Ahmet KÜLAHÇI
Oluşturulma Tarihi: Mart 31, 2017 10:07
Almanya Uyum Vakfı’nın (Deutschlandstiftung Integration) göçmen kökenli gençlere şans eşitliği sağlanmasına destek amacıyla 2012 yılında “Geh Deinen Weg” (Kendi Yolunda İlerle) sloganıyla hayata geçirdiği burs ve kılavuz (mentor) programına yeni katılanlarının hazır bulunduğu etkinlikteydim önceki akşam.
Hürriyet Gazetesi ile Bild Gazetesi’nin de baştan beri tam destek verdiği; Alman Telekom, Coca Cola, Postbank, Daimler, Deutsche Bank ve Sixt’in yoğun katkıda bulunduğu
Kendi Yolunda İlerle programına katılmaya hak kazanmış kızlı erkekli gençlerle konuştum.
Kimisi üniversitede okuyor, kimisi yüksek lisans veya doktora yapıyor.
Hepsi de
göçmen kökenli.
Hepsi de hayat dolu genç insanlar.
Hepsi de geleceğe umutla bakan gençler.
Hepsi de pırıl pırıl.
***
Programla ilgili broşüre bir göz atıyorum.
Farklı uluslardan isimler.
Sema, Sultan, Aycan, Hasan, Ufuk gibi ön isimler.
Agron, Carlos, Parviz gibi ön isimler.
Duc Huy, Ha Mi, Sung Jun gibi ön isimler.
2017 yılı programına katılmayı hak eden 30 farklı ulustan 104 yeni isim.
Şimdiye kadar bu programa 70 farklı ulustan 700’ün üzerinde genç katılmış.
2012 yılında hayata geçirilen “Geh Deinen Weg” programına Başbakan Angela Merkel de baştan beri sahip çıktı.
Hatta himayesine aldı.
Önceki akşamki etkinliğe Başbakan Merkel kendisi katılamadı.
Çünkü koalisyon hükümetini oluşturan Hıristiyan Demokrat/Hıristiyan Sosyal Birlik Partileri (CDU/CSU) ile Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) seçimlere kadar yapacaklarını ele aldıkları koalisyon toplantısı vardı aynı saatlerde.
Kendisi hazır bulunmasa da, uzaktan kumandalı katıldı.
Gönderdiği görüntülü mesajında, göçmen kökenli gençlere “Yılmayın! Yolunuzda kararlı bir biçimde devam edin!” çağrısında bulundu.
“Almanya’yı hep birlikte daha da ileriye taşıyacağız” dedi.
“Çeşitlilik bizim zenginliğimizdir” dedi.
“Sizler başarılı bir uyumun örnek gençlerisiniz” dedi.
***
Etkinlikte, Alman Dışişleri Bakanlığı Avrupa Devlet Bakanı Michael Roth da bir konuşma yaptı.
“Sizler Almanya için bir kazançsınız” dedi.
“Sizler Almanya’nın hazinesisiniz” dedi.
“Çeşitlilik bizi güçlendirir” dedi.
“İslam da bize aittir, tıpkı sizler gibi” dedi.
Son dönemlerdeki çifte vatandaşlık tartışmalarına da değinen Devlet Bakanı Roth, günümüzde insanların kendi atalarının vatandaşlıklarını da korumalarından daha doğal bir şey olamayacağının da altını çizdi.
***
Etkinlikten önce Hükümet Sözcüsü Steffen Seibert, programa katılan yeni bursiyerlere sertifikalarını vermiş.
Orada yaptığı konuşmasında, “Sizler Almanya’nın kızlarısınız, oğullarısınız” demiş.
Gerçekten de öyle.
Bu gençler Almanya’nın gençleri.
Onlar buralı.
Ama ne yazık ki, Almanya’da yalnız aşırı sağcı ve sağ popülist çevrelerin değil, toplumun bazı kesimlerinin bu gençlere hala yabancı gözüyle baktıklarını ve ayırımcılık yaptıklarını da duydum önceki akşam.
Ayaküstü sohbet ettiğim Afganistan kökenli genç bir kız, “Üniversiteyi çok iyi bir dereceyle bitirdim. İş için başvurduğumda, notları benimkinden çok düşük olduğu halde ‘biyo Almanlar’ tercih edildi. Bu durum da beni çok üzdü” dedi.
Üzgündü...
Yaşadığı ayırımcılığa adeta isyan ediyordu.
Haklı olarak.