Güncelleme Tarihi:
Ege Denizi'nde devam eden sismik hareketlilik nedeni ile endişe dolu günler geçiren Santorini adası dün büyüklüğü 5'ten büyük iki deprem ile sarsıldı .Yetkililer, Santorini Adasını vuran ve başkent Atina’da da hissedilen 5,3 büyüklüğündeki depremin son dönemlerde şuana kadar kaydedilen en şiddetli deprem olduğunu açıkladı. Yetkililer herhangi bir hasar ya da yaralanma olmadığını bildirdi.
Yunanistan'ın kamu yayıncısı ERT kanalına konuşan Selanik'teki Aristoteles Üniversitesi'nden sismolog profesör Kostas Papazachos, Şubat ayı boyunca durumun bu şekilde devam etmesi beklentisiyle hareket edilmesi gerektiğini savunuyor.
Kostas Papazachos, "Biraz sabırlı olup beklememiz gerek. Umarım birkaç hafta sonra bu fenomen durulmaya başlar" derken büyük bir deprem olasılığının da tamamen göz ardı edilemediğini vurguladı.
Sismolog Gerasimos Papadopoulos ise ihtiyatlı bir iyimserlik içinde olduğunu belirterek, "İlk günlerde gördüğümüz güçlü işaretler yok. Agresif deprem dizisi davranış özelliklerini değiştirmeye başladı" dedi ve bir noktaya dikkat çekti;
“Sanıyorum ki şimdiye kadar tüm depremler, etkinleşen fay hattı üzerinde aynı kırılma mekanizmasına sahipti. Bugün ise küçük bir farklılık var; bu da belki de şimdiye kadar etkinleşen sismik bölgenin doğusunda, küçük boyutlarda bir komşu fayın harekete geçmiş olabileceğini gösteriyor.”
Salı sabahı SKAI'ye konuşan Jeodinamik Enstitüsü müdür yardımcısı Vassilis Karastathis ise herhangi bir değişiklik olmadığını belirterek "5.3, birkaç gün önce yaşadığımız 5.2'den farklı değil." açıklamasında bulundu.
Sismolog Akis Tselentis ise sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "Sismik hareketlilikte herhangi bir azalma olsa bile dikkatli olmaya devam edin. Daha gidecek çok yolumuz var." değerlendirmesinde bulundu.
Sismolog Dr. Chouliaras Iefimerida'ya yaptığı açıklamada sismik hareketliliğin azalma eğiliminde olmadığını belirterek "Tahminimce bu olay birkaç hafta daha devam edecek" dedi.
Atina Üniversitesi Sismoloji Laboratuvarı 12 bin 800'den fazla deprem tespit edildiğini aktarıyor. Uzmanlar büyük bir deprem olasılığının halen bulunduğunu doğruluyor.
Santorini adsında 26 Ocak'ta bu yana süren deprem fırtınası nedeniyle en az 11 bin kişi bölgeden ayrıldı.İnstagram adası olarak bilinen Santorini adeta hayalete dönerken 3 Mart'a kadar olağanüstü hal durumu devam edecek. Santorini ve yakınındaki Amorgos ile ve diğer birkaç adada da Salı günü de okullar kapalı olacak.
Olası acil durum senaryosuna karşı Santorini'ye bir arama kurtarma köpeği ile insansız hava araçları eşliğinde kurtarma ekipleri gönderildi.Ekipler, Ada hastanesinin yanındaki basketbol sahasında çadırlar kurarak lojistik merkez oluşturdu.
Deprem hareketlerini daha iyi izleyebilmek ve riskleri önceden tespit edebilmek amacıyla Santorini'nin çeşitli noktalarına ek sismograflar yerleştirildi. Uzmanlar, sarsıntıların kaynağını detaylı şekilde analiz ederek olası büyük bir depremin işareti olup olmadığını anlamaya çalışıyor.
EGE DENİZİNDE DEPREM FIRTINASI
AFAD'ın verilerine göre, Ege Denizi'nde sabah 6'dan bu yana peş peşe 7 deprem meydana geldi. Bunlardan büyüğü 4,7 en küçüğü ise 3,8 şiddetindeydi.
Saat 06:47 (4,2)
Saat 07:41 (3,8)
Saat 08:14 (4,3)
Saat 08:43 (4,2)
Saat 08:58 (4,7)
Saat 09:07 (4,1)
Saat 09:39 (4,5)
Ege Üniversitesinden akademisyenler, Santorini Yanardağı'nda olası bir patlamanın etkilerine ilişkin değerlendirmede bulundu.Üniversiteden yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Nezih Aytaçlar, Santorini'de geçmişte yaşanan büyük patlamanın bölgedeki etkilerine dikkat çekti.
Aytaçlar, Santorini Yanardağı'nın 3650 yıl önce patladığını belirterek, "Ada yuvarlak bir şekle sahipken, patlama sonucunda dörtte üçü yok olmuş ve günümüzdeki C şeklini almıştır. Bir dizi tsunami olduğunu biliyoruz. Bizim tespit edebildiğimiz izlerden bir tanesi Çeşme'de Bağlararası Höyüğü'nde bulunan tsunami kalıntılarıdır. Urla Sahilinin güneyinde kalan kıyıların tümünde bu tsunaminin etkilerinin olduğunu tahmin ediyoruz." ifadelerini kullandı.
Santorini'de gerçekleşebilecek büyük bir patlamanın sadece Türkiye'yi değil, tüm dünyayı etkileyeceğini vurgulayan Aytaçlar, şunları kaydetti:
"M.Ö. 1600'lerde oluşan eski patlama sırasında, kutuplardaki buzullaşmalar artış gösteriyordu. Hatta Kanada'daki sekoya ağaçlarının halkaları daralıyor, bu da o ağaçların birkaç yıl boyunca düzenli güneş ışığı göremedikleri anlamına geliyor. Patlama sonucunda bir takım sülfürler açığa çıkıyor ve bu sülfür yağmurla sülfürik asit olarak yeryüzüne iniyor, bu da tarımı mahvediyor. M.Ö.1600'lerde olan patlamaya benzer bir patlama olursa, diğer ciddi tehlike iklimsel kriz olur. Bu patlama, ciddi bir iklimsel değişikliğe yol açar ve bu yalnızca Türkiye için değil, dünya için tehlike yaratır."�
Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Fiziki Coğrafya Anabilim Dalı Doktor Öğretim Üyesi Aylin Karadaş ise büyük volkanik patlamaların uzun süreli atmosferik etkilerine dikkat çekti.
Karadaş, şiddetli bir patlamada atmosfere yayılan küllerin uzun yıllar havada asılı kalabildiğini belirterek, "Güneş ışınlarının yeryüzüne ulaşmasını engelleyerek sıcaklıkların düşmesine yol açıyor. Santorini'nin geçmişte benzer bir patlama yaşadığını biliyoruz. Ege kıyılarında yaptığımız sondaj çalışmalarında, alüvyal sedimanlar arasında Santorini'nin eski patlamalarına ait küllerine rastladık." ifadelerini kullandı.
Karadaş, Santorini'de bir takım volkanik hareketler olduğunu ancak henüz yüzeye yakın bir magma hareketliliğinin gözlemlenmediğini belirterek, "Magma 5 kilometre kadar derinde etkinlik gösteriyor. Şiddetli bir volkanik patlamanın gerçekleşmesi için magmanın yüzeye doğru yükselmesi gerekmekte." dedi.