Güncelleme Tarihi:
2019'un son günlerinde hayatımıza giren Koronavirüs ile mücadele son sürat sürüyor.
Uzmanlar aşının koronavirüsün Omicron varyantına karşı en etkili korunma yöntemi olduğunun altını çiziyor.
Aşı Omicron'a karşı yüzde yüz koruma sağlamasa da hastalığı ağır geçirmemek için mutlaka aşı olunması tavsiye ediliyor.
Salgının ilk gününden beri virüsü mercek altına alan bilim insanları pek çok çalışmaya imza attı. Virüse karşı en etkili silahımız olan aşıyı da bu çalışmalara borçluyuz.
Katılımcıların yüzde 89'u iki doz mRNA aşısı almış ve hiçbirine 3. doz aşı yapılmamıştı.
Norveç'te yapılan bir çalışma ile çift aşılılarda en çok görülen koronavirüs semptomlarını belirlendi.
111 katılımcıyı mercek altına alan Norveçli araştırmacılar, 8 temel semptom belirlemeyi başardı. Bulaşıcı hastalık ve epidemiyoloji dergisi Eurosurveillance'de yayınlanan bulgulara göre, o semptomları şöyle...
Çalışmaya göre, çift aşılı kişilerde öksürük, burun akıntısı ve yorgunluk en sık görülen semptomlar arasında yer alırken, hapşırma ve ateş ise en az yaygın semptomlar olarak belirlendi.
OMICRON'NUN İKİ ERKEN UYARI İŞARETİ
Omicron semptomlarının hafif doğası, insanların virüsü soğuk algınlığından ayırt etmesini zorlaştırıyor.
Uzmanlar ise Omicron'un iki 'erken uyarı işareti'ne sahip olduğunu belirtiyor. İngiliz Independent gazetesinde yer alan habere göre, yorgunluk ve baş dönmesi Omicron kaptığınız anlamına gelebilir.
DAHA BULAŞICI AMA DAHA HAFİF
Öte yandan ilk bulgular Omicron'un Delta ve Wuhan versiyonlarına kıyasla daha bulaşıcı ancak daha hafif olduğu yönünde.
Omicron varyantının daha düşük şiddette seyretmesi hem bu varyantın özelliklerine, hem de aşı ve enfeksiyon sayesinde artan bağışıklığa bağlanıyor.
Londra'daki Imperial College'da yapılan analizler, Omicron mutasyonlarının onu Delta varyantına göre daha hafif bir virüs haline getirdiğini gösteriyor.
Koronavirüse karşı hiçbir bağışıklık olmaması halinde, delta varyantına kıyasla Omicron varnatında hastanenin acil servisine başvurma ihtimali yüzde 11 daha az. Ancak aşı ve enfeksiyon seviyesi yükseldiği için bu durum artık daha az kişi için geçerli.
Nüfus içinde gelişen bağışıklık durumu da gözetildiğinde, Omicron enfeksiyonu ile hastaneye yatma riski yüzde 25-30 düzeyinde azalırken, hastanede bir günden fazla kalma riski de yüzde 40 düşüş gösteriyor.
Imperial College araştırmasını yürüten ekipten Prof. Neil Ferguson, bunun "bir ölçüye kadar iyi Haber" olduğunu söylüyor. Ancak bu düşüşün modellemede büyük bir değişiklik yaratacak düzeyde olmadığını belirterek, Omicron'un hızlı yayılması nedeniyle hastaneye başvuran kişi sayısının hala yüksek seyredebileceği ve bunun sağlık servisi üzerinde baskı oluşturabileceği uyarısında bulunuyor.
Hong Kong Üniversitesi araştırmaları, Omicron'un üst solunum yollarını enfekte etmede etkili iken, daha fazla hasara yol açabileceği akciğer dokusuna inemediğini göstermişti.
Cambridge Üniversitesi araştırmaları da Omicron varyantının akciğer hücrelerini birbirine yapıştırmada diğer varyantlar kadar etkili olmadığını ortaya koymuştu. Ağır hastaların akciğerlerinde genellikle bu sorun ortaya çıkıyordu.