Güncelleme Tarihi:
Almanya'da Münih Yüksek Eyalet Mahkemesinde 5 yılı aşkın süredir devam eden aşırı sağcı Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) terör örgütü davasında karar açıklandı.
Mahkeme başsanık Zschaepe'yi 10 cinayet, terör örgütü üyesi, bombalı saldırı, ağır soygun, 32 kişiyi öldürmeye teşebbüs, ağır adam yaralama, ağır kundaklamaktan ağır suçlu buldu. Mahkeme heyeti Zscaepe'yi ömür boyu hapse çarptırdı ve suçunun özel bir ağırlık taşıdığını vurguladı. Diğer 4 sanık ise hafif cezalarla kurtuldu. Özellikle seri cinayetlerde kullanılan Ceska 83 tipi silahı tedarik eden Ralf Wohlleben'in sadece 10 yıl hapis cezası alması dikkat çekti. Wohlleben hakkında Federal Savcılık 12 yıl talep etmiş, müdahil avukatlar mahkemenin 14 yıl ceza vermesini bekliyordu. Mahkeme Wohlleben'e silahı tedarik ederek 9 cinayete yardım suçundan 10 yıl ceza verdi. 7 yıldır tutuklu bulunan Ralf Wohlleben cezasının üçte ikisin yattıktan sonra şartlı serbest bırakılma şansına sahip.
Davanın üçüncü sanığı Andre Eminger terör örgütüne destekten suçlu bulundu ve 2.5 yıl hapis cezası aldı. Mahkeme salonundaki izleyici neonazi grup cezanın azlığına alkış tutarak, karşılık verdi. Eminger için en az 10 yıl hapis cezası bekleniyordu. Dördüncü sanık Holger Gerlach da terör örgütüne destekten suçlu bulundu ve 3 yıl hapis cezası aldı. Davanın tek itirafçısı ve tanık koruma altındaki Carsten S. İse 9 cinayette kullanılan silahı terör örgütü üyelerine teslim ederek cinayetlere yardım etmekten suçlu bulundu ve 3 yıl gençlik cezasına çarptırıldı. Mahkeme Başkanı Manfred Götzl cezaları açıkladıktan sonra gerekçeleri okumaya başladı.
HÜKÜMETTEN İLK YORUM
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu kararla ilgili olarak, "bu sanıkların ceza alması yetmez bu cinayetlerin arkasında kimler var ortaya çıkarılması ve onların da cezalandırılması gerekiyor" dedi.
Çavuşoğlu şunları söyledi: Bu mahkeme gerçek anlamda bu süreç, suçluların ortaya çıkarılmaması bakımından bir zafiyet gösterdiğini söyleyebiliriz.
Hatta bu süreçte bazı şahitlerin de öldürüldüğünü gördük, biliyoruz.
Baş sanık ve bu sanıkların ceza alması yetmez. Ve bu cinayetlerin arkasında kim var? Derin devlette kim var? hangi kurumlar var ortaya çıkarılması gerekiyor.
Eğer bu yapılmazsa, Almanya'da Solingen faciasının yıl dönümüne de katıldık. O saldırı ne ilk, ne son oldu.
Almanya'dan beklentimiz, davanın sonuçlanması bu aşamada önemli. Ama bu davanın, soruşturmanın diğer sorumlularının ortaya çıkarılması bakımından da devam ettirilmesi gerekiyor.
Biz de Türkiye olarak bunu yakından takip edeceğiz. Ve sorumluların ortaya çıkarılması sürecinde üzerimize düşeni yapacağız.
Bu süreçte aileleri, bu NSU cinayetlerinde ve diğer saldırılarda şehit verdiğimiz kardeşlerimizin ailelerini yalnız bırakmadığımız gibi bundan sonraki süreçte de onları yalnız bırakmayacağız.
DIŞİŞLERİ BAKANLIĞININ AÇIKLAMASI ŞÖYLE:
Almanya’da 2000-2007 yılları arasında sekizi Türk on kişinin öldürülmesi, çeşitli bombalı saldırılar ve silahlı soygun suçlarının faili olan “Nasyonal Sosyalist Yeraltı” (NSU) isimli Neo-Nazi terör örgütünün üye ve destekçilerinin beş yıldır devam eden yargılama süreci bugün sona ermiştir. Almanya’da II. Dünya Savaşı’ndan bu yana en büyük ırkçı terör faaliyeti olarak tanımlanan davaya ait süreç, ülkemiz ve Almanya Türk toplumu tarafından en başından beri yakından takip edilmiştir.
Sözkonusu dava sonucunda baş sanığın müebbet hapis cezasına ve diğer dört sanığın ise değişen süreli hapis cezalarına çarptırılmalarını not ettik.
Bununla birlikte, maalesef bugün verilen karar NSU cinayetlerinin arka planını ve derin devlet ile istihbarat içindeki bağlantılarını tüm boyutlarıyla açıklığa kavuşturmamış, gerçek suçlular ortaya çıkarılmamıştır. Bu bakımdan kararı, adaletin tecellisi ve kamu vicdanının rahatlatılması bakımından tatmin edici bulmuyoruz. Soruşturmaların başlangıç aşamalarında pek çok önyargıyla karşılaşan ve mağdur edilen kurban aileleri ile Almanya’daki Türk toplumunun duyguları, henüz dinmemiş acıları milletimizce paylaşılmaktadır.
Bu vesileyle, NSU cinayetleri gibi, 1985 yılında Hamburg, 1992 yılında Mölln, 1993 yılında Solingen’de Türklere karşı düzenlenen ırkçı saldırıların da zihinlerimizde tazeliğini koruduğunu hatırlatmak isteriz.
Şansölye Merkel’in 2012 yılında verdiği söz çerçevesinde NSU cinayetlerinin ve diğer faili meçhul kalan, ırkçı, yabancı düşmanlığı saikli cinayetlerin faillerinin tamamının adalete teslim edilmesi, Almanya’daki Türk toplumunun devletin güvenlik ve yargı kurumlarına güvenlerinin güçlendirilmesi bakımından önem taşımaktadır. Bundan sonraki aşamada da konunun takipçisi olmaya devam edeceğiz.
Ayrıca, Almanya’daki ırkçılık ve yabancı düşmanlığının zirve noktalarından birisini teşkil eden NSU cinayetlerinin benzerlerinin tekrarlanmaması ve Avrupa’da artan ırkçılıkla mücadelenin taviz verilmeden yürütülmesi için AFC makamlarından her türlü tedbiri almalarının, bu kapsamda özellikle siyasetçilerin ve medyanın popülizme kapılmadan aklı selimle hareket etmeleri gerektiğinin önemine bir kez daha vurgu yapmak istiyoruz.
SON 24 SAATTE YAŞANANLAR