Güncelleme Tarihi:
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği'nin (BMMYK) Türkiye Cumhuriyeti kaynaklarına dayandırdığı verilerine göre şu an Türkiye'de 1.938.999, Lübnan'da 1.113.941, Ürdün'de 629.245, Irak'ta 249.463, Mısır'da 132.375, Kuzey Afrika ülkelerinde ise 24.055 olmak üzere toplam 4.088.078 kayıtlı Suriyeli yaşıyor.
Bu sayının Ocak 2013'te 500 bine bile ulaşmadığını düşündüğümüzde, krizin özellikle son iki buçuk yılda nasıl bir hızla büyüdüğünü anlamak zor değil.
BMMYK'nin internet sitesinde yer alan bu grafikte Suriye dışında yaşayanların sayısındaki hızlı artışı gözlemleyebilmek mümkün.
'YALNIZ BIRAKILIYORUZ'
Suriyelilere kapılarını açan Türkiye dahil ülkelerin yetkilileri ise bu konuda yalnız bırakıldıkları için uluslararası kamuoyuna sitemlerde bulunuyor.
Son olarak bugün Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Türkiye olarak insani görevlerini yerine getirmek adına çok ciddi gayret gösterdiklerini vurgulayarak, "Ancak bu konuda ben uluslararası sistemin iyi bir sınav vermediğini de ifade etmek durumundayım. Doğrusu Türkiye olarak çok yalnız bırakılıyoruz. Uluslararası sistem ve Birleşmiş Milletler ne Suriye'deki iç savaşı durdurmak adına ne de bu savaştan etkilenen insanların yaralarını sarmak adına ciddi bir çabayı ortaya koyabiliyor" dedi.
DÜNYA AYAĞA KALKTI
Öte yandan Kobanili 3 yaşındaki Aylan Bebek'in Bodrum sahilinde yerde yatan fotoğrafı tüm dünyada bu krizle ilgili duyarlılığı bir nebze olsun artırmış gibi görünüyor.
Örneğin İngiltere'nin en saygın gazetelerinden Independent, hem #RefugeesWelcome (Hoş geldiniz Mülteciler) diye bir kampanya başlattı hem de sınırları Suriyelilere kapatma kararı alan Başbakan David Cameron'a en sert tepkiyi gösteren yayın organlarından biri oldu.
Gazetede bugün yayınlanan "Mülteci krizini aşağılayan herkese açık mektup" başlıklı yazıda ise Cameron'ın yanı sıra 'İçişleri Bakanı Theresa May, Nigel Farage, Daily Express gazetesi, Almanya'daki protestocular, Katie Hopkins, Philip Hammond, Daily Mail gazetesine hor gören yorumlar yazan herkes, Macaristan'daki polis, Bulgaristan hükümeti, Çek Cumhuriyeti, Estonya, Macaristan, Hollanda, Polonya ve Slovakya, İngiltere, Çek Cumhuriyeti polisi, Kos Adası'ndaki turistler, Tony Abbott, karikatüristler, UKIP milletvekilleri ve Twitter'dakiler'e çok büyük tepki var.
Macaristan polisinin Sırbistan sınırından geçmeye çalışan sığınmacılara biber gazı sıktığı video hâlâ akıllarda.
'BU KÖRFEZ'İN GÖREVİ'
Ancak bununla da bitmiyor. Kamuoyunun tepkisinin bir diğer hedefi de Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan gibi zengin Arap ülkeleri... Geçtiğimiz hafta Twitter'da 33 binden fazla tweet'te geçen #Welcoming_Syria's_refugees_is_a_Gulf_duty (Suriyeli mültecileri kabul etmek Körfez'in bir görevi) hashtag'i de bu tepkinin bir yansıması.
Sosyal medyada birçok kullanıcı, bu ülkeleri hem geçmişte muhaliflere verdikleri destekle Suriye'deki savaşı körüklemekle, hem de savaştan kaçan siviller için gerekeni yapmamakla suçluyor. Nihayetinde bu ülkelerdeki gelir düzeyi de Suriyelilerin geçmeye çalıştığı birçok Doğu Avrupa ülkesinin çok üzerinde.
BBC'nin aktardığına göre, Suudi Arabistan'ın 'Mekke' gazetesinin yayımladığı, bu karikatürde, Körfez ülkelerinin geleneksel kıyafetleri içindeki adam, Avrupa Birliği'ni temsil eden adama, "Neden girmelerine izin vermiyorsunuz, saygısızlar?" diye bağırıyor.
NEDEN GİTMİYORLAR?
Peki gerçekten de Suriyeliler neden dilini konuşabildikleri, kültürüne hakim oldukları bu ülkelere gitmiyor da Avrupa'ya geçebilmek için canlarını ceplerine koyup Türkiye'ye geliyor?
Birincisi, Suriyelilerin vizesiz girebildiği Arap ülkelerinin sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor: Cezayir, Moritanya, Sudan ve Yemen. Yani vizesiz geçişin mümkün olması, Türkiye ve Ürdün gibi ülkelerin tercih edilmesinde bir numaralı etken.
Vizeyle giriş yapmaya niyetlenenler için durum daha da çetrefil. Resmi olarak Suriyeliler bir Körfez ülkesine girebilmek için turist vizesine ya da çalışma iznine başvurabiliyor. Ancak bu sürecin çok maliyetli olduğu, dahası bu ülkelerde yazılı olmayan kurallar gereği Suriyelilere vize süreçlerinde büyük zorluklar çıkarıldığı biliniyor.
Savaştan önce Suriye'den bu ülkelere göçmüş olanlar ya da aile üyeleri buralarda yaşayanlar bir nebze daha şanslı. Onlara kalış sürelerini uzatma ya da aileleriyle birleşme şansı verilebiliyor.
Dubai'de bir inşaatta çalışan göçmen işçiler.
NE ZAMAN HAREKETE GEÇECEKLER?
Bununla birlikte Körfez ülkelerinin hükümetlerinin Suriyeliler karşısındaki tavrı pek değişecek gibi değil. Kaldı ki kapılar açılsa bile ciddi bir geçim sorunu ortaya çıkabilir.
Zira Körfez'de kalifiye olmayan eleman arayışında Güneydoğu Asya ve Hindistan, Pakistan, Bangladeş gibi ülkelerin vatandaşları, kalifiye işlerde ise "ulusallaştırma" hamlesi doğrultusunda ülkelerin kendi vatandaşları tercih ediliyor. Hatta 2012 yılında Kuveyt hükümeti, emirlikteki yabancı işçi sayısını 10 yıl içinde 1 milyona düşürme kararı bile aldı.
Öte yandan kalifiye olmayan göçmen işçilerin yaşam koşullarıyla ilgili skandallar ve tartışmalar da unutulmasın...
Sonuç? Suriye'deki korkunç savaş sona ermedikçe, ülkeden kaçanların sayısının katlanarak artacağını tahmin etmek güç değil. Körfez ülkelerinin duruma daha ne kadar seyirci kalacağını tahmin etmek maalesef çok zor.