Siz halk olamazsınız

‘DDR’ veya Doğu Almanya olarak bilinen Demokratik Almanya Cumhuriyeti’nde beklenmedik bir ‘halk hareketi’ başlamıştı.

Baskıdan bıkan Doğu Almanya halkı, sosyalist rejime karşı isyan bayrağını açmıştı.
Halk, DDR’in kurulduğu 1949 yılından beri tek başına iktidarda bulunan Sosyalist Birlik Partisi (SED) diktatörlüğüne ‘yeter artık’ diyerek sokaklara dökülmüştü.
1989 yılı ekim ayında Saksonya’nın Leipzig kentinde ‘Pazartesi Gösterileri’ başlamıştı.
Halk özgürlük istiyordu.
Asker de polis de onları durduramıyordu.
Leipzig’de başlayan bu hareketi başta Dresden olmak üzere Doğu Almanya’nın başka kentlerinde de halk tam olarak sahiplenmişti.
İnsanlar, ‘Wir sind das Volk’ (Halk Biziz) sloganıyla sokaklardaydı.

* * *

Nitekim eski Doğu Almanya’da ‘Halk Biziz’ diyen halk kazandı.
İki Almanya arasındaki ‘utanç duvarları’ 9 kasım 1989 tarihinde çöktü.
Eski Doğu Almanya bir yıl sonra iki Almanya’nın resmen birleşmesiyle tarihe karışırken, bu hareketle birlikte insanlar özgürlüklerine kavuştu.
Özgürlük için yapılan ‘Pazartesi Gösterileri’nden yaklaşık 26 yıl sonra Saksonya’da ‘Utanç Gösterileri’ne tanık oluyoruz son dönemlerde.
2014 yılı Ekim ayından beri Dresden başta olmak üzere hem Saksonya Eyaleti’nin hem de Almanya’nın başka kentlerinde ‘PEGIDA’ kısa adıyla tanınan ‘Batı’nın İslamlaşmasına Kraşı Avrupalı Yurtseverler’ sokaklarda.
“Sığınmacılara hayır!” diyorlar.
Özellikle de Müslüman sığınmacılara.
Hayatta kalabilmek için yollarda ölümü bile göze alarak savaştan kaçıp Almanya’ya sığınan insanlara, “İstemiyoruz, defolun gidin!” diyorlar.
Televizyon ekranlarına yansıyan görüntüleri izlerken “Burası Almanya olamaz” diyorum.
“Burası özgürlükten, demokrasiden, dayanışmadan, insanlıktan yana olan Almanların ülkesi olamaz” diyorum.
Saksonya Eyaleti’nin Clausnitz beldesinde yaşanan sahneleri görünce, “Burası benim Almanyam olamaz” diyorum.

* * *

Clausnitz, Chemnitz kenti yakınlarında 600 haneli bir belde.
Bu beldedeki boş binalara 20 sığınmacı yerleştirilmek isteniyor.
Savaştan, bombalardan, kurşunlardan kaçan bu insanlar, bir otobüsle Clausnitz’e getirilmiş.
Otobüsün önünde ‘Reisegenuss’ (Zevkli seyahat-Seyahatin tadını çıkar) yazıyor.
Ama ırkçı, yabancı düşmanı aşırı sağcılar yolları kesmişler.
Otobüsün etrafını adeta kuşatmışlar.
Sığınmacıların otobüsten inmelerini engellemek için oradalar.
Polis de orada.
Ama aşırı sağcılar çoğunlukta.
Bağırıp çağırıyorlar.
Bir yandan da durmadan ‘Wir sind das Volk’ sloganı atıyorlar.
Otobüsün içindeki çocuklar ağlıyor.
Kadın-erkek hepsi de korku dolu.
Bu ürkütücü tablo karşısında tedirginlikleri daha da artıyor.
Adeta, “Savaştan kaçtık, savaşın içine düştük” der gibiler.
Televizyon ekranlarına yansıyan bu görüntüler gerçekten ürpertici.
İnsan dehşete düşüyor.
Kendi kendime, “İnsan olan insan bu kadar da insafsız olamaz” diyorum.
“İnsan olan insan bu kadar da kalpsiz olamaz” diyorum.
Tabii o otobüsün etrafında çirkin yüzlerini göstererek, “Halk Biziz” diye slogan atan Neonazilere ve sağ popülistlere, “Siz halk olamazsınız” da diyorum.
Onlara, “Siz insan da olamazsınız” diyorum...
Evet, onlar “Halk da olamaz, insan da”...