Güncelleme Tarihi:
SURİYE’de içsavaşı sonlandırmak için başta Astana üçlüsü Rusya, Türkiye ve İran olmak üzere Birleşmiş Milletler’in (BM) gözetiminde uzun çabalar sonunda oluşturulan Suriye Anayasa Komitesi’nin ilk toplantısını İsviçre’nin Cenevre kentinde ekim ayı sonunda yapacağı ve çalışma mekanizmasının nasıl yürüyeceği şekillendi. Suriye Anayasa Komitesi’nde 150 delege arasından 45 kişi seçilerek komite konseyi oluşturulacak. Bu konseyin hazırlayacağı tasarılar 150 delegenin oyuna sunulacak. Tasarının kabul edilmiş sayılması için en az 113 delegenin “Evet” demesi gerekecek.
BMGK TOPLANIYOR
Suriye Anayasa Komitesi’nin nasıl işleyeceği BM Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen tarafından BM Güvenlik Konseyi üyelerine izah edildi. Bu akşam BM Güvenlik Konseyi (BMGK) oturumunda ele alınacak Suriye Anayasa Komitesi, konseyin 5 daimi üyesinden onay aldıktan sonra çalışmalarına başlayacak. Pedersen, “Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin tüm üyeleri Suriye Anayasa Komitesi’nin kurulmasına ve işbaşı yapmasına destek verdi” dedi.
150 DELEGE OLACAK
Suriye Anayasa Komitesi’nin nasıl çalışacağını ana hatlarıyla Rusya’nın TASS ajansına anlatan Geir Pedersen, “BMGK oturumunda konunun ele alınmasından sonra Suriye Anayasa Komitesi, ilk oturumunu Cenevre şehrinde 29 veya 30 Ekim tarihinde gerçekleştirecek. Şu anda delegelerin yanı sıra Suriye Anayasa Komitesi ilk toplantısına yol gösterici olarak Rusya, Türkiye ve İran’ın da yardımcı rolde katılımları üzerinde çalışıyoruz. Mekanizma büyük ölçüde netleşti. Komite bilindiği üzere toplam 150 delegeden oluşuyor. 50 delege Suriye yönetimini, 50 delege Suriye muhalefetini, 50 delege de Suriye sivil toplum örgütlerini temsil ediyor. Komitenin ilk çalışma gününde komite konseyi oluşturulması planlanıyor. Bu Konsey 45 kişiden oluşacak. 15 kişi Şam yönetimini, 15 kişi muhalefeti, 15 kişi de sivil toplum örgütlerini temsil edecek. Konsey, komitenin genel kurul oturumları için Suriye geleceğini belirleyecek tasarıları hazırlayacak. Ardından 150 delegenin katılımıyla oylama yapılacak. Bir tasarının kabul edilebilmesi için en az 113 delegenin ‘Evet’ demesi gerek. Bu rakam komite üyelerinin yüzde 75’lik bölümüne tekabül ediyor” açıklamasını yaptı.
ASTANA GARANTÖRLERİ
Astana sürecindeki garantör ülkeler Rusya, Türkiye ve İran’ın Cenevre’de boy göstermesine BM’nin nasıl baktığı Pedersen’e sorulduğunda, “Ben elbette Astana üçlüsünün ilk oturumda hazır bulunmasını istiyorum. Bu konuyu pazartesi BMGK oturumunda gündeme getireceğim. Özellikle Cenevre sürecine şu ana kadar katılmayan ve BMGK daimi üyesi olan Çin ile bu konuyu ele alacağım. Rusya, Türkiye ve İran’ın Suriye Anayasa Komitesi ilk toplantısında hazır bulunması Suriye delegelerine yol gösterici ve verimli çalışma yapılması için büyük önem taşıyor” ifadelerini kullandı.
BAŞKAN ADAYI BELİRLENDİ
Cenevre’de önümüzdeki ay sonunda çalışmalarına başlayacak Suriye Anayasa Komitesi için bir başkan adayı belirlendiğini de sözlerine ekleyen BM Suriye Özel Temsilcisi Pedersen, “Başkan adayları var. Ancak spekülasyonlara yol açmaması için isim vermek istemiyorum. 150 delege toplanınca açıklanmalı. Bir tek şunu söyleyebilirim, Yüksek Müzakere Heyeti Başkanı Nasır Hariri, komite başkanı adayları arasında yer almıyor” dedi.
ÇALIŞMADA ZAMAN SINIRLAMASI YOK
Suriye’de silahların hemen susması için Anaya Komitesi’nin bir an önce gerekli kararları alması beklendiği dikkate alındığında bir zaman süresi faktörü olup olmadığı sorusuna ise Pedersen, “BMGK’nın Suriye kararında Anayasa Komitesi çalışmasını kapsayan zaman faktörü yok. BMGK kararında sadece yeni Suriye Anayasası komite tarafından kabul edildikten sonra 18 ay zarfında Suriye’de yeni genel seçimlerin yapılması şartı aranıyor. Yolun daha başında bulunduğumuz için tarafları zaman kıstasıyla zorlamamak gerek” görüşünü dile getirdi. BM Suriye Özel Temsilcisi ayrıca Cenevre’de ilk toplantının taraflar arasında yeni kavga yeri değil, yapıcı çalışma alanı olacağına inandığını önemle vurguladı.
İDLİB İÇİN AYRI SORUŞTURMA
BMGK’nın Suriye Anayasa Komitesi meselesini görüşeceği pazartesi günü aynı zamanda bir başka mekânda BM’nin başlattığı “İdlib Bölgesinde İşlenen İnsani Suçlar” soruşturmasının da başlatılacağı hatırlatıldığında Pedersen şu yanıtı verdi: “Günümüzde İdlib bölgesi Suriye’nin en sancılı konusu. Son dönemde bu bölgede çok kan akıtıldı. 500 bin sivil tekrara mülteci durumuna düştü. Erdoğan ile Putin son görüşmelerinde en azından silahların susmasını sağladı. Bu durumun ileride de sürdürüleceğine inanmak istiyoruz. İdlib soruşturmasına gelince, Suriye Anayasa Komitesi’nin bu konuya gelmesini bekleyemeyiz. İdlib meselesi insani boyutuyla acil çözüm beklediği için BM tarafından kimin orada ateş ettiğinin soruşturulması gerekiyor. Bu hususta BMGK’nın bir başka 2224 no’lu kararı var. İdlib soruşturmasıyla onun maddelerini yerine getiriyoruz” dedi.