Güncelleme Tarihi:
VİZE muafiyeti sürecinde Terörle Mücadele Yasası bağlamında yaşanan tıkanıklığın gerginleştirdiği Ankara-Brüksel hattında karşılıklı mesajlar da yoğunlaştı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu konudaki son açıklamalarına Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker’den yanıt geldi. Sanayileşmiş 7 ülkenin liderlerini bir araya getiren G7 Zirvesi için Japonya’da bulunan Juncker, “tehditlerden vazgeçilmesi gerektiği” yönünde mesaj verdi.
Türkiye ile AB arasında varılan anlaşmanın etki yaratacağına güvendiğini, daha şimdiden etki yarattığını söyleyen Juncker, “Tehditler kullanabileceğiniz en iyi diplomatik araç değil dolayısıyla bazıları bunları kullanmayı bırakmalı çünkü herhangi bir etki yaratmayacak” dedi. Erdoğan, 23-24 Mayıs tarihlerinde İstanbul’da düzenlenen Birleşmiş Milletler Dünya İnsani Zirvesi’nin kapanışında düzenlenen basın toplantısında, vize muafiyeti konusunda, “Şu anda 1 Haziran itibarıyla Geri Kabul Anlaşması’na yönelik bir adım vardı, 30 Haziran itibarıyla da vize noktasında, adım atılacaktı. Arkadaşlarımız görüşmeleri yapacak. Bu görüşmelerde netice alındı, alındı. Alınmadığı takdirde kusura bakmasınlar. Türkiye Cumhuriyeti’nin parlamentosundan Geri Kabul Anlaşması’na yönelik uygulama sürecine yönelik adım atılmasına ait karar, yasa çıkmaz. Bunu da ben çok açık, dün de söyledim kendilerine, bugün de bu soru üzerine buradan söylüyorum. Çünkü bize ikide bir kriter dayatmasınlar, burası Türkiye” demişti.
‘KRİTERLERİ MÜZAKERE ETTİK’
Juncker, “Türk ortağımızla 72 kriteri müzakere ettik. Sadece AB’nin empoze ettiği kriterler söz konusu değil, iki taraf arasında yapılmış bir müzakereydi” ifadelerini kullandı. Vize muafiyeti için gerekli olan 72 kriterden beşinin eksik olduğunu bunlardan iki tanesinin de geçtiğimiz günlerde karşılandığını söyleyen Juncker, Türkiye’nin terörle mücadele mevzuatı konusundaki taahhütlerine bağlı kalmasını umduklarını belirtti. Juncker iki kriterin daha karşılandığını söylese de bunlar Komisyon’un vize muafiyetine ilişkin görüşünü açıkladığı 4 Mayıs’ta fiilen karşılanması mümkün olmayan kriterler. Dolayısıyla Türkiye’nin karşılamadığı kriter sayısı beş olmayı sürdürüyor.
TUSK: TAVİZİN SINIRI NET
G7 Zirvesi’nde AB’yi temsil eden bir başka isim olan AB Konseyi Başkanı Donald Tusk da tavizlerinin net bir sınırı olduğunu belirterek, “Örneğin para konularını müzakere edebiliriz ama değerlerimizden hiçbir zaman taviz vermeyiz. Standartlarımızı, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu dünyanın geri kalanına empoze edemeyeceğimizin tamamen bilincindeyim. Aynı şekilde diğerleri de kendi standartlarını bize dayatamaz” diye konuştu. Tusk, özgürlüklerin özellikle de ifade özgürlüğünün herhangi bir siyasi pazarlığın unsuru olmasının söz konusu olamayacağının altını çizdi.
TIMMERMANS GELİYOR
Ankara-Brüksel hattında gerginliği tırmandıran açıklamalar yapılsa da mevcut tıkanıklığın aşılması konusunda hem teknik hem de siyasi düzeyde çalışmalar sürüyor. AB Komisyonu bu konuda Türkiye ile düzenli temas halinde. Bu çerçevede AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Frans Timmermans bugün Türkiye’de olacak. Timmermans, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile konuyu görüşecek. Toplantıda olası çıkış yolları üzerinde durulacak. Görüşmeye AB Bakanı Ömer Çelik’in de katılması öngörülüyor.
AVRUPA KONSEYİ FORMÜLÜ
Türkiye, insan hakları ve özgürlükler konusunda AB’nin referans aldığı Avrupa Konseyi’ni (AK) odağa yerleştiren bir formül üzerinden mevcut tıkanıklığın aşılmasını sağlamaya çalışan bir yaklaşımı öne çıkardı. Türkiye’nin de üyesi olduğu AK’nin devreye girerek AB Komisyonu’nu ikna etmesi halinde sürecin önünün açılmasının daha kolay olacağını düşünen Türk tarafında, bunun sağlanması durumunda Türkiye’nin terörle mücadelesini etkilemeyecek bir dizi adımla sorunun aşılabileceği görüşü hâkim.
TAKVİM İŞLİYOR
Yaşanan tıkanıklığın süreci tehlikeye atmış olmasına rağmen vize muafiyetine ilişkin takvim, kağıt üstünde de olsa, işlemeye devam ediyor. Üst düzey bir yetkili, “Tıkanıklık yaşanmamış olsaydı da 23 Haziran’da İngiltere’de yapılacak AB referandumu öncesinde bir karar alınması söz konusu olmayacaktı” dedi. Gelinen aşamada öncelikli hedefi mümkün olan tüm yollar denenerek tarafların kabul edebileceği bir formül üzerinde anlaşılması oluşturuyor. Bunun sağlanması halinde ise hedef Avrupa Parlamentosu’ndan 4-7 Temmuz oturumunda siyasi onayın alınması olacak. Takvim kağıt üstünde işlemeye devam etse de bunun uygulamada hayatta tutulup tutulamayacağı konusunda çok sayıda soru işareti var.
3 MİLYAR EURO’LUK YARDIM DAMLA DAMLA GELİYOR
Avrupa Birliği ile Türkiye arasında mülteci krizi bağlamında 18 Mart’ta varılan uzlaşının ana unsurları arasında yer alan Türkiye’deki Suriyelilere yönelik 3 milyar Euro’luk yardım umulanın çok altında bir hızla sağlanıyor. Bunun en önemli nedeni ise bu kaynağın kullanılacağı projeler konusunda yaşanan sıkıntı. AB Komisyonu dün 47 milyon Euro tutarında bir dilimi daha serbest bıraktı. Bu dilimin 20 milyon Euro düzeyindeki bölümü Türk Sahil Güvenlik birimlerinin kapasitesinin artırılması, 27 milyon Euro’luk geri kalan kısmı ise mültecilerin eğitime erişiminin kolaylaştırılması amacıyla kullanılacak. Bu son dilimle birlikte 3 milyar Euro kapsamında AB’den aktarılan miktar 240 milyon Euro civarına ulaştı. Türk tarafı fonların aktarılma hızından memnun değil. AB kanadı ise fonların daha hızlı aktarılmasının ancak daha fazla ve kullanılabilir proje gelmesine bağlı olduğunun altını çiziyor. 3 milyar Euro’luk kaynağın 1 milyarlık bölümü AB bütçesinden karşılanacak. Geri kalan 2 milyar Euro ise AB üyelerinin ulusal bütçelerinden aktarılacak. İlk dilim için sorun yok ancak ikinci dilim henüz tamamlanabilmiş değil.