Son dakika haberi: Bakan Çavuşoğlu'ndan Süleymani açıklaması

Güncelleme Tarihi:

Son dakika haberi: Bakan Çavuşoğlundan Süleymani açıklaması
Oluşturulma Tarihi: Ocak 06, 2020 09:16

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu Ankara’da 2019 Yılı Değerlendirme Toplantısı'nda konuştu. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, "(İranlı komutan) Süleymani'nin öldürülmesi bölgemizin barışı için ciddi bir risk olmuştur" ifadesinde bulundu. Bakan Çavuşoğlu ayrıca, "(ABD-İran arasındaki) Gerginliğin azaltılması için diğer ülkelerle çaba sarfetmeye devam edeceğiz" dedi.

Haberin Devamı

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, 2019 yılına ilişkin dış politika değerlendirme toplantısı düzenledi.

Küresel açıdan kapsamlı değişim ve dönüşümlerin yaşandığı bir yılın geride kaldığına dikkati çeken Çavuşoğlu, 2019'un jeopolitik rekabetin en üst noktaya çıktığı ve özellikle büyük güçler arasında güç mücadelesinin had safhaya ulaştığı bir yıl olduğunu söyledi.

Çavuşoğlu, geçen yılın değerlendirmesini yapmadan önce, bu yılın ilk gelişmelerine ilişkin de "Kasım Süleymani'nin Irak'ta öldürülmesi bölgemizin barış ve istikrarına ciddi bir risk oluşturdu, tehdit oluşturdu. ABD-İran gerginliğinin diplomasi yoluyla azaltılması için yoğun çaba sarf ediyoruz." ifadesini kullandı.

İlgili tüm taraflarla yakın temas içinde olduklarını belirten Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, Irak Cumhurbaşkanı Berhem Salih ve Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani ile telefonda görüştüğünü, İngiltere
Başbakanı Boris Johnson ile Almanya Başbakanı Angela Merkel gibi diğer liderlerle de gelecek günlerde görüşeceğini bildirdi.

Haberin Devamı

Çavuşoğlu, kendisinin de İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, İngiltere Dışişleri Bakanı Dominic Raab, Katar Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani, Pakistan Dışişleri Bakanı Şah Mahmud Kureyşi ve Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres ile telefon görüşmeleri yaptığını aktardı

Türkiye'nin barış için atılacak tüm adımlarda her zaman liderlik rolü üstlendiğinin altını çizen Çavuşoğlu, şunları kaydetti:

"Bu sorunun çözülmesi ya da gerginliğin azaltılması için önümüzdeki günlerde yine diğer ülkelerle birlikte çaba sarf etmeye devam edeceğiz. Bildiğiniz gibi çarşamba günü de (Rusya Devlet Başkanı) Putin İstanbul'a geliyor. Putin ile bu konuları Sayın Cumhurbaşkanımız bizzat ele alacak. Özellikle burada hepimizin ortak endişesi Irak'ın diğer ülkeler için, üçüncü ülkeler için bir çatışma alanına dönüşmemesi. Bu Irak için ve bölgemiz için çok ciddi bir risktir. Irak'la da temaslarımız devam ediyor. Irak Cumhurbaşkanı Berhem Salih'in de aynı endişeler içinde telefon görüşmesinde gördük. Dolayısıyla bu şiddet sarmalının azaltılması için biraz önce de söylediğim gibi biz üzerimize düşeni yapmaya devam edeceğiz."

Haberin Devamı

Çavuşoğlu, Libya'da sahada durumun askeri bakımdan nasıl göründüğüne yönelik bir soru üzerine, hava gücü açısından darbeci general Halife Hafter kuvvetlerinin lehine bir durum olduğunu söyledi.

Çavuşoğlu, "Dün akşamki görüşmemizde BM Genel Sekreteri ile de mutabık kaldık. Herkes şunu anlamalı. Bu savaşın kazananı olmaz. Eğer durdurmazsak uzun süre devam eder. Hele Trablus içine girerse uzun süre devam eder, çok insan ölür." ifadesini kullandı.

Başkent Trablus'ta önceki gün askeri okula düzenlenen ve 30 öğrencinin hayatını kaybettiği hava saldırısını hatırlatan Çavuşoğlu, bu gibi olayların Libya'nın bölünmesine bile yol açabilecek gelişmelere neden olabileceği uyarısında bulundu.

Haberin Devamı

Geçen yılın Türkiye açısından sınamaların fırsata çevrilmesi için girişimci ve insani politikanın etkili uygulandığı bir yıl olduğunu ifade eden Çavuşoğlu, "Masada ve sahada güçlü diplomasi 2019 yılına damga vurdu." diye konuştu.

Çavuşoğlu, Türkiye'nin Suriye'de ve Doğu Akdeniz'de dengeleri değiştirdiğini, oyunları bozduğunu kaydederek "İki süper güç ile, ABD ve Rusya Federasyonu'ndan bahsediyorum, iki metin üzerinde anlaştık, mutabakata vardık. Bu mutabakatların veyahut ortak açıklamaların uygulanması için çalışmalarımız devam ediyor. Burada özellikle, metinlerin kaleme alınmasında Türkiye'nin öncü olduğunu bir kere daha hatırlatmak isterim." dedi.
Libya ile imzalanan deniz yetki alanlarına ilişkin mutabakat zaptının Akdeniz'deki dengeleri değiştirdiğini söyleyen Çavuşoğlu, "Bugüne kadar Türkiye'yi izole etmeye çalışan ikili, üçlü düzeydeki çalışmaları da boşa çıkarmış olduk." ifadelerini kullandı.

Haberin Devamı

Türkiye'nin geçen yıl gücünü pekiştiren adımlar attığını belirten Çavuşoğlu, "Yeniden Asya" gibi yeni inisiyatifler başlatıldığını, dijital diplomasinin öne çıktığını ve Antalya Diplomasi Forumu ile Antalya ve Türkiye'nin diplomasi alanında önde gelen düşünce merkezlerinden biri haline gelmesinin hedeflendiğini vurguladı.

"Terör devleti projesi çöktü, oyun bozuldu"

Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatlarından sonra terör örgütü YPG/PKK'ya darbe vurmak için Barış Pınarı Harekatı'nın başarıyla sürdüğünü belirten Çavuşoğlu, yaklaşık 4 bin 300 kilometrekareye yakın alanın Barış Pınarı Harekatı ile temizlendiğini, toplamda ise 8 bin kilometrekarelik bir alanın teröristlerden temizlenmiş olduğunu kaydetti.

Haberin Devamı

Çavuşoğlu, "Terör devleti projesi çöktü, oyun bozuldu. Suriye'nin toprak bütünlüğüne çok önemli katkı sağladık ve güvenli dönüş yolunu açtık. Bu konuda çalışmalarımız devam ediyor. Ama tüm bunları yaparken siyasi süreci de ihmal etmedik. Siyasi süreçte de Türkiye en önemli aktör oldu." dedi.
Suriye'de siyasi süreç için kurulan Anayasa Komisyonunun ilk toplantısının başarılı geçtiğini, ikinci toplantıda rejimin kabul edilmez şartlarından dolayı bir tıkanıklık yaşandığını söyleyen Çavuşoğlu, bunun aşılması için de BM ve Astana garantörleriyle çalışmaların devam ettiğini belirtti. NATO Zirvesi kapsamında Türkiye, İngiltere, Almanya ve Fransa'nın yaptığı dörtlü toplantının ikincisinin gelecek ay Türkiye'de düzenleneceğini söyleyen Çavuşoğlu, Türkiye, Rusya, Almanya ve Fransa'nın 2018'de katıldığı "Dörtlü İstanbul Zirvesi"nin de ikincisinin düzenlenmesi yönünde çalışmaların yürütüldüğünü ifade etti.

"İdlib için Rusya ile temaslarımız devam ediyor"

Çavuşoğlu, Suriye'de en büyük endişe kaynağının İdlib'deki rejimin saldırganlığının devam etmesi olduğunu söyleyerek "Maalesef son aylarda rejim saldırganlığını artırdı ve 2019 yılı içinde 1300'e yakın sivil hayatını kaybetti. Son haftalarda hayatını kaybeden sivil sayısı 100'den fazla. Son dönemlerde yerinden edilen 300 binden fazla Suriyeli var. Bunların yüz binine yakını bizim sınırımıza doğru hareketlendi. İdlib muhtırasının geçerliliğinin devam etmesi, ateşkesi ve sükuneti korumak için Rusya ile temaslarımız devam ediyor." ifadelerini kullandı.

"Libya'da ateşkesin tesisi ve siyasi sürece geri dönülmesi hedefleniyor"

Libya ile imzalanan deniz yetki alanlarının sınırlandırılmasına dair mutabakat zaptının geçen ay yürürlüğe girdiğini ve BM'de tescil işlemlerinin devam ettiğini söyleyen Çavuşoğlu, güvenlik ve askeri iş birliği muhtırasına ve Libya'ya asker gönderilmesine ilişkin TBMM'de kabul edilen Cumhurbaşkanlığı tezkeresine ilişkin ise "Türkiye'nin kabul ettiği bu karar Libya'da ateşkesin tesisini ve siyasi sürece geri dönülmesine yardımcı olmayı hedefliyor." diye konuştu.
Bakan Çavuşoğlu, Libya'nın başkenti Trablus'ta, darbeci General Halife Hafter güçlerinin askeri okula düzenlediği hava saldırısında 40'ı aşkın kişinin yaşamını yitirdiğini hatırlatarak "Bu, Hafter ve onun destekçilerinin Libya'da barış istemediğinin ve siyasi sürece değil de askeri çözüme inandıklarının da göstergesidir." dedi.

ABD ile ilişkiler

Türkiye-ABD ilişkileri açısından 2019'un yoğun ve sorunlu bir yıl olduğunu dile getiren Çavuşoğlu, S-400'lerin alınması ve terör örgütü YPG/PKK'ya yönelik Türkiye'nin Suriye'de başlattığı harekattan dolayı ilişkilerde ciddi bir gerginlik olduğunu belirtti.
Çavuşoğlu, ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin Türkiye ile ilişkilerde sağduyulu olduğunu ve ilişkileri önemsediğini gördüklerini ancak özellikle ABD Kongresinde Türkiye'ye yönelik negatif havanın devam ettiğini söyledi.

 FETÖ ile iltisaklı kişilerin Türkiye'ye iade edilmesi için de çalışmaların devam ettiğini kaydeden Çavuşoğlu, bazı FETÖ'cülerin üçüncü ülkelere sınır dışı edildiğini, son olarak da FETÖ iltisaklı bir şahsın Arnavutluk'tan Türkiye'ye iade edildiğini hatırlattı.

"Laf olsun diye müzakereye başlamak anlamsız"

Çavuşoğlu, Kıbrıs'ta çözüme ulaşılamamasının ardında Rum tarafının Kıbrıs Türkleri ile hiçbir şeyi paylaşmak istememesinin yattığının altını çizerek "Önümüzdeki süreçte biz elbette hiçbir çözüm modelinde ısrar etmiyoruz. Ama herhangi bir modelin de dayatılmasına karşıyız. Hangi model olacağından çok artık referans belgesinde müzakere çerçevesinde dönüşümlü başkanlık artı bir pozitif oy dahil siyasi eşitliğin temelini oluşturan unsurların olması gerekiyor. Aksi takdirde laf olsun diye bir müzakereye başlamanın anlamının olmayacağını BM'ye de diğer ülkelere de ilettik." diye konuştu.

AB ile ilişkiler

Avrupa Birliği'nin (AB) Türkiye ile ilişkilerinin Romanya'nın AB Dönem Başkanlığında daha pozitif ilerlediğini belirten Çavuşoğlu, Finlandiya'nın dönem başkanlığında ise Doğu Akdeniz ve hidrokarbon kaynakları konuları nedeniyle ilişkilerin istenilen düzeyde olmadığını söyledi.

Çavuşoğlu, AB Komisyonu ve Konseyinin yenilendiğini, bu aydan itibaren de AB Dönem Başkanlığını Hırvatistan'ın üstlendiğini dile getiren Çavuşoğlu, "Hırvatistan'ın dönem başkanlığında her şey birden değişecek diyemeyiz ama daha pozitif bir atmosferde temaslarımızı sürdürebileceğimizi söyleriz." dedi.
Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecinde reformların devam ettiğini ancak AB'nin de göç mutabakatının gereğini yapması gerektiğine işaret eden Çavuşoğlu, vize serbestisi ve Gümrük Birliği'nin güncellenmesi konularının öncelikli olduğunu vurguladı.

 "İsrail hesap vermelidir"

Çavuşoğlu, geçen yıl İsrail'in yasa dışı yerleşimleri sürdürmesi ve saldırganlığı yüzünden Filistin konusunun da gündemde olduğuna dikkati çekerek "Uluslararası Ceza Mahkemesi başsavcısının açıklaması ve soruşturma başlatma niyeti önemlidir. Biz bunu destekliyoruz. İsrail'in yaptıkları yanına kar kalmamalı ve hesap verebilmelidir." değerlendirmesinde bulundu.

"Türkiye ve Rusya Libya'da ateşkesin sağlanması için çalışmalarını sürdürüyor"

Türkiye-Rusya ilişkileri açısından 2019'un önemli bir yıl olduğunu ve birçok alanda iş birliğinin sürdüğünü söyleyen Çavuşoğlu, "TürkAkımı projesinin açılışını da 8 Ocak'ta İstanbul'da gerçekleştireceğiz." dedi.
Çavuşoğlu, Akkuyu Nükleer Güç Santrali projesinin de devam ettiğinin altını çizerek iki ülke arasında fikir birliği olan konular olduğu kadar Kırım, Gürcistan'ın toprak bütünlüğü gibi anlaşmazlık bulunan konuların da mevcut olduğunu kaydetti. Çavuşoğlu, "Şimdi Libya'da da iki önemli aktör haline geldik. Anlaşamadığımız noktalarda önemli olan nedir? Diyaloğun devam etmesidir. İşte bunu sürdürüyoruz. Libya ile ilgili de bir ateşkesin sağlanmasında ikili düzeyde de çalışmalarımızı sürdürüyoruz." diye konuştu.

Açılım politikaları

Açılım ve ortaklık politikalarının hem Latin Amerika'da hem Afrika'da devam ettiğini aktaran Çavuşoğlu, "Şimdi inşallah 'Yeniden Asya' ile birlikte yeni bir ivme yakalayacağız. 2020'nin ilk yarısında, muhtemelen nisan ayında, 'Türkiye-Afrika Ortaklık Zirvesi'nin üçüncüsüne ev sahipliği yapacağız." ifadelerini kullandı.
Çavuşoğlu, bu bölgelerde misyon sayısını artırdıklarına dikkati çekerek Latin Amerika ve Afrika bölgeleriyle ikili ticareti 2002'den bu yana yaklaşık 10 kat artırdıkları bilgisini paylaştı.

Asya'nın yükselişinde paydaş olmak istediklerini dile getiren Çavuşoğlu, Asya'yı sadece ekonomik çıkarlar için değil, bütüncül bir anlayışla yeniden kucaklamak istediklerinin altını çizdi. Çavuşoğlu, "Biz Asya'da sıfırdan başlamıyoruz. Asya bölgesinde uzun yıllardır varız. Laf olsun diye bir inisiyatif başlatmadık. Tüm unsurlarımızla beraber Asya'da gücümüzü artıracağız." diye konuştu.

Dijital diplomasi

Son dönemde dijital diplomasi alanına ağırlık verdiklerini kaydeden Çavuşoğlu, "Dünyada her şey o kadar hızlı değişiyor ki bu verilerin toplanması, özellikle dış politikada kararların hızlı bir şekilde alınması ve uygulanması bakımından önemlidir. Dijital diplomaside öncü ülke olmayı planlıyoruz." dedi.
Çavuşoğlu, mültecilerin ve en az gelişmiş ülkelerin bu teknolojiden faydalanmasının öncelikleri arasında olduğuna dikkati çekerek bu nedenle Gebze'de en az gelişmiş ülkeler için teknoloji bankası açtıklarını belirtti.

Türkiye'nin dünyada misyon sayısı bakımından beşinci ülke olduğunu anımsatan Çavuşoğlu, yurt dışında yaşayan 6 milyona yakın vatandaş için yurt dışı temsilciliklerdeki konsolosluk hizmetlerinin hızının ve kalitesinin artırılması çalışmalarının sürdüğünü vurguladı.
Çavuşoğlu, son bir yılda yurt dışı teşkilatlarının gerçekleştirdiği işlem sayısının 2,1 milyonu aştığını vurguladı.
Konsolosluk işlemlerini Türkiye'ye gelmeden bulundukları ülkelerde halletmeleri için vatandaşlara 24 saat kesintisiz hizmet sağladıklarını anlatan Çavuşoğlu, "2019'da bir milyona yakın çağrı aldık, yurt dışında mağdur olan 75 vatandaşımızın ülkemize dönüşünü sağladık, 76 vatandaşımızı da ambulans uçakla ülkemize naklettik." dedi.

İİT dönem başkanlığı

Çavuşoğlu, Türkiye'nin uluslararası örgütler nezdinde de önemli bir aktör haline geldiğinin altını çizerek İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Dönem Başkanlığını Suudi Arabistan'a devrettiklerini anımsattı.
İİT Dönem Başkanlığı çerçevesinde üç zirve düzenlediklerini dile getiren Çavuşoğlu, bu zirvelerde İİT'nin Filistin hakkında iki Birleşmiş Milletler (BM) kararı çıkardığına dikkati çekti.

Çavuşoğlu, D8 Dönem Başkanlığını bu yıl Bangladeş'e devrettiklerini söyleyerek "Amacımız, D8'i başlattığımız reform çerçevesinde büyütmek ve mümkünse D20 yapabilmek." ifadesini kullandı.
Eylül ayında Asya İş Birliği Diyaloğu, kasımda ise Ekonomik İş Birliği Teşkilatı dönem başkanlıklarını devraldıklarını anlatan Çavuşoğlu, her iki inisiyatifi de Yeniden Asya girişimine destek olarak yoğun şekilde kullanacaklarını belirtti.
Çavuşoğlu, mülteciler konusunda en çok katkı sağlayan ülkenin Türkiye olduğuna vurgu yaparak "Biz dünyanın en zengini değil ama en cömert ülkesiyiz. 2018 verilerine göre, 8,6 milyar dolarla en çok insani ve kalkınma yardımı yapan ülke olduk." diye konuştu.

"Ara buluculukta markayız"

İstanbul Ara Buluculuk Konferansı'nın altıncısını, İİT Ara Buluculuk Konferansının üçüncüsünü İstanbul'da gerçekleştirdiklerine değinen Çavuşoğlu, "Ülkemiz artık ara buluculuk konusunda bir marka oldu. Hem kendimizin hem de dünyanın ara bulucularını İstanbul'da yetiştiriyoruz." dedi.
Çavuşoğlu, 2019'da önemli uluslararası görevlere Türk büyükelçilerin getirildiğinin altını çizerek birçok önemli uluslararası konsey üyeliğine tekrar seçildiklerini aktardı.

"2019'da dünya etrafında 11 tur"

Dışişleri Bakanı olarak geçen yıl yoğun bir diplomasi trafiği yürüttüğüne değinen Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"Geçen yıl 350 bin kilometreye yakın yol yapmışız. Yani dünyanın etrafında 11 tur demektir. Ayrıca 70 bin kilometreye yakın da içeride seyahat etmişiz. 45 ülkeye 81 ziyaret gerçekleştirdik. Bu ziyaretlerde 416 resmi görüşme, 300 hitap ve 59 ortak basın toplantısı gerçekleştirdik. Ayrıca 20 yurt dışı ziyarette de Sayın Cumhurbaşkanı'mıza refakat ettik. Ayrıca beş yılda 2,5 milyon kilometre yol katetmişiz. Dünya etrafında 63 tur demektir. 245 ülke, 452 şehri ziyaret ettik. Yıl içinde dünyanın her kıtasından ülkelerle 204 anlaşma imzaladık. 2019'da 138 uluslararası anlaşma Türkiye Büyük Millet Meclisinde (TBMM) onaylanarak Resmi Gazete'de yayımlandı. Ayrıca 8 üst düzey uluslararası etkinliğe de ev sahipliği yaptık, 4 başkonsolosluğumuzu hayata geçirdik. Gazimağusa, Herat, Nagoya ve Komrat başkonsoloslarımız atandı. Önümüzdeki süreçte misyon sayısı bakımında ilk üçe girmek için dünyanın her yerinde küresel bir aktör olarak bayrağımızı dalgalandırmaya devam edeceğiz. Dünyanın huzuruna, istikrarına katkı yapmayı sürdüreceğiz."

 

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, 2019 yılına ilişkin dış politika değerlendirme toplantısı düzenledi.
İran'ın Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani'nin öldürülmesinden sonra Irak meclisinin, ABD ve diğer yabancı güçlerin ülkeden çıkarılmasına yönelik kararını değerlendiren Çavuşoğlu, "Irak meclisinin kararı bağlayıcı değil ama en azından Süleymani'nin öldürülmesinden sonra Şii grubun bir tutumunun göstergesidir." dedi.

Çavuşoğlu, kararın Türkiye'yi ilgilendiren kısmını açıklarken geçen yıl Irak ile güvenlik iş birliği anlaşmasının imzalanması konusunda toplantılar yapıldığını belirterek, "Bunun içinde Başika da var, PKK ile mücadele de var." diye konuştu.

Bakan Çavuşoğlu, şunları kaydetti:

"Başika konusunda ortak bir eğitim ve harekat merkezi oluşturabilir miyiz konusunu o gün gündeme getirdik. 'Arkadaşlarımız bu konuda çalışmaya devam etsin' dedik. Su ve tahkim dahil Irak ile bazı diğer konularımız var. Onları da görüşüyoruz. Tüm bu görüşmeler devam ederken önce hükümet krizi yaşandı, şimdi bu kriz var. Bizim amacımız ikili bir anlaşmayla tüm bunları bir düzene koymak, hukuki altyapısını oluşturmak ve bu sorunların üstesinden gelmektir. Dünkü karar genel anlamda ABD'yi hedef alsa da genel olduğu için herkesi ilgilendirir ama bağlayıcı değil. İnşallah önümüzdeki dönemde hükümet kurulduktan sonra böyle bir anlaşmayı imzalama imkanımız olur."

Çavuşoğlu, Kasım Süleymani'nin öldürülmesinin sadece Irak'ta değil, İran'da da dengeleri değiştirdiğine dikkati çekerek, "Amerikalılara özellikle bunu söyledik. İran'da da radikal gruplar güç kazanacak. Ilımlı siyasilere zarar verdiğini söyledik. Bir endişemiz de İran'ın bu anlayıştan dolayı nükleer anlaşmadan çekilme riskiydi. Maalesef buna yönelik de dün açıklamalar geldi." ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Irak Cumhurbaşkanı Berhem Salih ile görüşmesinde sağduyu çağrısı yaptığını belirten Çavuşoğlu, Iraklıların da Irak'ın çekişme alanı haline gelmesinden rahatsız olduğunu vurguladı.

"Suriyelilere insani yardımların ulaştırılması lazım"

Çavuşoğlu, İdlib'de göç dalgasının devam ettiğini, yaklaşık 100 bin kişinin Türkiye sınırına geldiğini, Türkiye'nin hazırlıklarını yaptığını ifade ederek, "Ama bu göç dalgası devam ederse bu Türkiye'nin tek başına üstesinden geleceği bir sorun olmaz. Özellikle Suriye içinde İdlib bölgesindeki altyapı çalışmalarını yaptık ki onlar da ülkesinde kalabilsinler. Suriye'de muhalefetteki yöneticiler de bunu arz ediyor." dedi.
Suriye içinde yaşayanlara ve yerinden edilmiş kişilere insani yardım ulaştırılmasının önemine işaret eden Çavuşoğlu, rejimin kontrol ettiği yerlerde rejimin hizmet verememesini ve açlık gibi ciddi sorunların olmasını da risk olarak değerlendirdiklerini vurguladı.

Eastmed için Türkiye veya Libya'nın izni gerekli

Çavuşoğlu, Libya ile imzalanan deniz yetki alanlarının sınırlandırılması anlaşmasına değinerek, bir ülke ile böyle bir anlaşma imzalayabilmek için o ülkelerin karadan karaya birbirini görmesi gerektiğini söyledi. Tunus, İsrail ve Lübnan ile Türkiye'nin böyle bir durumu olmadığını kaydeden Çavuşoğlu, Türkiye'nin uluslararası hukuka uymaya özen gösterdiğini dile getirdi.

İsrail'in Lübnan'ın kıta sahanlığına tecavüz ettiğini, Türkiye'nin bu konuda Lübnan'a destek verdiğini ifade eden Çavuşoğlu, "İsrail kıta sahanlığı ve karasuları içinde çıkardıkları petrol ya da doğal gazı bizim kıta sahanlığımızın içinden üçüncü ülkelere göndermek istiyorsa o zaman İsrail'in bizimle onun müzakeresini yapması lazım." diye konuştu.

Çavuşoğlu, Eastmed boru hattının Akdeniz'den Avrupa'ya geçebilmesi için Libya veya Türkiye'nin izninin gerektiğini vurguladı.
Bir başka soru üzerine Libya ile yapılan deniz yetki sınırlandırması mutabakatının BM'de tescil edilmesi için başvurunun yapıldığını belirten Çavuşoğlu, tescil sürecinin 4-6 ay süreceğini söyledi.

Mısır ve İsrail ile ilişkiler

Çavuşoğlu, Türkiye'nin 2020'de Mısır, İsrail veya Suriye ile sürpriz bir şekilde ilişkileri geliştirme yönünde adım atıp atmayacağına yönelik soru üzerine, Suriye ile istihbarat düzeyinde görüşmeler olabileceğini Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıkladığını hatırlattı.

Bakan Çavuşoğlu, "Siyasi bir çözüm olmadan beklediğiniz anlamda bir gelişme olamayacağını söyleyebilirim." dedi.
Mısır Dışişleri Bakanı Semih Şükri ile daha önce görüştüğünü hatırlatan Çavuşoğlu, Mısır'ın istikrarının önemine vurgu yaptı.
Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

"Şu anda biz Mısır'ın istikametini doğru bulmuyoruz ama bizim düzeyimizde görüşmeler devam eder. Mısır'ın ortaya koyduğu şartlar bizim açımızdan kabul edilebilir değil. Örneğin Mursi'nin ölümüyle ilgili Sayın Cumhurbaşkanımızın yorum yapmasını istemiyorlar. Sadece Cumhurbaşkanımız değil BM Özel Raportörü de bu konuda konuştu. Mısır ile ilgili bir ihlal olduğu zaman Türkiye bu konuda yorum yapmasın diyorlar. Böyle bir dünya yok."
Çavuşoğlu, İsrail'de bir belirsizlik bulunduğunu ve hükümet kurulamadığını hatırlatarak, "Öyle görünüyor ki (İsrail Başbakanı Binyamin) Netanyahu ile bir yere varmamız mümkün değil. Yeni hükümet kurulur da başta Filistin ve Kudüs konusunda makul bir tutum sergilerlerse neden olmasın." dedi.

"ÖSO Libya'ya gitmedi"

Bakan Çavuşoğlu, Suriyeli muhalif grupların Libya'ya gittiğine dair haberler konusundaki bir soru üzerine de "(Libya) Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH), Özgür Suriye Ordusunun oraya gitmediğine dair açıklamalar yaptı. Bizdeki bilgiler de böyle." yanıtını verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Tunus ziyareti sırasında Libya'nın doğusundaki darbeci milis lideri Halife Hafter'in de bu ülkeye geldiğine dair sosyal medyada bazı paylaşımlar yapıldığını hatırlatan Çavuşoğlu, o gün sadece UMH'nin İçişleri Bakanı'nın Tunus'a geldiğini öğrendiklerini söyledi.
Çavuşoğlu, Tunus ve Cezayir ile Katar'ın Libya hakkındaki Berlin Sürecine katılmasının önemine vurgu yaparak, bir an önce ateşkesin sağlanması gerektiğini belirtti.

ABD ile ilişkiler

Bakan Çavuşoğlu, ABD ile ilişkiler hakkındaki soru üzerine ise S-400 konusundaki belirsizliğin sürdüğünü söyledi.
ABD yönetiminin Kongre'nin aldığı kararlarla ilgili çabalarının sürdüğünü ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'nun aktardığını kaydeden Çavuşoğlu, şunları dile getirdi:

"Yaptırımlarda esas olan yönetimin alacağı kararlar. Kongre bir kanun çıkarıyor ama bu kanunun içinde başkana bırakılan yetkiler var, bırakılmayan yetkiler var, değişik seçenekler var. Bunu Trump yönetiminin erteleme hakkı var. O da belli şartlara bağlı. Dolayısıyla burada yönetimin alacağı kararlar önemli."
Çavuşoğlu, ortak bir çıkış yolu bulmak gerektiğine dikkati çekerek, Türkiye'nin daha önce önerdiği ortak çalışma grubu oluşturulması konusunu tekrar Pompeo'ya hatırlattığını aktardı.

Kanal İstanbul ve Montrö Anlaşması

Kanal İstanbul ve Montrö Anlaşması hakkındaki soruyu yanıtlayan Çavuşoğlu, "Biz hayata geçirdiğimiz zaman Kanal İstanbul'dan iç sularımızı bağlayan bir kanal olduğu için elbette geçen gemilerden ücret alabiliriz. Şu anda boğazdan geçen gemilerden Montrö Anlaşması'na göre ücret alamıyoruz, servis bedeli alıyoruz." dedi.
Çavuşoğlu, güvenlik nedeniyle bazı kısıtlamalar bulunduğunu, kısıtlamaya tabi gemilerin Kanal İstanbul'dan geçebileceğini, Türkiye'nin bu gemilerden ücret alabileceğini söyledi.

Bakan Çavuşoğlu, "Savaş gemilerinin de nereden geçtiği önemli değil. Montrö'de önemli olan Karadeniz'deki dengenin bozulmaması. Yani burada gemilerin kaç gün kalabileceği ve tonaj sınırlaması bellidir Montrö'ye göre. Bu ortadayken Kanal İstanbul'dan geçse de boğazdan geçse de bir şey fark etmiyor. Dolayısıyla gerektiğinde Cumhurbaşkanımızın söylediği gibi Kanal İstanbul'dan da geçebilir." diye konuştu.

ABD-İran gerginliğinde ara buluculuk

ABD ile İran arasında Türkiye'nin ara buluculuk yapıp yapmadığı sorusu yöneltilen Çavuşoğlu, bu konuda çabaların sürdüğünü, tansiyonun düşürülmesi için yapıcı tavsiyelerde bulunduklarını aktardı.

Çavuşoğlu, taraflar arasında doğrudan temasın önemine işaret ederek, "Doğrudan temasın sağlanması için gerekli katkıların verilmesi lazım. Özellikle bu son gelişmeden sonra Türkiye olarak bu konudaki çabalarımızı Cumhurbaşkanımızın liderliğinde yoğunlaştıracağız." ifadesini kullandı.

Dahlan'ın yakalanıp Türkiye'ye getirilmesi için çabalar sürecek

Çavuşoğlu, terörden arananlar listesinde yer alan Muhammed Dahlan'ın Birleşik Arap Emirlikleri'nden (BAE) Türkiye'ye teslim edilmesi için bir adım olup olmayacağı sorusunu ise şöyle yanıtladı:

"Muhammed Dahlan Filistin vatandaşı ve Filistin yönetiminde görev almış bir kişiydi. Ama İsrail ajanı olduğu belgelendiği için görevden atıldı, daha sonra BAE'ye kaçtı. Ne kadar pis işler varsa orada onları yürütüyor, yönetiyor. Bize yönelik özellikle bu bölgenin tüm uyguladığı politikalarda aktif rol oynayan bir kişi. O nedenle zaten kendisi hakkında ödül konuldu. Bu kişinin yakalanıp ülkemize getirilmesi dahil biz çabalarımızı sürdüreceğiz. Sadece başına ödül koyup oturmak değil çünkü bize yönelik hasmane politikaları var. Düşmanca tutumlara alet oluyorlar maalesef. BAE'nin Türkiye'ye yönelik olumsuz tutumu devam ediyor."

Suriye Anayasa Komisyonu çalışmaları

Çavuşoğlu, Suriye Anayasa Komitesinin Cenevre'de çalışmalarındaki tıkanıklığın aşılması için çabaların sürdüğünü bildirdi.
Dışişleri Bakanı, rejimin ikinci toplantıda rejim güçleri dışındaki güçlerin terörist ilan edilmesi gibi kabul edilemez şartları masaya getirdiğini söyledi.
Çavuşoğlu, "Üçüncü toplantının gerçekleşmesi, tıkanıklığın aşılması için çalışıyoruz. Rusya'nın da bu süreçte olumlu katkı yaptığını söylemek isterim. BM Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen ile görüşmemizde Rusya'nın yardımcı olduğunu söylediler. Bugünlerde Pedersen'in Şam'a bir ziyareti öngörülüyor. O ziyaretle beraber bu tıkanıklığı aşacağımızı düşünüyoruz."

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!