Skandal fotoğraf bile etkilemedi... 1 milyon Türk'ün yaşadığı Fransa'ya ırkçı cumhurbaşkanı mı geliyor?
Güncelleme Tarihi:
Avrupa'dan siyaset haberlerini takip edenlerin son dönemde en sık karşılaştıkları isim Eric Zemmour. Göçmen ve Müslüman karşıtı aşırı sağcı/ırkçı söylemleriyle dikkat çeken Zemmour için "Fransa'nın yeni cumhurbaşkanı" yorumları yapılıyor. Seçimlere 6 ay kala hem bu ihtimali hem de Zemmour'un söylemlerini biraz daha yakından değerlendirdik.
Fransa'nın en büyük haber dergilerinden biri olan Paris Match'ın genel yayın yönetmeni Herve Gattegno, geçtiğimiz hafta görevden alındı. İngiliz The Times gazetesine konuşan kaynaklara göre, Gattegno'nun işini kaybetmesinin ardında, derginin eylül ayında yayımlanan sayılarından birinin kapağındaki bir fotoğraf yatıyor.
Fransız Rivierası'nda çekilen fotoğrafta iki kişi var: Fransa'da cumhurbaşkanlığının en güçlü adaylarından biri olarak görülen televizyoncu/siyasetçi Eric Zemmour ile danışmanı Sarah Knafo.
Gazeteciler tarafından habersiz çekildiği belli olan fotoğrafta 63 yaşındaki Zemmour ile 28 yaşındaki Knafo'nun sarmaş dolaş bir halde olması Fransa'da ufak çaplı bir skandala neden oldu. Evli ve üç çocuklu "aile babası" Zemmour, mahremiyetinin ihlal edildiğini belirterek dava açacağını açıkladı.
Kapakta yer verilen Zemmour haberinin başlığı da "Eric Zemmour ve Çok Yakın Danışmanı"Ancak kapağın yarattığı gürültü bile göçmenler, Müslümanlar ve sol siyasetçilere yönelik saldırılarıyla takipçi kitlesini günden güne artıran aşırı sağcı Zemmour'un hızını kesmeye yeterli olmadı. Ülke basınında "Fransız Donald Trump" olarak da anılan Zemmour, cumhurbaşkanlığına doğru adım adım ilerliyor.
LE PEN'İN YUMUŞAMASIYLA ZEMMOUR GÜÇLENİYOR
Eski bir talk show sunucusu ve yorumcu olan Zemmour bu benzetmeden rahatsız değil, bilakis ABD'nin eski başkanından ilham aldığını her fırsatta söylüyor. Yapılan son anketlerde Zemmour ile uzun zamandır Fransa aşırı sağının yüzü olan Ulusal Birlik partisinin başkanı Marine Le Pen'in aldığı sonuçlar kafa kafaya gidiyor. Hatta Zemmour son dönemde burun farkıyla öne geçmiş durumda.
Zemmour'un destekçilerine baktığımızda farklı gruplardan Fransızların bir araya geldiğini görüyoruz. Bir yandan "burjuva vatanseverler" dediği geçmişte Fransa'nın merkez sağ partisi olan Cumhuriyetçiler'i destekleyen kitleye oynayan Zemmour, bir yandan da Le Pen'in oylarını kemiriyor. 2017 seçimlerinde Emmanuel Macron karşısında ağır bir yenilgi alan Le Pen'in benzer bir kader yaşamamak adına kritik konularda söylemlerini yumuşatmış olması da Zemmour'un ekmeğine yağ sürüyor.
KENDİSİ DE BİR GÖÇMEN ÇOCUĞU
Anne ve babası Cezayir asıllı Yahudi göçmenler olan Zemmour, göç ve Fransız ulusal kimliği konularında benimsediği sert söylemleriyle Le Pen'in seçmenlerinin ilgisini çekmeyi başarıyor. Zemmour, beyaz milliyetçilerin sık sık dile getirdiği "Büyük Replasman" (yerine koyma, değiştirme, ikame etme) teorisinin de savunucularından. Bu teoriye göre küresel elitler, Avrupalı olmayan göçmenleri Batı'ya getirip beyaz vatandaşları hem nüfus anlamında hem de kültürel anlamda azınlıkta bırakmak için komplolar kuruyor. (Le Pen bu fikri desteklemiyor.)
Geçmişte yaptığı, "Çocuklara Muhammed gibi Müslüman isimlerinin verilmesini yasaklayacağım", "Kadınların gücü yoktur" gibi birbirinden skandal açıklamalarla hafızalarda yer eden Zemmour, anketlerde de Le Pen'e kıyaslandığında "daha ayrıştırıcı" bir figür olarak öne çıkıyor. Geçtiğimiz günlerde Wall Street Journal'a yaptığı açıklamada Le Pen'le ilgili olarak söylediği, "O şeytanlaştırılmaktan korkuyor, ben korkmuyorum" ifadeleriyle Zemmour da bu kıyaslamadan rahatsız olmadığını vurguladı.
Marine Le PenLE PEN İTTİFAK İSTİYOR
Birçok sağ görüşlü Fransız, yorumlarını edebi ve tarihsel referanslarla süslemekten hoşlanan güçlü bir yazar olan Zemmour'un, Macron karşısında Le Pen'e kıyasla çok daha fazla şansı olduğuna inanıyor. Üstelik Le Pen'in Zemmour karşısında önemli bir dezavantajlı daha var: Soyadı. Marine Le Pen'in babası Jean-Marie Le Pen, Fransız aşırı sağının en tanınmış ideologlarından. Baba Le Pen'in geçmişte yaptığı Holokost'la ilgili yorumlar (Örneğin gaz odalarını "tarihin bir detayı" olarak nitelendirmesi) birçok muhafazakâr seçmenden tepki toplamıştı. Bu gibi nedenlerden ötürü Marine Le Pen yıllardır kendisini babasından ayrı konumlandırmaya çalışıyor.
Le Pen geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, Macron'a karşı Zemmour'la bir ittifak kurmalarının en doğrusu olduğunu söyledi ve ekledi: "Zemmour'un adaylığının bu cumhurbaşkanlığı seçimini kazanma kapasitemizi bölecek bir gerçeklik olmasını istemem."
SANDIĞA 6 AY KALA ANKETLER NE DİYOR?
Fransa'da cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turu nisan ayında yapılacak. Sandığa 6 ay kala Zemmour henüz adaylığını resmen açıklamış ya da bu açıklamaya dair bir takvim belirlemiş değil. Ancak yukarıda da dediğimiz gibi anketlerde şimdiden gücünü gösteriyor ve Le Pen'in önünde ikinci sırada çıkıyor. Macron ise liderliğini koruyor.
Son olarak Ipsos Sopra Steria'nın gerçekleştirdiği ve sonuçları 22 Ekim'de Le Monde'da yayımlanan bir anket de benzer tabloya işaret etti. Buna göre Zemmour ilk turda yüzde 16-16,5 oy alırken le Pen yüzde 15-16'da kalıyor. Macron ise yüzde 24-28'lik oy oranıyla liderliğini koruyor.
7-13 Ekim tarihleri arasında 16 bin kişinin katılımıyla yapılan ankette Zemmour'la Le Pen de kıyaslandı. Katılımcıların yüzde 20'si "Zemmour'da cumhurbaşkanı olmak için gerekli vasıflar var" derken, Le Pen'de bu oran yüzde 30 oldu. 60 yaş üstü erkeklerin yüzde 21'i Zemmour'u desteklerken, 35 yaş altı kadınlar arasındaki destek oranı sadece yüzde 8'de kaldı.
Ipsos Sopra Steria anketinde vatandaşlara ikinci tur tercihleri sorulmadı ama bu ay Harris araştırma şirketi tarafından yapılan bir başka anket, seçimin ikinci tura kalması halinde Macron'un yüzde 57, Zemmour'un ise yüzde 43 oy alacağına işaret etti.
VATANDAŞLAR ONU TELEVİZYONDAN TANIYOR
Zemmour'un siyasi arenada bu kadar hızlı yükselmesinin arkasında yıllardır haber kanallarındaki tartışma programlarında boy gösteriyor olması yatıyor. Son olarak bir ay öncesine kadar Fransız milyarder Vincent Bollore'nin sahibi olduğu sağcı CNews kanalında bir siyasi talk show sunan Zemmour, kanalın patronuyla da oldukça yakın arkadaş.
69 yaşındaki Bollore, Bretonya asıllı bir ithalat-ihracat devi ve aynı zamanda yayıncılık alanında 39 ülkede faaliyet gösteren, Hachette kitapları, Asterix çizgi romanları gibi yayınlarla tanınan Lagardere'in en büyük hissedarlarından biri. Şirket bünyesindeki yayınlardan bir diğeri de Zemmour'un danışmanıyla sarmaş dolaş fotoğrafını kapağına basan Paris Match dergisi. The Times'a konuşan Paris Match kaynakları, Zemmour kapağının Bollore'yi çok sinirlendirdiğini, bunun da yayın yönetmeni Gattegno'nun sonunu hazırladığını belirtti.
"MACRON'UN PRAVDA'SI" DİYORLARDI
57 yaşındaki Gattegno aynı zamanda Lagardere'in pazar gazetesi olan Le Journal du Dimanche'ı yönetiyordu. Gattegno'nun Macron'a ve 2007-2012 yılları arasında cumhurbaşkanlığı yapan sağcı Nicholas Sarkozy'e yakınlığı biliniyordu. Hatta Le Journal du Dimanche'a, Rusya'da Vladimir Putin'e yakınlığıyla bilinen gazeteye atıfla "Macron'un Pravda'sı" yakıştırması yapılıyordu. Gattegno'nun aynı zamanda Zemmour'dan hiç hoşlanmadığı ve yakın zamanda Zemmour hakkında "kıyamet peygamberi" dediği de söyleniyordu.
Fransız Le Figaro gazetesine konuşan Paris Match'tan bir kaynak "Herve Gattegno tartışmalı bir kişilikti ama her zaman aşırı sağın karşısında dururdu" dedi ve Gattegno'nun işini kaybetmesini Zemmour fotoğraflarına bağladı. Ancak Gattegno'nun arasının Bollore'yle zaten kötü olduğunu ve iki yayındaki işini de kaybedeceğini en baştan bildiğini söyleyenler de var. Hatta bir dergi çalışanı Liberation'a yaptığı açıklamada, Zemmour kapağının Gattegno'nun kendisini giderayak kurban gibi gösterme planının bir parçası olduğunu belirtti.
Zemmour ve KnafoPARTNERİ, SAĞ KOLU, KAMPANYA DİREKTÖRÜ…
22 Ekim'de Le Monde'da yayımlanan bir başka haber de Zemmour'un Knafo'yla olan ilişkisine ışık tuttu. Haberde Knafo, Zemmour'un "partneri, sağ kolu ve kampanya direktörü" olarak nitelendirilerek olası cumhurbaşkanlığı yarışındaki önemine dikkat çekildi. Haberde Zemmour'un eşi Mylene Chichportich ile üç çocuğundan bahsedilmemesi ise dikkat çekti.
Ülke medyası Zemmour ve Knafo'yla ilgili haberlerle kaynarken O, yeni kitabının ("La France n'a pas dit son dernier mot" yani "Fransa Son Sözünü Daha Söylemedi") promosyonu için haftalardır şehir şehir Fransa'yı dolaşıyor. Ancak bunun bir seçim gezisi olduğu yorumlarını yapanlar da var. Zira tıklım tıklım dolu salonlarda konuşan Zemmour'u dinleyiciler "Cumhurbaşkanı Zemmour" sloganlarıyla karşılıyor.
Konuşmalarında Fransa için milliyetçi bir yol haritası çizen Zemmour, göçe keskin sınırlamalar getirme ve savunma harcamalarında büyük artışlara gitme sözü veriyor.
NATO, AB VE ABD'YE DE KARŞI
Zemmour son olarak 22 Ekim günü Rouen'de takipçilerinin karşısına çıktı. Yaptığı konuşmada Fransa'nın NATO'dan ayrılması gerektiğini savunan Zemmour, Avrupa Birliği ve ABD'nin de "Fransa'nın ulusal çıkarlarına onyıllardır zarar verdiklerini" belirterek tepki gösterdi.
Rouen, sembolik önemi olan bir şehir. 1944 yılında ABD ordusunun gerçekleştirdiği Fransa'nın (ve sonraki aşamada Avrupa'nın) Nazi işgalinden kurtulmasını sağlayan Normandiya Çıkartması'nın gerçekleştiği sahillerin hemen yanı başında. Zemmour'un NATO, ABD ve AB ile ilgili sözlerini bu bağlamda değerlendirmek gerekiyor.
Nitekim konuşmasında Normandiya'ya da değinen Zemmour, "Çıkartma hem ulusal toprakların özgürleştirilmesi hem de Amerikalılar tarafından işgal edilip sömürgeleştirilmesiydi" dedi.
"TRUMP'IN YAPTIKLARINI YAPACAK BİRİNİ ARIYORUZ"
Zemmour kitabında "Trump'ı Destekleyen Çalışan Anneler" grubunun kurucusu Fransız-Amerikalı Rosine Ghawji ile yaptığı bir görüşmeye de yer veriyor. Anlattığına göre, Ghawji, Aralık 2016'da önceden randevu bile almadan Zemmour'un kapısını çaldı ve "Trump'ın ABD'de kazandığı zaferin bir benzerini Fransa'da elde edecek birini arıyoruz. O sizsiniz, Fransız Trump" dedi.
Zemmour, Wall Street Journal'a, "Önemli bir şeydi ama o zaman buna inanmamıştım. Aynı tarzı benimsemiyoruz ama diğer yandan Trump bir metot ortaya koydu. Sistemin kurallarına saygı duymamak. Ayrıca stratejik bir odak da sundu: Göç ve endüstri" ifadelerini kullandı.
Rouen'deki kitap buluşmasına katılan bir tarih öğretmeni olan Nathalie Edery, "Onu çok uzun zamandır takip ediyorum" dedi ve ekledi: "Le Pen isminin bir tarihi var. Üstelik Le Pen nüfusun belli kesimlerini kızdırmamaya, hatta memnun etmeye uğraşıyor. Zemmour bunu yapmıyor. Aklındaki neyse onu söylüyor."
Zemmour'un Müslüman karşıtı sözleri nedeniyle CNews önünde protestolar düzenlenmiştiNAZİ İŞ BİRLİKÇİLERİNİ DE SAVUNDU
Zemmour'un aklındakini söylemesi geçmişte zaman zaman başına dert de açtı. 15 kurgu dışı kitabı 3 de romanı bulunan Zemmour'un söyledikleri nedeniyle kınandığı hatta yargılandığı da oldu.
En ses getiren açıklamalarından biri, İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazi Almanyası ile iş birliği yapan Vichy Fransa'sının liderlerini savunmasıydı. Zemmour, Vichy'lerin başka ülkelerde doğmuş olan Yahudileri Almanlara teslim etmesini, Fransız Yahudileri korumak için verilmiş bir taviz olarak nitelendirdi. Bu yorum tarihçilerin tepkisini çekti.
Yeni kitabında da Zemmour, 2012 yılında Toulouse yakınlarında bir okulda öldürülen Yahudi çocukların ailelerinin, çocuklarını İsrail'de toprağa vermesini eleştirerek, yabancı gibi davrandıklarını belirtiyor. Zemmour, "Antropologlar bize memleketimizin, gömülü olduğumuz ülke olduğunu öğretti" diyor. Birçok Yahudi örgütü Zemmour'un bu ifadelerine tepki gösterdi. Fransa Yahudi Örgütleri Birliği'nin (CRIF) Başkanı Francis Kalifat, "Zemmour'un fikirleri nefret tohumu ekmekten başka bir şey değildir" dedi.
MÜSLÜMANLARLA İLGİLİ SÖZLERİYLE SUÇ İŞLEDİ
Zemmour geçmişte iki kez Müslümanlara karşı ırkçı nefret uyandırdığı ve Fransa'nın ırkçılıkla mücadele yasalarını ihlal ettiği gerekçesiyle para cezasına çarptırıldı. "Fransa'nın son 30 yılda Müslümanların işgali altında olduğu" yönündeki bu suç teşkil eden sözlerini Zemmour son haftalardaki mitinglerinde de sık sık dile getirdi.
Örneğin Versailles'da yaptığı ve ayakta duracak yer bulmanın bile neredeyse imkânsız olduğu konuşmasında Zemmour, "Bu göçmen akışını durdurmak zorundayız çünkü tarihte görülmemiş bir işgalin acısını çekiyoruz" ifadelerini kullandı.
Fransa devletinin verilerine göre, 2006 yılında Fransa'ya göç edenlerin sayısı 193 binken, 2020'de bu sayı 272 bine çıktı. Göçmenlerin neredeyse yarısı Afrika kıtasından Fransa'ya gidiyor. Başka bir ülkede doğup şu an Fransa'da yaşayanların nüfusun içindeki oranı yüzde 10,2. Bu oran 1976 yılında yüzde 7,5'tu.
YÜZ BİNLERCE TÜRK DE OY KULLANACAK
Fransız kaynaklarında, ülkede 2020 itibarıyla 1 milyondan fazla Türk bulunduğu belirtiliyor.
Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı'nın son sayımına göre ise Fransa’daki konsolosluk hizmetlerinde kayıtlı 700 bin Türk bulunuyor. Bu sayıya hem sadece Türk vatandaşlığına sahip olanlar hem de çifte vatandaşlığı olanlar dâhil.
Anadolu Ajansı'nın Nisan ayında yayımladığı bir analizde, yaklaşık 500 bin Türk'ün Fransa seçimlerinde oy kullanabilecek yaş aralığında olduğu belirtiliyordu.
Fotoğraflar: AFP, Picture Alliance, Paris Match