Tehdit altındayız
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Ekim 13, 2010 00:00
Füze saldırı tehdidi, Avrupa’da pek çok insanın radarlarında nadiren yer alır. Düşünenler arasında ise bazıları, gerçekten bir tehdit olup olmadığını, diğerleri savunma füzelerinin işe yarayıp yaramadığını, başkaları da maliyetini sorgular. Ancak önümüzdeki ay NATO liderleri, Lizbon’da bir araya gelecek ve ittifak için Avrupa’da savunma füzelerini inşa edip etmemeye karar verecekler.
Bir tehdit var mı?
Sadece tek kelimeyle: Evet.
Füzeler, bölgedeki nüfusumuz ve konuşlandırılmış güçlerimiz için giderek artan şekilde tehdit oluşturmaktadır. 30’u aşkın ülkede, sadece konvansiyonel savaş başlığı taşıyan füzeler değil, aynı zamanda kitle imha silahları kullanılabilir haldedir. Bu füzelerin bazıları Avrupa şehirlerine ulaşabilir ve bu da durumu daha da vahim hale getirir. Bu yeteneklerin yayılması, mutlaka bir saldırı niyeti olduğu anlamına gelmez. Ancak bu durum, nüfusumuzu korumamız sorumluluğunda olduğumuzu gösterir. Bir şehrimizin birine bile isabet etmesine izin veremeyiz. Böyle bir saldırı tehdidinin rehini olamayız.
Füze savunması işler mi?
Etkili füze savunma inşası zordur ama yapılabilir. Başarısı denenmiş olgun sisteme sahibiz. Ayrıca NATO teşkilatı, hava savunma sistemlerinin geliştirilmesi ve işletilmesiyle ilgili uzun bir deneyime sahiptir. Hali hazırda, operasyonlar için konuşlandırılmış askeri güçlerimizin korunmasına yönelik füze savunma sistemi üzerinde çalışma yapmaktayız. NATO, bu programın genişletilmesi ve ABD’nin füze savunma sistemlerine bağlanması halinde, Avrupa nüfusunu ve topraklarını füze saldırılarına karşı koruyabilecek hale gelecektir.
Kaça mal olacak?
NATO’nun, operasyonlar için konuşlandırılmış birliklerimizi füze saldırısına karşı koruma sistemini oluşturma programı, 800 milyon Euro’ya mal olmaktadır ve 14 yıla yayılmış bir sürede tüm müttefikler tarafından paylaşılmaktadır. Ortak bütçeden karşılanmak üzere 200 milyon Euro’dan daha az bir maliyetle bu program NATO’yu, tüm Avrupalıları ve topraklarını savunabilecek hale getirebilecektir. Nispeten küçük bir yatırımla tüm ittifak üyeleri, mülti milyar dolarlık ABD sistemine bağlanarak güçlü güvenlik avantajlarını paylaşabilir ve bu da ortak savunmaya yönelik taahhüdümüzü gösterir.
Faydaları nedir?
Askeri açıdan entegre bir füze savunma sistemi, çeşitli ulusal sistemlere göre genel olarak daha çok yetenek sunacak. Verilerin paylaşımı, hava sahasında neler olup bittiğine yönelik ortak bir resme sahip olmamızı sağlayacak. Sistemlerin birbirine bağlanması, ülkelerin tek tek olanaklarına nazaran füzeleri durdurma açısından daha fazla fırsat yaratacak.
Aynı şekilde siyasi kazanımları da önemli. Ortak bir tehdide karşı mütteffiklerin dayanışma ve yük paylaşımının göstergesi olacak. Rusya ile gerçek bir işbirliği için fırsatlar sunacak. Füze savunması konusunda NATO-Rusya işbirliği Avrupa-Atlantik çatısı altında nihayet yeni bir dönemin habercisi olacak.
Sözlerimin sonucu çok açık. Nüfusumuzu ve bölgemizi, füzelerin yayılma tehdidine karşı korumalıyız. NATO bunu, uygun bir maliyetle yapabilir. Lizbon Zirvesi NATO’nun, halkımızı ve topraklarımızı koruma yeteneğinin inşaasını genişletmeye yönelik karar alınması için bir fırsat olmalıdır. Bu aynı zamanda, Rusya’nın bizimle işbirliğini ve ortak faydalarımızı paylaşmasını sağlama olanağıdır.
Sadece tek kelimeyle: Evet.
Füzeler, bölgedeki nüfusumuz ve konuşlandırılmış güçlerimiz için giderek artan şekilde tehdit oluşturmaktadır. 30’u aşkın ülkede, sadece konvansiyonel savaş başlığı taşıyan füzeler değil, aynı zamanda kitle imha silahları kullanılabilir haldedir. Bu füzelerin bazıları Avrupa şehirlerine ulaşabilir ve bu da durumu daha da vahim hale getirir. Bu yeteneklerin yayılması, mutlaka bir saldırı niyeti olduğu anlamına gelmez. Ancak bu durum, nüfusumuzu korumamız sorumluluğunda olduğumuzu gösterir. Bir şehrimizin birine bile isabet etmesine izin veremeyiz. Böyle bir saldırı tehdidinin rehini olamayız.
Füze savunması işler mi?
Etkili füze savunma inşası zordur ama yapılabilir. Başarısı denenmiş olgun sisteme sahibiz. Ayrıca NATO teşkilatı, hava savunma sistemlerinin geliştirilmesi ve işletilmesiyle ilgili uzun bir deneyime sahiptir. Hali hazırda, operasyonlar için konuşlandırılmış askeri güçlerimizin korunmasına yönelik füze savunma sistemi üzerinde çalışma yapmaktayız. NATO, bu programın genişletilmesi ve ABD’nin füze savunma sistemlerine bağlanması halinde, Avrupa nüfusunu ve topraklarını füze saldırılarına karşı koruyabilecek hale gelecektir.
Kaça mal olacak?
NATO’nun, operasyonlar için konuşlandırılmış birliklerimizi füze saldırısına karşı koruma sistemini oluşturma programı, 800 milyon Euro’ya mal olmaktadır ve 14 yıla yayılmış bir sürede tüm müttefikler tarafından paylaşılmaktadır. Ortak bütçeden karşılanmak üzere 200 milyon Euro’dan daha az bir maliyetle bu program NATO’yu, tüm Avrupalıları ve topraklarını savunabilecek hale getirebilecektir. Nispeten küçük bir yatırımla tüm ittifak üyeleri, mülti milyar dolarlık ABD sistemine bağlanarak güçlü güvenlik avantajlarını paylaşabilir ve bu da ortak savunmaya yönelik taahhüdümüzü gösterir.
Faydaları nedir?
Askeri açıdan entegre bir füze savunma sistemi, çeşitli ulusal sistemlere göre genel olarak daha çok yetenek sunacak. Verilerin paylaşımı, hava sahasında neler olup bittiğine yönelik ortak bir resme sahip olmamızı sağlayacak. Sistemlerin birbirine bağlanması, ülkelerin tek tek olanaklarına nazaran füzeleri durdurma açısından daha fazla fırsat yaratacak.
Aynı şekilde siyasi kazanımları da önemli. Ortak bir tehdide karşı mütteffiklerin dayanışma ve yük paylaşımının göstergesi olacak. Rusya ile gerçek bir işbirliği için fırsatlar sunacak. Füze savunması konusunda NATO-Rusya işbirliği Avrupa-Atlantik çatısı altında nihayet yeni bir dönemin habercisi olacak.
Sözlerimin sonucu çok açık. Nüfusumuzu ve bölgemizi, füzelerin yayılma tehdidine karşı korumalıyız. NATO bunu, uygun bir maliyetle yapabilir. Lizbon Zirvesi NATO’nun, halkımızı ve topraklarımızı koruma yeteneğinin inşaasını genişletmeye yönelik karar alınması için bir fırsat olmalıdır. Bu aynı zamanda, Rusya’nın bizimle işbirliğini ve ortak faydalarımızı paylaşmasını sağlama olanağıdır.