşın patlak vermesine engel olabilmeyi umut ediyoruz. Zira biliyorsunuz Suriye’de aslında devam eden iki kriz var; birincisi DEAŞ ile savaş, ikincisi de DEAŞ’in doğmasına neden olan koşullar. DEAŞ sonrası Suriye’de istikrar bölgeleri oluşturabilir miyiz, çatışmasızlık hatlarını işler tutabilir miyiz ve nihayetinde Cenevre’de bir siyasi sürecin koşullarını sağlama konusunda anlaşabilir miyiz diye Rusya ve diğer taraflarla yakın çalışma içindeyiz. Suriye’nin gelecekteki yönetimi için tarafları bir araya getirecek mecra olarak Cenevre sürecini hala destekliyoruz. Önümüzde yapılacak çok iş var ve henüz bu hedefi gerçekleştirecek koşullar oluşmuş değil. Suriye’de uzun vadeli çözüm için komşu ülkelerle ve diğer taraflarla birlikte çalışacağız.’
NÜKLEER ANLAŞMAYI KULLANARAK İRAN’İ SIKIŞTIRMA TARAFTARIYIM
‘Kapsamlı Ortak Eylem Planı'ndaki (JCPOA) bir anlaşmadır, Amerikalılara ve her şeyden önce Amerika’nın çıkarlarına hizmet etmesi gereken bir anlaşmadır. Buna hizmet etmiyorsa neden tutalım? Anlaşmanın tam metnini okursanız İran’ın iyi bir komşu olacağından ve artık balistik füze geliştirmeyeceğinden bahsettiğini göreceksiniz. Bizim görüşümüze göre Kapsamlı Ortak Eylem Planı İran ile ilişkilerin sadece ince bir dilimidir, böyle söylüyorum çünkü sadece bizim değil pek çoklarının genel anlayışına göre İran iyi bir komşu da olmadı, balistik füze geliştirmekten de vazgeçmedi. Dolayısıyla da anlaşmanın ruhuna uygun davranmadılar. Peki ne yapacağız? Anlaşmayı yırtarak çekip gidecek miyiz? Yoksa onları sorumlu tutup anlaşmanın ruhuna dönmelerini mi sağlamaya çalışacağız? Bana kalırsa anlaşmayı kullanarak İran politikalarımızı ilerletmemizi sağlayabilecek pek çok alternatifler var. Başkanla (Trump) aramızda geçen konuşmalar genelde bu opsiyonların neler olabileceği etrafında geçiyor.’
KONGRENİN RUSYA’YA YAPTIRIMLARINDAN NE BEN NE BAŞKAN MEMNUNUZ
(ABD Kongresi’nin onayladığı Rusya’ya yaptırım kararı konusunda) ‘Ne ben ne de Başkan bu yaptırımları uygulayan Kongrenin bu adımından ve o adımı atma şekillerinden memnunuz. Bunların bizim çabalarımız açısından yararlı olmadığı konusunda açıktık ancak bu onların aldığı karar. Bunu ezici bir çoğunlukla aldılar.’
PUTİN SİMETRİK ADIM İHTİYACI HİSSETTİ
(Rusya’nın ülkedeki Amerikan diplomat sayısını 755 kişi azaltma kararı konusunda) ‘Başkan Putin’in de Rusya’da gözünün içine bakan bir halkı var. Dolayısıyla bana kalırsa simetrik bir adım atması gerektiğini hissetti. Sanıyorum Putin bunu kendisi de söyledi. Geçen Aralık ayında 35 Rus diplomat ülkelerine gönderildiğinde tepki vermedi. Bekledi. Yeni yaptırımlar da bunun üzerine gelince bir şey yapması gerektiğini düşündü. Bu hayatı daha zor hale getirdi mi? Elbette bizim hayatımızı daha zor hale getirdi.’
BAŞKANLA FARKLI DÜŞÜNDÜĞÜMÜ GİZLEMEM
Başkanla ilişkimi sordunuz. İyi bir ilişkimiz var. Kendisi defahatle bana olan güvenini ifade etti. Neredeyse her gün konuşuyoruz, haftada bir kaç kez yüz yüze görüşüyoruz. Kafasına takılan bir şey olduğunda gece geç saatte ya da hafta sonu telefon ediyor. Aynı zamanda çok açık bir ilişki bizimki; ben kendi görüşlerimi söylemek konusunda son derece rahat hissediyorum. Mesela İran’la nükleer anlaşmayı ne şekilde kullanmamız gerektiği konusunda ikimiz farklı düşünüyoruz. Bu farklılıklara sahip olmasaydık ona doğru hizmet edebilir miydim emin değilim. Sonuçta bence ilişkimiz iyi, en azından ben böyle görüyorum.