Güncelleme Tarihi:
RADİKALİZM ve Şiddete Karşı Demokrasi ve Hoşgörü’ konulu sempozyumu, Türk Alman Sağlık Vakfı Başkanı Dr. Yaşar Bilgin ile Konrad Adenauer Vakfı Hessen Yöneticisi Dr. Thomas Ehlen birlikte yönetti. Türkiye’nin Frankfurt Başkonsolosu Burak Karartı başta olmak üzere iş dünyası ve sivil toplum örgütlerinden pek çok kişinin izlediği sempozyumda, Justus Liebig Üniversitesi İslam Bilimleri Bölümünden Prof. Dr. Yaşar Sarıkaya ve Politika Bilimi Uzmanı Dr. Rudolf van Hüllen de görüşlerini dile getirdi ve soruları yanıtladı.
DEAŞ YILDIRMAYA ÇALIŞIYOR
ABD’ye yönelik 11 Eylül saldırılarıyla şiddetin yeni bir boyuta geçtiğini, terörün medyada bu tarihten itibaren olağanüstü yer bulduğunu belirten Bakan Beuth, şöyle dedi:
“Terör organizasyonunun kendi haber ajansı olmasını hayretle karşılıyoruz. Korku yaymak için bu ajans üzerinden fotoğraf ve film dağıtıyor, taraftar topluyorlar. Kendi bölgesinde askeri başarısızlıkla karşılaşan DEAŞ, özgür dünyayı terörle yıldırmaya çalışıyor. Ülkemiz de elbette bu tehlike ile karşı karşıyadır. Sadece Almanya’da 1650 potansiyel terörist bulunuyor. Noel panayırına, konserlere, eğlence yerlerine yapılan saldırıların amacı batı değerlerini yıpratmaktır. Terör saldırıları basın ve fikir özgürlüğünü de tehdit ediyor.”
AŞIRI SAĞ TEHLİKESİ
Almanya’da sadece İslami terörün bir tehdit olmadığını, aşırı sağ konusunun da büyük bir sorun olduğunu dile getiren Bakan Beuth, “Eyaletimizde sadece bir aşırı sağ konser oldu. Bu da, onların Hessen’de faaliyet gösterememelerinin ve bizim bakış açımızın en önemli göstergesidir” diye konuştu.
“Hukuk devletinde yaşamak zordur. Hoşgörülü olmak zorundasınız. Bazen istemediklerinize katlanırsınız. Demokrasinin özü, herkesin fikrine saygı göstermektir. Bu nedenle özgürlüğümüz için her gün savaşmak zorundayız” görüşünü savundu.
POPÜLİZM TEHLİKESİ
Politika Bilimi Uzmanı Dr. Rudolf van Hüllen de 21’inci yüzyılın ‘cihatçılık’ ve ‘selefilik’ gibi sorunlu yeni akımlarla başladığını, popülizmin ekstremizm kadar tehlikeli olmadığını ama uzun vadede demokrasi için tehdit oluşturduğunu söyledi. Popülistlerin yöntemini anlatan van Hüllen, şöyle dedi:
“Popülistler, doğrudan halka hitap ediyor. Halk kendisinin dinlenmediğini düşünürse, popülistlere kulak kabartıyor. Popülistler ‘Biz halkız’ diyerek kendilerine suni bir kimlik sağlıyor. Toplumu sınıflıyorlar. Yaşamı halk için kolaylaştırıyorlar. Politika ile ilgilenmeyenler için sazı eline alıyorlar. Tabulara dokunuyorlar. Örneğin, AfD soykırıma akıllıca hafifçe dokunuyor. Tepki gördüğü yerde, ‘Yanlış anlaşıldım’ diyor. Lider karizmasıyla yol alıyorlar. Ayrıca, popülistler kuzeyde sağda ya da güney Avrupa’da solda yer alabiliyor. Popülizmle mücadele etmek için bu politik tarzı da iyi bilmek gerekiyor.“