Güncelleme Tarihi:
Bangkok Post gazetesinde yer alan habere göre, Ulusal Reform Yönlendirme Meclisi üyesi eski diplomat ve Demokrat Partili siyasetçi Kasit Piromya, ulusal uzlaşma mutabakatına ordunun katılımının şart olduğunu belirtti.
Ordunun Tayland'da 2006'da Başbakan Tahsin Şinavatra hükümetini deviren askeri darbeden bu yana oluşan kutuplaşma ortamının yaratılmasında kilit rolü olduğu ve bunun 2014'te yeni bir askeri darbeye yol açtığının altını çizen Piromya, demokratik istikrarın sağlanması için ordunun bir daha darbeyle siyasi sürece müdahale etmeyeceğine dair söz vermesi gerektiğini savundu.
Sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımda Piromya, "Tayland halkının beklediği toplumsal mutabakat, ordunun bir daha darbe yapmayacağı ve anayasayı yırtıp kenara atmayacağı sözünü içermelidir." ifadesini kullandı.
Kasit Piromya, ülkenin yöneticilerini etkin şekide denetlenmesini sağlacak ve siyasi krizleri askeri müdahalelere gerek kalmadan çözmeye yarayacak mekanizmalarla donatacak güçlü yasalarla sahip olması gerektiğini vurguladı.
Piromya'nın çağrısı, devrik Başbakan Şinavatra'nın halefi, Pheu Thai Partisi lideri Worachai Hema'nın da desteğini aldı. Hema da benzer şekilde ordunun siyasi sorunların parçası haline geldiğini ve darbelerle sürece müdahale etme yöntemini terketmesinin vaktinin geldiğini ifade etti. Hema, bu yeni tavrın ulusal mutabakat zaptında yer alması gerektiğini vurguladı.
Öte yandan askeri cunta yönetiminde Başbakan Yardımcısı görevini yürüten General Prawit Wongsuwon, orduya yapılan çağrıları olumsuz karşıladı.
"Ordunun mutabakata taraf olmasına gerek yok" diyen Wongsuwon, "İnanın ülkede anlaşmazlık ve çatışmalarla boğulmadığı sürece kimse darbe yapmak istemez. Hiçbir asker bunu tercih etmez. Ayrıca halkın desteği olmadıkça kimse darbe filan da yapamaz. Halkın desteği olmadıkça darbeden korkmaya gerek yoktur." değerlendirmesinde bulundu.
Tayland'da 22 Mayıs 2014'te yapılan askeri darbe sonrası parlamento dağıtılmış ve anayasa askıya alınmış, yönetime el koyan askeri cunta yönetimi yeni genel seçimlerin 2015 sonunda yapılacağı sözünü verse de yeni anayasa 2016 Ağustos'unda referandumda halk tarafından onaylandığı halde halen yürürlüğe girmediğinden demokrasiye geçiş sağlanamamıştı.