Güncelleme Tarihi:
Reuters'ta yer alan son dakika haberine göre Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin yapılan anayasa değişikliğinin ardından iki dönem daha görev yapmasını sağlayacak değişikliği imzaladı.
Rusya’da Devlet Başkanı Vladimir Putin için güven oylaması anlamı taşıyan anayasa değişikliği referandumu salgın nedeniyle online olarak yapılmış ve 1 Temmuz 2020'de sona ermişti.
Referandumun en can alıcı maddesi 2000 yılından beri ülkeyi yöneten Vladimir Putin ile ilgiliydi. Şimdiki görev süresi 2024 yılında sona erecek olan Putin, önceki süreleri sayılmadan iki altı yıllık dönem için daha seçilebilecek. Bu da 67 yaşındaki Putin’e ömrü yeterse 2036’ya kadar iktidar yolunu açmış olacak. Anayasa değişikliği referandumda ‘Evet’ oyu almıştı.
Geçtiğimiz Temmuz ayında açıklanan sonuçlara göre, halkın yüzde 77.92'si Rusya Anayasası'nı değiştiren pakete 'Evet' dedi. Ancak ülkedeki muhalif kesim oylamanın yasal dayanağının bulunmadığını, söz konusu değişikliklerin 68 yaşındaki Putin'e ömür boyu başkanlık yolunun açılması için yapıldığını açıklamıştı.
Görev süresi 2024'te sona erecek olan Rusya Devlet Başkanı Vlademir Putin'in 2036'ya görevde kalmasını sağlayacak yasa alt meclisten 25 Mart'ta geçmişti.
ULUSLARARASI SORUMLULUKLAR
Referandum sonrası anayasada yapılan ikinci hayati değişiklik Rusya’nın dünya karşısındaki hukuki sorumluluklarıyla ilgili. Değişikliğin kabul edilmesiyle Uluslararası İnsan Hakları mahkemesi dahil yabancı mahkemelerin verecekleri hükümler Rus anayasasına aykırı düşmesi durumunda yerine getirilmeyecek.
‘TANRI’ ANAYASADA
Değişecek 37 madde arasında dikkat çeken bir madde de dinle ilgili. Yapılacak değişiklikle Rusya anayasasında ilk defa dini faktör “Tanrı” ifadesiyle giriyor. Yeni düzenlemede şöyle deniyor: “Binlerce yıllık geçmişin birleştirdiği Rusya, atalarının anısını ve Tanrı’ya inancını koruyor”.
SOVYETLERİN MİRASÇISI
Sovyetler Birliği’nin 1991 yılında dağılmasından sonra uluslararası yegane mirasçı olduğunu ilan eden Rusya, bu statüyü şimdi anayasaya da işliyor. Rusya’nın Sovyetler’in tek mirasçısı olduğu ve tüm uluslararası örgüt ve organizasyonlarda bu hakkını koruduğu dile getiriliyor.