Güncelleme Tarihi:
Kâğıt üzerindeki işi zenginlere finansal tavsiyelerde bulunup paralarını yönetmekti. Ama bütün dünya onu onlarca genç kız ve kadının mal gibi satıldığı korkunç bir seks ticareti ağının patronu olarak tanıdı. Bahsettiğimiz kişi ABD'li Jeffrey Epstein'den başkası değil elbette...
Epstein'in şu ya da bu şekilde bağlantılı olduğu, telefon rehberinde adı geçen isimler arasında İngiltere Kraliçesi Elizabeth'in küçük oğlu Prens Andrew'dan ABD eski Başkanı Donald Trump'a ve Bill Gates'e kadar dünyanın en nüfuzlu erkekleri (ve bazı nüfuzlu kadınları) bulunuyor. Epstein'in hakkındaki seks ticareti suçlamaları nedeniyle yargılandığı dönemde, bu nüfuzlu kişilerin kimlikleri birer birer ortaya çıktı ve arka arkaya dev skandallar patlak verdi. Hal böyle olunca Epstein'in 10 Ağustos 2019 günü Manhattan'daki bir hapishanede tutulduğu hücrede ölü bulunması büyük tartışmalara yol açtı.
Epstein yatak çarşaflarından yapılma bir halatla asılmış halde bulundu. Metropolitan Islah Merkezi'nin adli tabibi, Epstein'in ölüm nedeninin intihar olduğuna karar verdi.
CEZAEVİNDE GEÇEN 36 GÜNÜN DÖKÜMÜ
New York Times'da 23 Kasım günü yayımlanan bir haber Epstein'in ölümünden önceki son birkaç haftada yaşananları gözler önüne serdi. Gazetenin, Bilgi Özgürlüğü Yasası kapsamında açtığı dava sonucu ortaya çıkan ve ilk kez medyada yer bulan 2000 sayfalık cezaevi belgeleri Epstein'in ölümünden önceki ruh haline gün gün ışık tuttu.
Epstein, ölmeden önceki günlerini intihar denetiminde geçiriyordu. Zira 23 Temmuz günü hücresine giren gardiyanlar, onu bilinci kapalı bir halde yerde yatarken bulmuştu. Morluklarla kaplı boynunun etrafında çarşaflardan yapılma bir halat sarılıydı.
Bu manzarayı bir intihar girişimi olarak değerlendiren cezaevi yetkilileri, Epstein'i denetim altına aldı. Denetim kapsamında hücresi yarım saatte bir kontrol ediliyor, Epstein de düzenli olarak cezaevi psikoloğuyla görüşmeler yapıyordu.
"KENDİMİ ÖLDÜRMEK GİBİ BİR DÜŞÜNCEM YOK"
Bu görüşmelerde söyledikleri New York Times'ın haberi sayesinde ilk kez ortaya çıktı.
Psikoloğun notlarına göre Epstein, birkaç gün önce yaşanan olaya ve ömrünün sonuna kadar sürecek bir hapis cezasıyla karşı karşıya olmasına rağmen, "Mükemmel bir hayatım var" diyor, kesinlikle intiharı düşünmediğini belirtiyordu. "Kendimi öldürmek gibi bir düşüncem hiç yok" demiş ve eklemişti:
"Ben bir korkağım, canım da kıymetlidir. Kendime böyle bir şey yapamam. Üstelik Yahudilik inancında intihar yasaktır."
Ama bu konuşmadan sadece iki hafta sonra, tam da "yapamam" dediği şekilde ölü bulundu Epstein. New York Times'a göre, hayatı boyunca insanları manipüle ettikten sonra, son günlerinde de cezaevi gardiyanlarını, danışmanları, hatta kendisini 24 saat boyunca gözetim altında tutmak için görevlendirilmiş özel eğitimli mahkûmları bile kandırmayı başarmıştı.
YETKİLİLERİN HATALARI EPSTEIN'İN ÖLÜMÜYLE SONUÇLANDI
Karşısındakileri bir yandan yaşamak için çok sebebi olduğuna ikna etmeye çalışıyor bir yandan da gittikçe daha fazla ümitsizliğe kapıldığının işaretlerini veriyordu. Ancak ne cezaevi yetkilileri ne de Federal Cezaevleri Bürosu, bu işaretleri okuyabildi. Üst üste yapılan hatalar Epstein'in ölümünü getirdi.
Gazeteye göre Epstein, günlerinin büyük bir kısmını avukatlarıyla görüşme odasında geçiriyor, böylece rutubetli ve pis hücresinde zaman geçirmek zorunda kalmıyordu. Psikologlarla ve diğer mahkûmlarla yaptığı sohbetlerde fiziğe ve matematiğe duyduğu ilgiyi anlatıyor, ufak yatırım tavsiyeleri veriyordu. Bir yandan ünlü isimlerle birlikte geçirdiği eğlenceli günlere dair hatıralarını anlatıyor, bir yandan hücresindeki tuvaletin sürekli su akıtmasından şikâyet ediyordu. Şikâyet ettiği diğer konular ise turuncu cezaevi üniforması, yaşadığı uyku problemleri, susuzluk ve sağ kolundaki uyuşukluktu.
Ölümünün üzerinden 2 yılı aşkın zaman geçmiş olmasına karşın Jeffrey Epstein, günümüzde halen ABD'de en kötü üne sahip kişiler arasında ilk sıralarda. Epstein hakkındaki suçlamalar arasında önce Bear Stearns'de daha sonra da kendi şirketinde finans danışmanlığı yaptığı dönemde ünlülerden önemli iş insanlarına ve hatta İngiltere Kraliyet Ailesi'ne çok geniş bir ağ kurduğu ve bu ağdaki bazı nüfuzlu erkeklere cinsel birliktelik amaçlı kadın ve genç kızlar temin ettiği de bulunuyordu. Bu genç kızların bazılarının reşit olmadığı, hatta aralarında 14 yaşında çocukların dahi bulunduğu iddianamede yer aldı. Epstein'in ilişkiler ağında olduğu ortaya çıkanlar arasında Bill Clinton'dan Rupert Murdoch'a, Richard Branson'dan Kennedy'lere, Harvey Weinstein'den Jeff Bezos ve Elon Musk'a birçok ünlü erkeğin yanı sıra Katie Couric gibi kadınlar da var. Epstein'in bu kişileri "Lolita Ekspresi" denen özel jetiyle ülkenin çeşitli yerlerindeki evlerine götürdüğü, buralarda partiler organize ettiği de biliniyor. Söz konusu önemli bir kısmının Epstein'in reşit olmayan bir kızla cinsel ilişkiye girmeye çalıştığı çalıştığını itiraf ettiği 2008 senesinden sonra kurulmuş olması da önemli bir detay. Zira Epstein'in kızlara ve genç kadınlara yönelik sömürüsü dönemin gazetelerinde sıkça yer almıştı, dolayısıyla kamuoyunda oldukça iyi biliniyordu.
"KONUMUNU KAYBETMESİ İNTİHARI GETİRDİ"
Bir zamanlar siyasetçilerle, bilim insanlarıyla, Wall Street'in devleriyle yediği içtiği ayrı gitmeyen Epstein, artık mahkûmlarla cezaevi yemeklerini konuşur hale gelmişti. Bir mahkûmun notlarında şu satır dikkat çekti: "Epstein, Kuzey 11'deki en iyi aşçının kim olduğunu bilmek istiyor."
Epstein'in ölümünün ardından hazırlanan 15 sayfalık psikolojik profil de ilk kez yayımlandı. Profilde Epstein'in kimliğinin "zenginliğine, gücüne ve diğer üst düzey kişilerle kurduğu ilişkilere dayanıyor gibi göründü" belirtildi. Profilde şu satırlara yer verildi:
"Önemli insani bağlantılardan yoksun olması, toplumdaki ve tanıdıkları arasındaki konumunu tamamen kaybetmesi ve hayatının geri kalanını cezaevinde geçirme olasılığı, Epstein'in intiharına katkı yapan faktörler gibi görünüyor."
HATALAR SİLSİLESİ
Yukarıda da dediğimiz gibi, Epstein'in ölümünün ardından onlarca teori ortaya atıldı. Birçok kişi ölüm nedeninin intihar olduğuna inanmıyor, Epstein'in hücresinde susturulduğunu düşünüyordu. Ortaya çıkan cezaevi belgelerinde bu teorileri destekleyecek bir detay bulunmuyor. Diğer yandan Epstein'in erkek kardeşi ile avukatının öne sürdüğü üzere, intihara birilerinin yardım ettiği iddiasını da destekleyecek ya da reddedecek bir kanıt yok. Ancak belgelerin geneline bakıldığında Metropolitan Islah Merkezi'nin bağlı olduğu Federal Cezaevleri Bürosu'nun birçok hatası ve ihmali öne çıkıyor.
Örneğin cezaevine girişte forma Epstein "siyahi erkek" diye kaydedildi ve 2008 yılında Florida'da fuhuşla alakalı iki suçtan hüküm giymiş olmasına karşın, daha önce cinsel içerikli suçlardan bir sabıkası olmadığı yazıldı. Bu hatalar Epstein'in cezaevinde olduğu süreçte de devam etti. Yaptığı telefon görüşmelerinin bir kısmında, cezaevi kurallarının açık ihlali anlamına gelecek şekilde ses kaydı alınmadı, bu görüşmeler kayıtlara işlenmedi ve denetlenmedi.
ÖLDÜĞÜ GECE BİLE YALAN SÖYLEMİŞ
Bu telefon görüşmelerinin sonuncusu Epstein'in öldüğü gece yaşandı. Epstein cezaevi görevlilerine annesini aramak istediğine dair yalan söyledi. Ancak annesi öleli 15 sene olmuştu ve aslında aradığı kişi 30 yaşındaki kız arkadaşı Karyna Shuliak'tı.
Ayrıca cezaevi personeli Epstein'i o gece hücresinde yalnız bıraktı. Halbuki kendisine bir hücre arkadaşı verilmesi yönünde çok açık bir direktif bulunuyordu.
Dönemin Adalet Bakanı William P. Barr, 12 Ağustos günü yaptığı açıklamada, cezaevinde çok sayıda "ciddi usulsüzlük" olduğunu söyledi ancak ayrıntı vermedi. Barr daha sonra Epstein'in ölümüyle ilgili "beceriksizliklerden kaynaklanan bir mükemmel fırtınayı" suçladı.
DAHA İLK DAKİKADAN FALSO
Epstein, Metropolitan Islah Merkezi'ne 6 Temmuz 2019 Cumartesi günü adım attı. Özel jetiyle Paris'ten gelmiş, New Jersey'de bulunan Teterboro Havaalanı'na inmişti. O sırada 66 yaşında olan Epstein havalimanında göz altına alındı. Hakkındaki iddianameye göre, Epstein onlarca genç kızla Manhattan'daki malikanesinde ve Palm Beach'teki çiftliğinde beraber olmuş, kızlara bunun karşılığında yüzlerce dolarlık ödemeler yapmıştı. Hüküm giymesi halinde 45 yıla kadar hapis yatacaktı.
Epstein öncelikle cezaevinin en serbest kısmı olan "genel nüfus" bölümüne yerleştirildi. Dönemin Federal Cezaevleri Bürosu Direktörü Hugh Hurwitz, daha sonra yaptığı bir yazışmada bu hatanın ABD Kolluk Kuvveti Hizmeti'nden kaynaklandığını belirterek, "Epstein'in üst düzey bir mahkûm olduğunu belirtmemişler, personel de geleceğini bilmiyormuş. O nedenle herhangi bir plan yapılmamış" diyordu.
Daha o akşam Epstein'in üzgün ve kafası karışık halleri bazı cezaevi çalışanlarının ilgisini çekti. Hatta bir görevli "Ne olur ne olmaz, herhangi bir intihar düşüncesini önlemek adına Psikoloji'den birileri gelip Epstein'le konuşabilir mi?" diye bir eposta bile yolladı ancak bu uyarıyı en azından o noktada ciddiye alan olmadı.
"ESKORTLARDAN KONUŞUYORUZ, ARBİTRAJDAN KONUŞUYORUZ"
Ertesi gün Cezaevi Müdürü Lamine N'Diaye, Epstein'in üst düzey bir mahkum olduğunu netleştirdi ve kısaca SHU olarak anılan Özel Barınma Birimi'ne gönderilmesine karar verdi. Zira genel nüfus içinde kalmasının kendi emniyeti açısından tehlikeli olabileceğini düşünmüştü. Ancak Epstein'in bir psikolojik değerlendirilmeden geçirilmesi pazartesi 9.30'u buldu.
O gün Epstein ilk kez mahkemeye çıkarılacak ve muhtemelen kefaletle serbest bırakılmasına izin çıkmayacaktı. Bunu düşünen cezaevi psikoloğu, medyanın ilgisini ve suçlamaların doğasını da düşünerek, geri dönünce Epstein'e bir intihar değerlendirmesi yapılmasını tavsiye etti.
Ancak Epstein'in geri dönüşü mesai saatlerinden sonrasına sarktı. Bu nedenle intihar değerlendirmesine değil daha gevşek bir mekanizma olan "psikolojik gözetim"e alındı. Psikolojik gözetim kapsamında "mahkûm dostları" vardiyalar halinde Epstein'in hücresini kontrol ediyor ve her 15 dakikada bir yaptıklarını kayda geçiriyordu.
Notlar çok çeşitliydi:
-- Epstein lavabodan su içiyor.
-- Epstein kafasını ellerinin arasına almış halde yatağın ucunda oturuyor.
-- Epstein'le eskortlardan konuşuyoruz.
-- Epstein'le arbitrajdan konuşuyoruz.
-- Epstein tanıdığı ünlüler hakkında konuşuyor. (Notlarda ünlülerin adı geçmiyor.)
10 YILI BİRLİKTE GEÇİRDİĞİ ÜNLÜLERDEN İZ YOKTU
Nihayet 9 Temmuz günü, Epstein intihar değerlendirmesine girdi. Görüşmeyi gerçekleştiren psikolog Epstein'i, nazik, iş birlikçi, düzenli, tutarlı ve esprili olarak nitelendirerek şu notları aldı: "Epstein herhangi bir intihar fikri, niyeti ya da planı olduğunu kesin bir dille reddetti."
Kendini büyük işleri olan bir bankacı olarak nitelendirmiş "Yaşamak çok eğlenceli" demişti. Cinsel istismar iddialarını reddetmiş, bir sonraki hafta yapılacak kefalet duruşmasında serbest kalacağına inandığını söylemişti. Psikoloğa göre "gelecek odaklı"ydı. İntihar denetimini gereksiz gören psikolog, yine de her ihtimale karşı psikolojik izlemenin devamını öneriyordu.
Ertesi gün tek kişilik bir hücreye alınma talebinde bulundu ama güvenlik kaygıları nedeniyle reddedildi. Bunun üzerine psikoloğa sırıtarak, "Neden benim intihar edeceğimi düşünüyorsunuz? Ben intihara meyilli değilim, asla da olamam" demişti.
Kayıtlara göre, Epstein'in dört avukatı neredeyse her gün ziyarete geliyordu. Ancak ziyaretçileri arasında 10 yıl boyunca birlikte sosyalleştiği ünlü ve zengin arkadaşlarından eser yoktu.
Epstein'in New Mexico'dak meşhur konutu 'Zorro Çiftliği' geçen yaz satışa çıkarıldı. Bu çiftlikteki partilere katıldığı iddia edilenler arasında Bill Gates'in de vardı. Gates bu iddiayı 2019'da yalanladı.
Epstein'in New Mexico'dak meşhur konutu 'Zorro Çiftliği' geçen yaz satışa çıkarıldı. Bu çiftlikteki partilere katıldığı iddia edilenler arasında Bill Gates'in de vardı. Gates bu iddiayı 2019'da yalanladı.
KEFALET ÇIKMAYINCA EPSTEIN DAĞILDI
18 Temmuz'daki ikinci kefalet duruşmasından da olumsuz karar çıkması Epstein için çok büyük bir hayal kırıklığı oldu. Ölüm sonrası hazırlanan psikolojik profiline göre, bu karar "hapishane yaşamına ayak uydurma becerisine ve isteğine büyük darbe vurdu". Bu nedenle Epstein'in zihinsel durumunun değerlendirilmesi gerekiyordu ama bu yapılmadı. Zaten 5 gün sonra da ilk intihar girişimi yaşandı.
Sonraki haftalarda yaptığı psikolojik görüşmelerde Epstein keyifli tavrını sürdürdü. Gülümsüyor, şakalar yapıyor, Yahudi olduğunu ve intiharın inançlarına aykırı olduğunu söylüyordu. Bir yandan da hücresindeki akan tuvaletten şikâyet ediyordu. Hatta bir görüşmede kulaklarını kapatıp odanın köşesine oturması psikologda otizmli olabileceği fikrini uyandırmıştı. (Psikolog 'Yağmur Adam' filminde Dustin Hoffman'ın canlandırdığı karakterin de sese duyarlı olduğunu yazmıştı.)
Epstein, 31 Temmuz'da bir kez daha mahkemeye çıkarıldı. Dönüşte kendisine eşlik eden kolluk güçlerinin elinde bir uyarı bildirimi vardı. Epstein'in "intihar eğilimleri" olabileceği belirtilen bu bildirim yeni bir intihar riski değerlendirmesine yol açtı. Epstein, "Bu davayı bitirip hayatıma dönmek için yaşıyorum" sözleriyle psikoloğu bir kez daha ikna etmeyi başardı.
Ne var ki ölümünden sadece 2 gün önce avukatlarıyla bir toplantı düzenleyip vasiyetini hazırlamış olduğu da New York Times'da yayımlanan belgeler sayesinde açığa çıktı.
Cezaevinde yaşanan bu hatalar ve usulsüzlükler daha önce de gündeme gelmişti. Epstein'in ölümünden kısa bir süre sonra hücresinin dışındaki iki güvenlik kamerasının arıza yaptığı ve FBI tarafından incelenmekte olduğu açıklandı. Geçtiğimiz yıl Ocak ayında bu kez de Epstein'in ilk intihar girişimine dair güvenlik kamerası görüntülerinin kazara silindiği ortaya çıktı. ABD'li savcılar, Epstein'in hücresinin değil, bir başka hücrenin görüntülerinin saklandığını duyurdu.
EPSTEIN'İN SON GÜNÜ
30 Temmuz günü SHU'dan döndüğünde Epstein'e bir hücre arkadaşı verilmişti: Bir uyuşturucu davasında hükümete yardımcı olan Efrain Reyes isimli bir kişi. Bunun üzerine Epstein'in şikayetlerine, Reyes'in bütün gece konuştuğu ve kendisini uyutmadığı da eklendi
Tüm bunlar 9 Ağustos günü Reyes'in cezaevinden başka bir yere nakledilmesiyle son buldu.
O gün Epstein için de oldukça meşgul bir gündü. Bütün gün avukatlarıyla birlikte eski ortağı ve sevgilisi Ghislane Maxwell'a karşı açılan bir dava sonucu açığa çıkan 2000 sayfalık belgeler üzerinde çalıştı. Belgeler Epstein'in kurduğu seks ticareti ağına dair çok rahatsız edici detayları ortaya dökmüştü.
Psikolojik profilde, bu belgelerin Epstein'in zihinsel durumunu daha da kötüleştirdiği ve bazı ortaklarını suçlama ihtimalini ortadan kaldırdığı belirtildi.
SON OLARAK SEVGİLİSİYLE KONUŞTU
O akşam Epstein bir "sosyal" telefon görüşmesi yapmak istedi. Cezaevi görevlisi numarayı çevirip Epstein'e 15 dakikalık bir konuşma süresi tanıdı. Bu görüşme kayıt altına alınmadığı gibi, ses kaydının olup olmadığı hatta kullanılan hattın izlenen bir hat olup olmadığı da halen belli değil.
Yukarıda da dediğimiz gibi Epstein "Annemi arayacağım" demiş ama sevgilisiyle konuşmuştu. Ve konuşmaya dair bilgi sahibi kaynaklara göre, kendini öldürmeyi planladığına dair en ufak bir şey söylememişti. Diğer yandan Shuliak'ın Epstein'in mirasçıları arasında ilk sıralarda olduğunu da belirtelim.
Telefonda konuşan Epstein hücresine döndü, ertesi sabah 6.30'da da ölü bulundu.
İki ay kadar sonra bir başka mahkûm psikoloji bölümüne bir eposta gönderdi. Mutfakta çalışan bu mahkûm, Epstein'in hücre komşularından birinden duyduğu şu sözleri aktarıyordu epostasında:
"Jeffrey Epstein kesinlikle kendisini öldürdü. Bunun aksine yönelik tüm komplo teorileri gülünçtür. İntihar etmeden önce çarşafını yırttığını kulaklarımla duydum. Kendini öldürmek istedi ve bulduğu ilk fırsatı değerlendirdi."
CEZAEVİ GEÇİCİ OLARAK KAPATILDI
Haberin yazım sürecinde New York Times'ın ulaştığı Federal Cezaevleri Bürosu, Epstein'in cezaevinde geçirdiği 36 günlük süreçle ilgili yorum yapmaktan kaçındı ancak "mahkûmlara emniyetli, güvenli ve insani barınma koşulları sağlamak kurumumuzun en büyük önceliğidir" yorumunu yaptı.
Kurum ayrıca mahkûmların zihinsel sağlıklarıyla ilgili meselelerle ilgilenmek üzere bir görev gücü oluşturduklarını, intihar önleme programını geliştirmek için adımlar attıklarını bildirdi. Bu adımlar arasında personelin intiharı önleme, riskleri değerlendirme ve acil durumlara verilecek yanıtlar konusunda eğitildiği de ifade edildi.
Diğer yandan geçtiğimiz aylarda, ABD Adalet Bakanlığı'nın kötü koşullar nedeniyle Metropolitan Islah Kurumu'nu geçici olarak kapattığını ve buradaki mahkûmların başka cezaevlerine nakledildiğini de hatırlatalım.