Güncelleme Tarihi:
Dünya, küresel iklim krizi, artan çevre kirliliği, uluslararası krizler, savaşlar ve hızlı nüfus artışı nedeniyle felaketlere her gün biraz daha yaklaşırken, önde gelen teknoloji milyarderlerinin en kötü senaryolar için kurtuluş plânları yaptığı ortaya çıktı.
Görünürde hepimizin hayatını kolaylaştırmak için çalışan, çevre sorunlarıyla mücadele eden, her fırsatta ileri teknoloji sayesinde insanlığın mutlu ve "müreffeh" yarınlara ulaşacağını müjdeleyen milyarder girişimciler, dünyanın değişik noktalarında lüks ve güvenlikli sığınaklar satın alıyor.
Küresel servetin önemli bir kısmını ellerinde tutan ultra zenginler, uzak gezegenlerde koloniler kurmanın, uzun bir hayat yaşamanın ve servetlerini korumanın yollarını bulabilmek için kafa yoruyor.
Peki gün gelir de korkulan olursa zenginler nereye kaçacak? İşte insanlığın geri kalanı ile aynı kaderi paylaşmak istemeyen teknoloji zenginlerinin plânları...
ULTRA ZENGİNLER DÜNYANIN YOK OLUŞUNA HAZIRLANIYOR
Yazar Douglas Rushkoff, geçtiğimiz günlerde yayımlanan Survival of the Richest: Escape Fantasies of the Tech Billionaires (Zenginlerin Hayatta Kalma Mücadelesi: Teknoloji Milyarderlerinin Kaçış Fantezileri) isimli kitabında, büyük teknoloji devlerinin gelecek plânlarına ve kıyamet senaryolarına ilişkin oldukça ilginç ayrıntılara yer verdi.
Kitabın yayımlandıktan sonra teknoloji milyarderlerinin ilgisini çektiğini belirten Rushkoff, The Guardian için kaleme aldığı yazıda bu isimlerle yaptığı görüşmelerde yaşadığı ilginç olayları okurlara aktardı.
Rushkoff, teknoloji milyarderlerinin özellikle dünyanın yok oluşuna hazırlandıklarını çarpıcı bir dille ortaya koydu.
‘EN GÜVENLİ YER YENİ ZELANDA MI YOKSA ALASKA MI?’
“Havaalanında bir limuzin beni bekliyordu. Üç saatlik çok uzun bir yolculuk yaptık. İçimden 'Kim bu kadar uzak bir yerde konferans düzenlemek ister?' diye düşünmüştüm. Yaklaştıkça ufak bir havaalanına inen özel jetleri gördüğümde oldukça şaşırdım” ifadelerini kullanan Rushkoff, katıldığı toplantıda etrafını çevreleyen milyarderlerin ağzından teknolojinin ve dünyanın geleceğine dair ayrıntılı bir senaryo dinlediğini anlattı.
İçinde bulunduğu ortamı “Masanın etrafına oturdular ve kendilerini tanıttılar; teknoloji yatırımı ve risk sermayesi dünyasının üst kademesinden beş süper zengin adam" sözleriyle tarif eden ünlü yazar, teknoloji milyarderlerinin kendisini toplantıya çağırma sebebinin kitabında ileri sürdüğü fikirlerin arka plânı olduğunu belirtti ve ekledi:
“Biraz sohbet ettikten sonra teknolojinin gelecekte ulaşacağı noktaya ilişkin görüşlerimin onların ilgisini çektiğini fark ettim.”
Rushkoff, sunumunun ardından “Bitcoin mi yoksa Ethereum mu?”; “Sanal gerçeklik mi, artırılmış gerçeklik mi?”; “Kuantum hesaplamayı önce kim başlatacak, Çin mi yoksa Google mı?” gibi yoğun bir soru yağmuruna tutuldu.
Yazarın aktardığına göre bir noktada sohbet aniden "endişe verici" bir noktaya evrildi.
Zira katılımcılar “Küresel yok oluşun ardından dünya üzerinde neresi daha güvenli olacak, Yeni Zelanda mı yoksa Alaska mı?”; “Dışarıdan yardım almaksızın ne kadar bir süre hayatta kalınabilir?”; “Bir kıyamet sığınağının kendi öz kaynakları nasıl yaratılır?”; “Yeraltı suyunun kirlenme olasılığı nedir ve arıtma süreci nasıl olmalı?” gibi sorular üzerinde tartışmaya başladı.
KENDİ ÖZEL SIĞINAKLARINI İNŞA ETMİŞLER BİLE!
Dünyayı bekleyen küresel tehditler üzerinde tartışmaya başlayan teknoloji milyarderleri, olası felaket senaryolarını teker teker masaya yatırdı.
Bir bilim kurgu filminin senaryo toplantısını andıran buluşmada, küresel ısınmanın mı yoksa biyolojik savaşın mı daha büyük bir tehdit oluşturacağını tartışan zenginler; çevresel çöküş, toplumsal ayaklanma, nükleer patlama, durdurulamaz bir virüs salgını veya her şeyi alt üst eden kötü niyetli bir bilgisayar virüsüne karşı kurtuluş senaryolarını uzun uzadıya değerlendirdi.
Üstelik Rushkoff'un yazısına göre teknoloji şirketlerinin CEO'ları için bu meseleler teorik tartışmaların çok ötesinde; birçok milyarder felaket sığınağını inşa etmeyi çoktan bitirmiş durumda. Ancak sorunlar bununla da bitmiyor. Milyarderler şimdi de güvenliği nasıl sağlayacakları konusunda kara kara düşünüyor.
GÜVENLİK PERSONELİNE ELEKTRONİK TASMA TAKMAYI DÜŞÜNÜYORLAR
Toplantıda tanık olduğu sahneleri okurlarla paylaşan Rushkoff, “Söz alan bir girişimci tartışılan seçeneklerden birinin yaşanması durumunda gizli sığınağında konuşlandırmak üzere bir düzine deniz piyadesini işe aldığından bahsetti. Bu noktada tek derdi sahip olduğu kripto varlıkların değersiz hale gelmesi durumunda onlara nasıl ödeme yapacağıydı ” ifadesini kullandı.
Peki ama gezegenin yok olma noktasına gelmesi ihtimaline karşı güvenlik için sığınak inşa edenler, kendi çalışanlarına nasıl güvenecekler? Rushkoff'a göre bu konu da toplantıda ciddi ciddi tartışıldı. Zenginler kendilerinden fiziksel olarak kat kat üstün olan askerleri disiplin altına alabilmek için de güvenlik personeline elektronik tasma takma çözümünü üretti.
Toplantıda bazı milyarderler gıdaları korumak için şifresini sadece kendilerinin bildiği özel kilitler geliştirdiklerini, hatta gardiyan ve işçi olarak hizmet edecek robotlar tasarlamayı dahi düşündüklerini de dile getirdi.
BU İNSANLAR ASLINDA BİRER KAYBEDEN
Elektronik tasmaları ve işçi robotları duyunca neye uğradığını şaşırdığını belirten Rushkoff, konuya insani bir yerden yaklaşma çabasıyla söylediği, “Güvenlik personelinin ve çalışanların gelecekte size sadakat göstermelerini sağlamanın yolu, onlara şu anda arkadaş gibi davranmaktır. Cephane ya da elektrikli tellerden ziyade insanlara ve insan ilişkilerine yatırım yapmanız gerek” sözlerinin tuhaf bakışlar ve alaycı tebessümlerle karşılandığını da sözlerine ekledi.
Yazar, “Tam o sırada şunun farkına vardım. Bu insanlar aslında birer kaybeden. Sığınak stratejilerini değerlendirmem için beni çöle çağıran milyarderler, ekonomik oyunun galipleri değil, aksine kurbanlarıydı. ‘Yarattıkları zarardan kendilerini izole edecek kadar çok para kazanmak’ şeklinde tanımlayabileceğimiz bir zihniyete yenik düşmüşlerdi” ifadelerini kullandı.
İNSANLIĞIN GERİ KALANINDAN UZAK DURMAK İSTİYORLAR!
Peki, kim nereye gidecek? Jeff Bezos uzaya, Peter Thiel Yeni Zelanda'da yaptırdığı sığınağa, Mark Zuckerberg de sanal Metaverse'üne mi sığınacak?
Şurası bir gerçek ki, aşırı zenginler ve ayrıcalıklılar kendilerini, iklim değişikliği, yükselen deniz seviyeleri, kitlesel göçler, küresel salgın hastalıklar ve gıda krizi gibi gerçek tehlikelerden yalıtmak istiyorlar. Hatta bu konuda takıntılı hale gelmişler bile diyebiliriz.
Onlar için teknolojinin geleceği tek bir şeyle ilgili: İnsanlığın geri kalanından olabildiğince uzak durmakla…
Toplumları şekillendiren teknoloji araçlarını geliştiren milyarderlerin, aslında dünyayı başkaları için yaşanmaz hale getirebileceklerini hiç düşünmediklerini belirten Rushkoff, “Üstelik daha önce kendi hassasiyetlerini toplumumuzun dokusuna işleyecek araçlara da sahip değildiler. Bugün ortalık bu bencil ve yalıtımcı bakış açılarını destekleyen algoritmalarla ve zekâlarla dolu. Bunları benimseyebilecek kadar sosyopat olanlar, parayla ve geri kalanımız üzerinde hakimiyet kurmakla ödüllendiriliyor. Sistemin çıktıları yine sistemi besliyor. Bu yeni bir şey” ifadesini kullanıyor.
KOLONİ KURMAK İSTEYEN DE VAR, YENİ BİR DÜNYA TASARLAYAN DA…
Bugün gelinen noktada, sanal piramitlerin tepesindeki milyarderler, sonsuza kadar bize hükmetmek yerine, oyunun sonundaki çıkış stratejileri üzerine aktif olarak düşünmeye başladı bile.
Tesla kurucusu Elon Musk'ın Mars'ta koloni kurma çabalarından ilham alan Peter Thiel'ın yaşlanma süreçlerini tersine çevirmeye çalışması da yapay zeka geliştiricileri Sam Altman ve Ray Kurzweil'in zihinlerini süper bilgisayarlara yüklemesi de dünyayı daha iyi bir yer haline getirmekten ziyade insan olmanın gerekliliklerini aşmaya çalışan bir dijital geleceğe hazırlandıkları anlamına geliyor.
SÜPER LÜKS KIYAMET SIĞINAKLARI
Diğer yandan kıyamet hazırlığı adeta bir sektöre dönüşmüş durumda. Örneğin Rising S. Company müşterilerine, 8,3 milyon dolar karşılığında içinde kapalı yüzme havuzlarından bowling salonlarına her türlü konfor ve eğlencenin bulunduğu çok lüks sığınaklar sunuyor.
Vivos adlı bir şirket ise, Soğuk Savaş döneminde inşa edilmiş sığınakları lüks yeraltı dairelerine dönüştürüp satıyor. Bu dairelerde yok yok! Sinema salonları, büyük yemek alanları, güneş simülasyonlu bahçe ve havuzlar, şarap mahzenleri ve daha birçok şey zenginleri evlerinde hissettirmek için sığınaklara dahil ediliyor.
Çekya'da bulunan Oppidum gibi ultra elit sığınaklar ise milyarderler için uzun süreli barınmada, ruh sağlığı ve dingin bir zihin vaat ediyor.
‘O GÜNÜN GELMESİNİ ENGELLEMELİLER’
Ne var ki Rushkoff sığınakların milyarderleri yarattıkları felaketlerden koruyamayacağını zira nihayetinde toplumun geri kalanının işleyişinin onları da etkileyeceğini belirtti.
Duvarlarla çevrelenmiş kaleler kurulsa dahi insan emeğine ihtiyaç duyulan bu alanların, dış dünyadan düşünüldüğü kadar yalıtılamayacağını ifade eden Rushkoff, “Teknoloji zenginlerinin kendi yarattıkları gerçeklikten uzaklaşmak için verecekleri bu çaba beyhude bir uğraş olacak” dedi ve ekledi:
“Milyarderler ‘Kıyamet Günü’nden gerçekten kaçınmak istiyorlarsa insanlığı kaderlerine terk etmek yerine, hep birlikte o günün gelmemesi için uğraş vermeleri daha akılcı olur.”