'Suriye'den çekilmiyoruz' demek yerine... "Suriye’de istikrar evresinde askere düşen rol var"
Güncelleme Tarihi:
ABD Başkanı Donald Trump, Suriye’den çıkma konusundaki kararlığını ikinci kez vurguladığı açıklamayı yaparken, Suriye dosyasının iki kritik aktörü ABD Barış Enstitüsü’nde ‘DEAŞ sonrası Irak ve Suriye’ konulu panelde konuşuyordu. ABD’nin Suriye’de PKK’nın Suriye kolu YPG ile ortaklığının mimarlarından olan ABD Merkez Kuvvetler (CENTCOM) Komutanı Joseph Votel ve ABD Başkanı Donald Trump’ın DEAŞ ile Mücadele Özel Temsilcisi Brett McGurk, Trump’la çelişen mesajlar vermemek için özel çaba sarf ettiler. Hatta McGurk ısrarlı soruları yanıtlarken, “Ne ben ne de bu paneldeki kimse bugün haber olmak istemiyoruz” şeklinde bir espri yaptı. Suriye’den asker çekme meselesine doğrudan değinmek yerine hem Votel hem de McGurk, DEAŞ’la mücadelenin henüz sona ermediğini vurguladılar. Votel, Suriye’de ‘istikrar evresi’ne geçilmekte olduğunu belirtirken “Bu evrede kesinlikle askerin oynayacağı bir rol var” dedi. Votel, YPG'nin Afrin’e gitmesinin DEAŞ'a karşı yapılan kendi operasyonlarını etkilediğini iddia ederken YPG'yi de 'sahadaki ana ortak' olarak tanımladı.
Suriye’den asker çekme meselesine doğrudan değinmek yerine hem Votel hem de McGurk, DEAŞ’la mücadelenin henüz sona ermediğini vurguladılar. Votel, Suriye’de istikrar evresine geçilmekte olduğunu belirtirken ‘Bu evrede kesinlikle askerin oynayacağı bir rol var’ dedi. Votel, ABD’nin sahadaki ana ortağının çoğunlukla YPG’lilerden oluşan Suriye Demokratik Güçleri (SDG) olduğunu hatırlattı.
McGurk ise Türkiye ile içinden geçilen diplomatik çözüm sürecinde iyi bir diyalog yakaladıklarını anlattı ancak o da SDG’ye çiçek atmadan edemedi. McGurk, ‘Sahadaki ortaklarımızı da teskin etmek durumundayız’ ifadesini kullandı. McGurk, TSK’nın Suriye’de birlikte çalıştığı bazı yerel grupların İslamcı eğilimde olduğunu belirterek bunun Menbiç’te çözümü zorlaştırdığını ileri sürdü.
SURİYE’DE OPERASYONLARA DEVAM ETMEMİZ GEREKİYOR
CENTCOM Komutanı Votel şunları söyledi:
- Irak’ta oldukça iyi bir yere geldik ancak Suriye’de durum çok daha karmaşık. Rusya, Esad rejimi, İran ve Türkiye durumun bir parçası. DEAŞ tehdidi azalmaya başladıkça Suriye’de daha altta yatan sorunların su yüzüne çıkmaya başladığını görüyoruz. Koalisyon olarak kontrol ettiğimiz alanlarda büyük ölçüde başarılı olduk ancak DEAŞ’ın hala mevcut olduğu bölgeler var. Operasyonlara devam etmemiz gerekiyor.
AFRİN HAREKATI BİZİM OPERASYONLARIMIZI YAVAŞLATTI
- Afrin’deki gelişmeler bizim DEAŞ’a yönelik operasyonlarımızı yavaşlattı. Sahadaki anan ortağımız (SDG) Afrin’deki duruma kendi yöntemiyle yanıt vermeye başladı. Biz DEAŞ üzerinde baskının devam etmesi ve gerilimin düşürülmesi için çalışmaya devam edeceğiz. Bu çatışmak yerine diplomasi ve diyalogla yapılabilir.
İSTİKRAR EVRESİNDE ASKERE DÜŞEN ROL VAR
- Suriye’de önümüzde zorlu bir ‘istikrar evresi’ var. Bu evrede DEAŞ’tan kurtarılan alanlara istikrar kazandırılması, kazanımlarımızın tahkim edilmesi, yerlerinden edilmiş insanların evine dönmesini sağlaması ve uzun vadeli yeniden yapılandırma çalışmalarının tamamlanması gerekiyor. Bu evrede kesinlikle askere düşen bir rol var.
MCGURK: 2015’TE AVRUPA ŞEHİRLERİNDEKİ TERÖR EYLEMLERİ MENBİÇ’LE İLGİLİ A PLANIMIZI AKSATTI
ABD Başkanı Donald Trump’ın DEAŞ ile Mücadele Özel Temsilcisi Brett McGurk ise Washington ve Ankara’nın Menbiç üzerinden yaşadığı sürtüşmeye ilişkin soruları yanıtladı. Ankara ile uzlaşmaya yönelik diplomatik çabanın sürdüğünü hatırlatan McGurk, meselenin Kürtlerin Fırat’ın doğusuna çekilmesinden ibaret olmadığını savundu. McGurk, Türkiye’nin Suriye’de çalıştığı bazı grupların
Brett McGurk şunları söyledi:
- Menbiç konusunda biraz geriye gidersek A planı sahadaki ortaklarımızın operasyondan sonra Fırat’ın doğusuna çekilmesi yönündeydi. Ancak bunu yapmaya çalışırken 2015’de Brüksel Havaalanı saldırısı, sonra da Paris saldırıları olunca bazı zor kararlar almak zorunda kaldık. Bu kararları Türklere izah etmeye çalıştık. O dönemde DEAŞ terör timlerini Rakka’da yetiştirip Menbiç üzerinden Avrupa şehirlerine gönderiyordu. Tahtaya vurmak isterim ki uzun zamandır bu tür terör eylemleri görmüyoruz. Bu tür eylemler bizim Menbiç operasyonumuz ve Türklerin Fırat Kalkanı Operasyonu’nun birleşimi sayesinde kesildi.
TÜRKLERİN ÇALIŞTIĞI YEREL GRUPLAR İSLAMCI EĞİLİMDE BİZİM ORTAKLARIMIZLA ARARINDA DERİN İDEOLOJİK BÖLÜNME VAR
- Bizim birlikte çalıştığımız ortaklarımızın çoğu Menbiç’te yaşayan Araplar. Türkiye’nin oradaki yerel ortakları da Menbiç’ten ancak çok farklı eğilimleri var. Şu anda Menbiç dışında olan bu grupların daha İslamcı bir eğilimi var. Oysa Menbiç’te şu an daha laik bir ortam var. Kadınların bazıları kapalı, bazıları değil. İki taraf arasında derin bir ideolojik bölünme var. Bu durum işi daha da zorlaştırıyor. ‘Kürtleri nehrin öteki yanına çektik ve her şey halloldu’ denecek kadar basit değil. Bu son derece karmaşık bir durum. Bunu
ŞU AN TÜRKLERLE DİYALOĞUMUZ ÇOK İYİ DİPLOMATİK BİR SÜRECİN İÇİNDEYİZ ANCAK SAHADAKİ ORTAKLARIMIZI DA TESKİN ETMEK DURUMUNDAYIZ
- NATO müttefikimiz Türkiye ile birlikte diplomatik olarak çözmek durumundayız. Diplomatik çözüm sürecinin içindeyiz. Geçen hafta Türklerle olumlu görüşmeler yaptık. Ancak bir yandan da sahadaki ortaklarımızı da teskin etmek durumundayız. Bu arada bana inanın rejim ve diğer aktörler de boş oturmuyor. Herkes herkesle konuşuyor. Neyse ki Türklerle çok iyi bir diyaloğumuz var. Zaten sahadaki ortaklarımızla da düzenli olarak konuşuyor. General Votel sık sık bölgeye girip çıkıyor.
SON 24 SAATTE YAŞANANLAR