SPD’liler hafıza kaybı mı yaşıyor?
Güncelleme Tarihi:
.
Liberaller olarak bilinen FDP, 1982 yılı ortalarına doğru, eylül ayında yapılacak eyalet parlamentosu seçimlerinden sonra SPD ile ortaklığa son vereceklerini ilan etti.
Ancak 26 Eylül 1982’de yapılan Hessen Eyalet Parlamentosu seçimlerinde, FDP yüzde 5 barajını bile aşamayıp devre dışı kaldı.
Hiçbir parti mutlak çoğunluğu sağlayamadığı ve birbirleriyle de ortaklık yapmayı kabullenmediği için SPD’li Eyalet Başbakanı Holger Börner, vekaleten iktidarda kaldı.
25 Eylül 1983 tarihinde Hessen’de erken seçime gidildi.
Seçim öncesi yapılan bir söyleşide, Holger Börner’e seçimden sonra Yeşiller’le bir koalisyon hükümeti kurup kurmayacağı soruldu.
Daha önceki dönemlerde “Yeşil faşolarla ortaklık etmem” diyen Holger Börner, “Şundan çok emin olabilirsiniz. Böyle bir fotoğrafı (SPD-Yeşiller koalisyonu) fotomontoj olarak bile göremeyeceksiniz” şeklinde çok kesin bir yanıt verdi.
Hatta “Bırakın koalisyonu, onlarla (Yeşiller’le) işbirliği bile yapmam” dedi.
Ama seçimlerden sonra yine hiçbir parti mutlak çoğunluğu elde edemedi.
Hıristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) ile FDP’nin sandalye sayısı iktidar etmeye yetmedi.
Yeşiller’le de kimse ortaklık etmek istemediği için Holger Börner’li SPD azınlık hükümeti kurarak iktidarda kaldı.
Hem de seçimlerden önce “Bırakın koalisyonu, onlarla işbirliği bile etmem” dediği Yeşiller’in desteğiyle.
***
Yaklaşık iki yıl sonra SPD’li Börner olup bitenleri, daha önce söylediklerini birden unutuverdi.
SPD, 12 Aralık 1985 tarihinde Yeşiller’le Hessen’de koalisyon hükümetini kurdu.
Börner kabinesinde Yeşiller’in liderlerinden Joschka Fischer, Çevre ve Enerji Bakanı olarak görev aldı.
Hem de spor ayakkabı, jeans pantolon ve spor ceketiyle alışılagelmiş politik geleneklerin dışında bir tutum sergileyip yemin ederek.
Evet, SPD’li Börner, “İşbirliği bile etmem” dediği “Yeşil faşolarla” bu ortaklığı yaklaşık 2 yıl sürdürdü.
18 Eylül 2005 tarihinde yapılan genel seçim akşamı, dönemin SPD’li Almanya Başbakanı Gerhard Schröder, “Gerçekten siz benim partimin bu durumda ‘Ben başbakan olmak istiyorum’ diyen bir Bayan Merkel’in görüşme önerisine yanaşacağına mı inanıyorsunuz? Kiliseyi köyde bırakalım” demişti.
Ama SPD Schröder’in bu söylemine kulak asmayıp, Angela Merkel başbakanlığında CDU/CSU ile büyük koalisyon hükümetini kurmuştu.
***
İşte şu anda yine SPD’de benzer bir yaklaşıma tanık oluyoruz.
Almanya’da 24 Eylül’de yapılan genel seçim akşamı sonuçlar şekillenmeye başlar başlamaz, SPD’nin başbakan adayı Martin Schulz, “Bizim yerimiz muhalefet” diyerek Hıristiyan Demokrat/Hıristiyan Sosyal Birlik Partileri (CDU/CSU) ile büyük koalisyon defterini kapattıklarını ilan etti.
Seçimden sonraki günlerde mikrofon uzatılan sosyal demokrat politikacılardan hep “Büyük koalisyona yokuz” sesleri yükseldi.
SPD Merkez Karar Yürütme Kurulu (MKYK) da aynı yönde karar aldı.
Ancak CDU/CSU, FDP ve Yeşiller arasında sürdürülen Jamaika Koalisyonu (Siyah-Sarı-Yeşil Koalisyon) görüşmelerinde olumlu bir sonuç alınamayınca durum birden değişiverdi.
“Jamaika olmazsa, erken seçime gidilir” diyen SPD, birden kıvırmaya başladı.
Bir dönemler SPD Genel Başkanı ve yıllarca Federal Dışişleri Bakanı olarak görev yapan Alman Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier’in sorumluluk ilkesinin tüm partiler için geçerli olduğunu hatırlatması üzerine SPD, CDU ve CSU ile yeniden aynı masaya oturmayı kabul etti.
Aynı zamanda CDU Genel Başkanı olan Başbakan Merkel, CSU Genel Başkanı olan Bavyera Eyalet Başbakanı Horst Seehofer ile SPD Genel Başkanı Martin Schulz, geçen hafta Cumharbaşkanı Steinmeier’in evsahipliğinde Bellevue Sarayı’nda bir araya geldi.
Belli ki, SPD’li politikacılar daha önceki yıllarda yaşananları çabuk unutmuşlar.
Börner’in “Bırakın koalisyonu, onlarla işbirliği bile yapmam” dediği “Yeşil faşolarla” bundan 32 yıl önce koalisyon hükümeti kurduğunu akıllarından çıkarmışlar.
Gerhard Schröder’e rağmen SPD’nin CDU/CSU ile ortaklık ettiğini de.
Bu da SPD’de adete bir hafıza kaybı yaşandığını gösteriyor.