Güncelleme Tarihi:
Batı Trakya Türklerinin Yunanistan siyasetinden taleplerinin başında ekonominin düze çıkmasının yanı sıra, ana dilde eğitimin de erken yaşlara çekilmesi ve 'çift Müftülük' sorununan çözüm getirilmesi geliyor.
Sol siyasetin ve Syriza'nın Yunanistan'daki Türk azınlıktan bu desteği alması Rodop milletvekili Ayhan Karayusuf'a göre "sol ve komünizm algısı nedeniyle 20 yıldan uzun sürmüş."
Karayusuf bunun nedenini şöyle anlatıyor:
"Biz 20 yıldan uzun bir süredir Syriza'nın içinde örgütlüyüz. Türk azınlıklara sola yaklaşmaları çağrımız hep oldu. Ama solu komünizmle karıştırdılar, o yüzden güvenmediler Syriza'ya. Bir de biz mutaassıp, muhafazakâr, tutucu bir toplumuz."
'Ekonomik kriz radikal tercihlere yöneltti'
Yunanistan siyasetine 1996'da daha sonra Syriza'nın öncüsü olan Sol İttifak Partisi'nin (Sinaspizmos) milletvekili olarak giren Mustafa Mustafa da Türk azınlıkların sola kaymasının ardında, 'daha önceki hükümetlerin azınlık politikalarına kalıcı, akılcı çözüm getirememesi' ve 'ekonomik krizin etkileri' olduğu görüşünde.
Mustafa, "Son dönemde yaşanan ekonomik kriz, buradaki azınlık üyeleri arasında siyasal tercihlerin radikalleşmesine, tercihlerini yeni bir umut olan Syriza'dan yana kullanmalarına neden oldu" diyor.
Mustafa'ya göre "Syriza, azınlık sorunlarına karşı dayanışmacı ve ilkeli bir tavır sergiliyor".
Milletvekillerine göre, Türk azınlıklarının taleplerinin başında, ilkokul, ortaokul ve liselerde tanınan ana dilde eğitim hakkının mecburi olan ana okullara çekilmesi var.
Karayusuf, bu talebin daha önceki iktidarlara da yapıldığını ancak olumlu bir yanıt gelmediğini söylüyor ve Syriza'nın azınlık politikasına yaklaşımını da şöyle ifade ediyor:
"Avrupa İnsan Hakları sözleşmesine dayanarak, azınlıkların belki de şu ana kadar verilmemiş milli kimlik, ana dilde eğitim gibi bazı haklarına Yeni Demokrasi ve Pasok'a göre daha şeffaf ve daha pozitif yaklaşıyoruz."
Mustafa da "Çağdaşlaşmayı bekleyen, aradaki engelleri kaldırıp çift dilliliği bir avantaja dönüştürebilecek bir eğitim sistemi ve bu eğitim sistemini uygulayacak çağdaş, düzeyli kadrolar istiyoruz" diyor.
'Çift Müftülük' sorunu
Yunanistan'daki Batı Trakya Türklerinin kimilerine göre 'sembolik' de olsa hükümetin atadığı Müftün tanınmamasıyla çözülmeyi bekleyen "çift Müftülü" bir durum da var.
Milletvekillerine göre bu duruma çözüm talebi ve Syriza'nın dinlere 'eşit yaklaşımı' Türk azınlıkların da sandıkta Syriza'yı seçmesinin başlıca nedenleri arasında yer alıyor.
Ayhan Karayusuf, 'en büyük sorunlardan biri' olduğunu söylediği Müftülük sorunu için "Devletin azınlığa sormadan kendi isteğiyle atadığı Müftü, kabul görmedi.
Camilerde parmak kaldırılarak gayri resmi bir şekilde yapılan oylamayla azınlık kendi Müftüsü'nü seçti. Ama resmi değil, dolayısıyla evraka imza atacak yetkisi yok" diyor.
Karayusuf partisinin bu soruna yaklaşımını da "Syriza'nın düşüncesi, halkın bir toplum kesiminin kendisini temsil eden din adamını kendisinin seçmesidir" sözleriyle anlatıyor.
"Ama bu seçim prosedürünün nasıl olacağı konusunda sonuca varmadık. İstişaresini yapıyoruz."
Mustafa Mustafa da Syriza'nın 'Müftü sorununa' yaklaşımına dair şu yorumu yapıyor:
"Halk tarafından kabul edilebilir bir seçim sistemi olmadığı için atanan müftüler kabul görmüyor. Müftülerin şeri yetkileri kullanması, adalet dağıtan bir rol üstlenmeleri de toplumun bir sorunu olarak duruyor. (…) Biz Müftülerin idari yetkilerden arındırılmalarını ve sadece ruhani rollerini oynamalarını talep ediyoruz."
Milletvekillerinin aktardığına göre Syriza'nın vaadi, "Müftünün, yalnızca halk tarafından ve ruhani yönden yapılacak bir seçimle halkın kendi iradesiyle atanmasını sağlamak."
'Kredi alma alışkanlığı olmaması avantaja dönüştü'
Milletvekili Mustafa da "Genel olarak ülke çapında da devlet ve din işlerinin ayrılmasını istiyoruz" diyor ve Yunanistan'ın yeni Başbakanı, Syriza lideri Aleksis Çipras'ın siyasi yemin ederken dini yemin etmemesi için de "Liderimiz tavrı daha ilk gününden ne doğrultuda olduğumuzu gösterdi" yorumunu yapıyor.
Karayusuf'a göre de Çipras'ın bu tutumu "Din tacirliği yapmamasından ve dine saygı göstermesinden" kaynaklanıyor.
Yunanistan'daki ekonomik kriz toplumun her kesimini vurdu.
Daha çok tarım, hayvancılık ve tütün gibi geleneksel üretim alanlarında faal olan Batı Trakya Türkleri de bu alanlarda tedbir talep ediyor.
Fakat milletvekilleri, Türk azınlıkların toplumun diğer kesimlerinin aksine "kredi borcu derdi" olmadığını söylüyor. Zira Mustafa, son yıllarda bazı düzenlemelerle durumu biraz da esnekleşse de, yılar boyu Yunanistan'da azınlıklara kredi verilmediğini ve böyle bir alışkanlık geliştirmediklerini söylüyor.
"Bizim bölgemizde geleneksel aile yapısının varlığı var. Kredi azınlık fertlerine verilmiyordu. Kredi alma alışkanlığımızın olmaması bizim için olumlu bir avantaja dönüştü."
"Muhafazakar bir toplumuz, yaşam biçimimiz de muhafazakâr. Toplumun geleneksel yapısıyla 3-4 nesil bir arada yaşamasıyla bu kredi batağına girmemiş olmak, bu krizin etkisinden birazcık korudu."
Yunanistan'da yaşayan Batı Trakya Türkleri, Syriza'nın tarımı destekleme ve düzene koyacağı umudunu taşıyor.
Milletvekillerinin aktardığına göre azınlık politikasında da ulusal kimlik ve taleplerinin karşılanacağı beklentisi var.