Güncelleme Tarihi:
***
Belli ki, Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier, bu sözleriyle aynı zamanda Hıristiyan Demokrat Birlik Partisi’nin (CDU) Genel Başkanı ve Başbakan Angela Merkel’e çürük domates atılmasını kastediyordu.
Merkel’in yanı sıra Sosyal Demokrat Parti’li (CDU), Yeşiller ve Sol Parti mensubu politikacıların konuşmalarının aşırı sağcı ve sağ popülist parti yandaşlarının engellenmek istenmesini kast ediyordu.
Alman Cumhurbaşkanı, o akşamki açılış konuşmasında, demokrasinin yaşatılması için tüm seçmenleri bu demokratik haklarından yararlanıp sandık başı yapmaya da çağırmıştı.
Tabii aşırı sağcıların ve sağ popülistlerin cezalandırılması umuduyla.
***
Evet, Almanya’da genel seçimler yapıldı.
CDU/CSU ve SPD gibi köklü partiler ciddi oy kaybı yaşadı.
Alman kültürünün ve Alman halkının elden gitmekte olduğu, ülkenin hakkaniyetini kaybetmeye başladığı, Almanya’nın da İngiltere gibi Avrupa Birliği’ni (AB) terk etmesinin kaçınılmaz olduğu, sığınmacılar ve göçmenler yüzünden Almanların kendilerini kendi ülkelerinde yabancı hissetmeye başladığı, ülkenin İslamlaşmasının engellenmesi gibi bir dizi popülist yaklaşımlarla oy avcılığı yapan, aralarında neonazilerin de bulunduğu sağ popülist Almanya İçin Alternatif, toplam oyların yüzde 12.6’sını alarak Almanya’da üçüncü politik güç haline geldi.
İşte ülkedeki bu gelişme protokolde ilk sırada yer alan Alman Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier’i tedirgin etti.
“Biz bu seçim sonuçlarının ardından hiçbir şey olmamış gibi günlük politikaya dönemeyiz” diyerek, toplumun her kesimine bu son gelişmeleri çok iyi değerlendirme çağrısında bulundu.
Geçen pazar günü yapılan genel seçimlerin Almanya’nın durumunu değiştirdiğine dikkat çekerek, “Toplum olarak birbirimizden uzaklaşmamaya özen göstermeliyiz. Hepimiz toplumsal birliktelik ve bütünlüğü korumak için daha fazla çaba göstermeliyiz. Ben bunu başaracağımıza inanıyorum” dedi.
Aynı zamanda, her türlü Yahudi düşmanlığı ve yabancılara karşı kin beslemekten uzak durulmasını da istedi.
***
Alman Cumhurbaşkanı, Federal Hükümetin Göç, Mülteci ve Uyumdan Sorumlu Devlet Bakanı olan Türk kökenli Aydan Özoğuz’u “Anadolu’da imha edecekleri” yönünde açıklamalarda bulunan AfD’nin önde gelen isimlerinden Alexander Gauland’ı da isim vermeden sert bir dille geliştirdi.
“Almanya’nın en karanlık tarih sayfası, Almanların ‘Alman değil’ ilanıyla ve vatandaşlıklarının, vatandaşlık haklarının iptaliyle başladı. Kim ki bugün o dönemin insan onurunu hiçe sayan dilini kullanırsa, ülkemizin iklimini zehirler” diyerek isim vermeden AfD’lilerin yaklaşımını kınadı.
Cumhurbaşkanı Steinmeier, AfD’nin güçlenmesinde Alman medyasının rolü olduğunu da söyledi.
“Tabuları yıkmak ödüllendirilmeli. Her yeni provokasyon sayesinde açık oturumlara davet edilenler, kendilerini bir yeni provokasyonda daha bulanma cesareti gösteriyorlar” diyerek, seçim öncesi sağ popülist politikacıların Alman televizyonlarındaki programlarda boy göstermelerine imkan kılınmasını açık bir biçimde eleştirdi.
Yani bir yerde Alman medyasına sitem etti.