Güncelleme Tarihi:
“OLAYIN ardından fazla bir zaman geçmeden AfD ve CSU tarafından yapılan dengesiz açıklamalar, 2017 yılının zor bir yıl olacağının göstergesi olacağa benziyor. Göç politikasında etabile partilerin siyaset geliştirmekte zorlanması, söylemlerini ve uygulamalarını neredeyse sadece aşırı sağın önlenmesi üzerine inşa etmesi, durumu daha da zorlaştıracak faktörler olarak gözüküyor. Aşırı sağ, her konuda olduğu gibi konuları duygusallaştırıp içerik tartışmasından uzaklaştırmaya çalışacak ve maalesef bu içeriksiz ve korkuya dayalı siyasi söylemlerin alıcıları son dönemde oldukça artmakta ve seslerini yüksek şekilde çıkarmaktadır.
KARARLI ADIMLAR ATILMALI
Bunun karşısında daha cesaretli, daha akılcı bir duruş sergilemek zorundayız. Almanya’da ya da Avrupa’nın diğer ülkelerinde yaşayan göçmenler olarak yaşadığımız ülkeler ile özdeşliğimizi daha belirli hale getirmeliyiz. Bazı karanlık güçlerin yaptığı gibi, terör saldırılılarını kendi siyasi emelleri için kullananlardan olmamalıyız. Teröre karşı daha cesaretli ve daha kararlı adımların atılması için uğraşmalıyız. Dünyada populist siyasetin etkisini geri püskürtmek zorundayız. Geçici siyasi ‘başarılar’ elde edecek olsa da, populist yaklaşımlar uzun vadede insanları karanlığa, daha büyük çıkmazlara ve toplumsal ayrışmalara sürükleyecektir.
SESİMİZİ YÜKSELTMEK ZORUNDAYIZ
Terör nerden gelirse gelsin hiç bir geçerli gerekçesi yoktur. Bu bilniçle her türlü terör eylemi ve terör örgütünün karşısında sorumlu bir şekilde karşı durmalıyız. Berlin saldırısından sonra nerdeyse sevinç çığlıkları atan, “Bu daha başlangıç, devamı gelecek” gibi paylaşımlarla terörü öven kesimlerle aramıza mutlaka mesafe koymalı ve onların toplum yalnız kalmasını başarmalıyız. 2017 seçim yılı olması nedeniyle, daha hassas olunması gereken bir yıl. Katılımcı, girişimci ve her türlü şiddete karşı gelen geniş halk kesimleriyle birlikte sesimizi yükseltmek zorundayız.”