The Economist, KKTC seçim sonuçlarını yorumladı
Güncelleme Tarihi:
A.A.
Oluşturulma Tarihi: Nisan 24, 2009 11:19
İngiltere'de yayımlanan haftalık siyaset ve ekonomi dergisi The Economist, KKTC'de milliyetçilerin seçim zaferinin, Kıbrıs'ta birleşme umutlarını söndürdüğünü öne sürdü.
Birleşik Kıbrıs beklentilerinin seçim sonucuyla birlikte azaldığını öne süren derginin haber-analizinde, KKTC'deki seçim sonuçlarının seçmenlerin, BM destekli barış görüşmelerine yönelik inancını yitirdiğinin göstergesi olduğu savunuldu.
Sonucun aynı zamanda Türkiye'nin AB ile yürüttüğü hassas üyelik müzakerelerine de zarar vereceği öne sürülen haber-analizde, Türkiye'nin Rumlara liman ve havaalanlarını açmak için gelecek aralık ayına kadar süresi bulunduğu hatırlatıldı.
Haber-analizde, AB dönem başkanlığının Temmuzda İsveç'e geçeceği hatırlatıldı ve bu ülkenin Türkiye ile AB arasında yeni bir "tren kazasını" önlemek için arayış içinde bulunduğu bildirildi.
Bu konudaki önerilerden birinin, Türkiye'nin sembolik olarak sadece bir ya da iki limanını açması olduğu da belirtilen Economist'in haber-analizinde, bunun daha önce Finlandiya'nın dönem başkanlığında da denendiğine işaret edildi.
Umutların şimdilik Kıbrıs'taki iki lider Hristofyas ve Talat'ın görüşmelerine kilitlendiği kaydedilen haber-analizde, Talat'ın, 2004 yılında Annan planı için yapılan referandum sırasında Kıbrıslı Türkleri “evet” demeye ikna eden lider olduğu hatırlatıldı.
Hristofyas'ın Şubat 2008'de Cumhurbaşkanı seçilmesiyle umutların arttığı ve müzakerelerin Türk hükümetinin de desteğiyle yeniden başladığına işaret edilen haber-analizde, KKTC'de seçimi kazanan UBP'nin lideri Derviş Eroğlu'nun kamuoyu karşısında birleşme fikrine destek verdiği ve Talat ile Hristofyas arasındaki görüşmelerin sürmesi gerektiğini söylediği belirtildi.
“Ancak birçok kişi onun statükoyu tercih ettiğini düşünüyor” denilen haber-analizde, bunun da Türkiye'ye bağımlılığın sürmesi ve 30 bin Türk askerinin Ada'da kalması anlamına geldiği kaydedildi. Eroğlu'nun müzakerelere temsilci göndermekten söz ettiğine de dikkat çekildi.
AB'nin bölünmüş Kıbrıs'ı üyeliğe kabul ederek sorunu daha karmaşık hale getirdiğine işaret edilen haber-analizde, bir uzmanın, “AB eğer daha akıllı ve daha esnek olsaydı, izolasyonlar çok önce kaldırılmış ve böylece de Kuzey Kıbrıs'ın Ankara'ya olan bağımlılığı en aza indirilmiş olurdu” görüşüne de yer verildi.
Sonucun aynı zamanda Türkiye'nin AB ile yürüttüğü hassas üyelik müzakerelerine de zarar vereceği öne sürülen haber-analizde, Türkiye'nin Rumlara liman ve havaalanlarını açmak için gelecek aralık ayına kadar süresi bulunduğu hatırlatıldı.
Haber-analizde, AB dönem başkanlığının Temmuzda İsveç'e geçeceği hatırlatıldı ve bu ülkenin Türkiye ile AB arasında yeni bir "tren kazasını" önlemek için arayış içinde bulunduğu bildirildi.
Bu konudaki önerilerden birinin, Türkiye'nin sembolik olarak sadece bir ya da iki limanını açması olduğu da belirtilen Economist'in haber-analizinde, bunun daha önce Finlandiya'nın dönem başkanlığında da denendiğine işaret edildi.
Umutların şimdilik Kıbrıs'taki iki lider Hristofyas ve Talat'ın görüşmelerine kilitlendiği kaydedilen haber-analizde, Talat'ın, 2004 yılında Annan planı için yapılan referandum sırasında Kıbrıslı Türkleri “evet” demeye ikna eden lider olduğu hatırlatıldı.
Hristofyas'ın Şubat 2008'de Cumhurbaşkanı seçilmesiyle umutların arttığı ve müzakerelerin Türk hükümetinin de desteğiyle yeniden başladığına işaret edilen haber-analizde, KKTC'de seçimi kazanan UBP'nin lideri Derviş Eroğlu'nun kamuoyu karşısında birleşme fikrine destek verdiği ve Talat ile Hristofyas arasındaki görüşmelerin sürmesi gerektiğini söylediği belirtildi.
“Ancak birçok kişi onun statükoyu tercih ettiğini düşünüyor” denilen haber-analizde, bunun da Türkiye'ye bağımlılığın sürmesi ve 30 bin Türk askerinin Ada'da kalması anlamına geldiği kaydedildi. Eroğlu'nun müzakerelere temsilci göndermekten söz ettiğine de dikkat çekildi.
AB'nin bölünmüş Kıbrıs'ı üyeliğe kabul ederek sorunu daha karmaşık hale getirdiğine işaret edilen haber-analizde, bir uzmanın, “AB eğer daha akıllı ve daha esnek olsaydı, izolasyonlar çok önce kaldırılmış ve böylece de Kuzey Kıbrıs'ın Ankara'ya olan bağımlılığı en aza indirilmiş olurdu” görüşüne de yer verildi.