Güncelleme Tarihi:
Müzakere tutanaklarının, Birleşmiş Milletler’in Kıbrıs özel temsilcisi Alexander Downer'in yardımcısının bilgisayarına girilerek çalındığını bildirildi.
Asistanın bilgisayarındaki şifrelere ulaşan hırsız ya da hırsızlar, bu sayede BM’nin New York'taki merkezinde bulunan veri tabanına girerek binlerce sayfalık belgeyi ele geçirdi.
Olay, 1 yılı aşkın süredir kapsamlı çözüm müzakereleri çerçevesinde görüşen ve 53 kez bir araya gelen liderlerin son toplantısı öncesi ortaya çıktı.
Belgelerde, tutanakların yanı sıra Downer'in değerlendirme notları ve öngörüleri de yer alırken, yine Downer'in garantör ülkeler Türkiye, Yunanistan ve İngiltere'nin başbakanları ve diğer yetkililerle yaptığı görüşmelerin ayrıntıları da bulunuyor.
Hırsızlık sonrası isim vermeden Rum istihbarat örgütlerine gönderme yapan Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Downer'in bilgisayarından çalınan belgelerin Rum basınına sızdırılmasının “yeni bir konu olmadığına” işaret etti.
“Bu yapılan büyük bir iştir. Binlerce sayfa doküman çalınmıştır. Kolayca bir gazetecinin yapabileceği bir şey olduğunu ben düşünmüyorum” diyen Talat,“Orada bazı derin ilişkiler vardır. Bazı istihbarat kuruluşlarının etkisi vardır diye düşünüyorum. Ama bu sadece düşüncedir. Daha fazla bilgi sahibi değilim”ifadesini kullandı.
Bunun BM'ye çok büyük bir saldırı olduğunu kaydeden Talat, “Bu bir Downer'i yeme operasyonu mu” sorusuna karşılık, şunları söyledi:
“Bence çözümü yeme operasyonuydu. Yani çözümü zarara uğratma pahasına,belki o düşünülerek yapılmadı, ama Downer'e şantaj yapabilmek için de düşünülmüş bir operasyon gibime geliyor. Yani aksi halde, bu belgeleri niye alacaklar,çalacaklar ve bir gazeteye verecekler. Öyle bir gazete ki o da çözümsüzlük şampiyonluğu ile bilinen bir gazete. Demek ki iyi niyetli değildi bunu yapanlar.”
Talat, olayın şeklinden, bunu “derin bir yapı içinde, bir ekibin yaptığını” tahmin ettiğini belirterek, “Maksat, Downer'i baskı altına almak,şantaj yapmak, bu yolla da müzakerelerde avantaj elde etmek veya büsbütün müzakereleri çökertmek, bu olmalı” dedi.
Olayda, çözüm karşıtı Diko Partisi ve aşırı sağcı Edek Partisi’nin yanı sıra bu iki partiye yakınlığıyla bilinen kilisenin de parmağı olabileceği öne sürülüyor.