Güncelleme Tarihi:
Rejime bağlı birliklerin bölgede ilerlemesi üzerine sınır hattına yığılan Türkmenlerin önce bir kamp ve hastane bulunan sınıra yakın Yamadi köyüne, oradan da Türkiye'ye geçtiği bildiriliyor.
Bölge, Türkiye sınırında Hatay'a bağlı Yayladağı ilçesinin karşısında.
BBC Türkçe'ye Yayladağı'ndan bilgi veren bir gazeteci, sınırı geçenlerin sayısının yaklaşık 600 olduğunu ancak siviller hareket halinde olduğu için sayının değişebildiğini söyledi.
Rejime bağlı birlikler hafta içinde Lazkiye'de ilerleyip Türkiye sınırına yakın Rabia (Gebelli) kasabasını da ele geçirdi.
Rabia'nın yanı sıra Kızıldağ olarak bilinen bölgeye bağlı Murtlu, Kırbeştepe, Gökdağ ve Acısı da rejimin kontrolüne geçti. Kuruca, Karamanlı ve Kelez hattının da rejimin ilerlemek istediği hedeflerden olduğu bildiriliyor.
Bölge, Suriye'nin kuzeyini Akdeniz'e bağlayan hattın üstünde, Beşar Esad rejiminin de kalesi Lazkiye vilayetine bağlı.
Türkiye'yle ikmal yollarının üzerindeki ve Rusya'nın Suriye'deki tek limanı Tartus'a yakın konumuyla da stratejik öneme sahip.
Rusya Savunma Bakanlığı sözcüsü Igor Konaşenkov da geçen Pazar günü yaptığı açıklamada 28 farklı yerleşim bölgesinde 92 kilometrekare'den fazla bir alanın rejime geçtiğini söylemiş, Rabia için de "gelecek operasyonlar için stratejik önemde" ifadesini kullanmıştı.
REJİM İDLİB'E YAKLAŞIYOR
Bölgede Türkmen savaşçıların yanı sıra Ahrar ür Şam, El Nusra ve Ensar el Şam'a bağlı güçler de var.
Rejim birliklerinin safında ise İranlı milis grupların ve Lübnan Hizbullahı'nın da bulunduğu belirtiliyor.
Suriye rejiminin bölgede ilerleyişi, Ahrar üş Şam ve El Nusra Cephesi'nin kontrolündeki İdlib'e de yaklaşması anlamına geliyor.
Bölgede çatışmalar devam ederken insani duruma ilişkin ise kaygılar artıyor.
Suriyeli Türkmenler için yardım faaliyetleri yürüten Kızılay'ın Genel Başkanvekili Kerem Kınık Türkiye'ye geçişlerin artması ihtimaline karşı Kızılay ve AFAD'ın yeni bir kamp oluşmaya başladığını söyledi.
BBC Türkçe'nin sorularını yanıtlayan Kınık, Suriye sınırları içinde gündelik sıcak yemek ve ekmek yardımı yapıldığını ancak saldırılar nedeniyle lojistik faaliyetlerin de zorlaştığını ifade etti.
Sivillerin yaşadığı bölgelerde misket bombası, ağır havan topu ve havadan varil bombası saldırıları düzenlendiğini belirten Kınık, "İnsani kriz derinleşiyor. Türkmenler sınıra yakın dağlık köylere sıkıştı" dedi.
Suriye Türkmen Milli Hareket Partisi Kurucusu ve Başkan Yardımcısı Tarık Cevizci de Suriye'nin kuzeybatısında Türkmen yerleşimi olarak Sallur, Yamadi ve Çömerel köyleri ile Toros mahallesinin kaldığını bu yerleşimlerdeki Türkmen sayısının da yaklaşık 2 bin olduğunu ifade ediyor.
Cevizci, havadan Rus savaş uçaklarının yürüttüğü operasyonun yanı sıra bölge halkının 'kara harekâtı' endişesiyle bölgeyi terk ettiğini söyledi:
"Esad güçleri Kızıldağ'da ele geçirdiği yerlere batarya, tanklar yerleştirmiş. Bölge halkı, Suriye'nin kara harekâtı başlatacağına dair duyumlar almış. Dar bir alana sıkışmış haldeler, kaçma imkânları yok. Kara harekâtı başlamadan köyleri boşaltmaya çalışıyorlar."
'SURİYE'NİN NEFES BORUSU'
Kızılay Genel Başkanı Kınık, bölgenin 'Suriye'de yardıma muhtaç 7 buçuk milyon kişiye giden gıda ve temel ihtiyaçların geçiş yolunda' olduğuna dikkat çekti ve Rus müdahalesine kadar bölgede çatışma olmadığını belirtti:
"Türkmen direnişçiler Rusya'nın hava saldırısı sonrasında çok ciddi kayıp verdiler, toprak kaybettiler. Rusya hava saldırısı yapana kadar orada rejim ile Türkmenler arasında bir istikrar, denge vardı. Bölgeler paylaşılmıştı, ağır çatışmalar yoktu."
Bölge için "Buranın Suriye'nin bir nefes borusu olduğunu bütün dünya bilir" tanımlaması yapan Kınık, "Burası kapanırsa Suriye'deki 7 milyon insan açlıktan ölür, çocuklar ilaçsızlıktan ölür. Şu an bölgeye gönderdiğimiz yardım kamyonları vuruluyor" diyor.
Tarık Cevizci de Esad rejiminin 'alanını bölgede genişletme amacında' olduğu görüşünde. Bölgenin önemine ilişkin görüşleri şöyle:
"Esad, Nusayri devleti kurulursa ihtiyaç duyulması halinde burayı Nusayri bölgesine bağlama niyetinde. Kuzey Kürdistan'ın kurulması durumunda da bu bölge o coğrafyanın Akdeniz'e açılan kapısı olacak."
Rusya'nın Suriye rejimine destek çıkıp Lazkiye çevresinde operasyonlarını yoğunlaştırmasıyla rejimin kontrolü ele geçirdiği bölgelerin sayısı artıyor.
Bu da, muhalif örgütlerin Akdeniz'e açılan hattının kesilmesi, Lazkiye'ye olası tehditlerin de engellenmesi anlamına geliyor.
Bölge halkına yardım sağlanması için kullanılan koridor da daralırken, kaçakçılık faaliyetleri de büyük oranda azalıyor.