Siz beni sayıyor musunuz?

Güncelleme Tarihi:

Siz beni sayıyor musunuz
Oluşturulma Tarihi: Kasım 20, 2007 15:44

2 Aralık tarihinde kuzey komşumuz Rusya’da genel parlamento “Duma” seçimleri yapılıyor. Konuyu geniş biçimde ele almamın nedeni sandıktan çıkacak sonuçların önceden belli olmasından ziyade, bu sonuca götüren yöntemlerin yalnız Rusya içinde değil, dünyada yaratacağı sonuçlarıyla Türkiye üzerinde de etkiler yaratacak olmasıdır.

Haberin Devamı

Neden mi? Çünkü Rusya seçimleri daha şimdiden ülkeyi 8 yıldan beri yöneten “mutlak lider” mertebesine erişmiş, neredeyse aziz unvanı verilmek istenen Devlet Başkanı Vladimir Putin’in izlediği iç ve dış politikaya bir güven oyu niteliği taşımakta. Rusya’nın yönetici eliti  “Putinizm” doktrinine devam derken, bu çizginin ileride doğuracak iyi ve kötü sonuçlara halkı ortak etmek isteniyor.

Rusya’daki “Putinizm” doktrinine güven oyu anlamına gelen şimdiki seçimlerin sadece Rusya’nın iç meselesi olsaydı sıradan bir ülkedeki oylama gibi yapılıp unutulurdu. Ancak Rusya seçimlerinde durum çok farklı. Tüm dünya açısından kazanılacak ve kaybedilecek çok şey var.

Doğruyu da söylemek gerek. Son 8 yıl “Putinizm” doktriniyle dünya arenasında dirseklerini kullanmasını öğrenen Rusya kendine yol açmayı öğrendi. Sermayesi bol Batıda ve çalışanı kıyamet Doğu ülkeleri sofrasındaki pastalardan yağlı dilimler koparmaya başladı. Kulak boynuzu geçer misali başta ABD olmak üzere batıya meydan okumaya başlayan Rusya günümüzde “Putin Rusya’sında Batı artık 90’lı yıllarda olduğu gibi hocamız değil. Batı değerleri de bize yüzde yüz uymuyor. Biz kendi yolumuzda gideceğiz. Bir elimiz batıda bir elimiz doğuda” veya başka bir değişle “Bir elimiz yağda bir elimiz balda” süreci ustaca çalıştırıldı. “Batı bizden doğalgaz almayacakmış. Biz de gider Çin’e, Hindistan’a satarız. Alıcımız çoook. Batı bizim şirketlere kapılarını açmayacakmış. Biz de giden Uzakdoğu pazarlarını fethederiz”  bu formül ideal biçimde çalışıyor, Rusya devleti kasası doluyor, Rus halkı da 20 yıldan beri ilk defa rahat nefes almış oluyor.

Haberin Devamı

Bu anlattıkların Rusya parlamento seçimleriyle ilgisi ne şeklinde düşünebilirsiniz. İlgili, hem de nasıl.

Yukarıda ana unsuruyla sıraladığım yöntemlerle küçük bir ikinci Amerika olma yolunda ilerleyen Rusya, 2 Aralık parlamento seçimleriyle aslında içte değil, dışa karşı büyük sınav veriyor. Moskova’da çalışan önemli bir batılı ülke gazetecisi sohbetimizde net biçimde şunları söylüyor “Batının Putin’e parlamento seçimlerini düzgün ve dürüst yap çağrısı son şans. Demokratik ilkeler ayaklar altına alınması durumunda batı politikasında köklü 180 derecelik değişim söz konusu. Irak savaşı öncesi batıdaki ABD-AB itilafları unutularak Moskova’ya karşı tekrar ortak cephe açılacak. “Putinizm” doktrinine devam denmesi (Rusya özellikle ekonomik açıdan dünyanın umut bağladığı vazifelerini yerine getirmediği sayılacak)” demesi dikkat çekici olmuştu.

Haberin Devamı

Avrupalı  gazeteciyle Rusya seçimleri etrafındaki sohbetimizden bir gün sonra batı cephesinde işlerin karışacağı sinyalleri alınmaya başlandı. Rusya lideri Vladimir Putin, siyasi partiler arasında iktidardaki bürokratları temsil eden “Birlik Rusya” partisinin liste başı adayı olacağını duyurdu. Devlet Başkanı olarak tüm Rusya halkının lideri sayılan Putin böylece siyasette eşit mesafe ilkesini bozmuş oldu.

Yönetimin başına geçtiği 2000 yılında “İktidarım döneminde Rusya’da şahısların değil, yasaların diktatörlüğü olacak” sözüne böylece büyük leke düşmüş oldu. Sempatilerini bir partiden yana belirtmekle kalmayan Putin, üç gün önce taşra kasabalarından birinde “2 Aralık seçimlerinde sandık başına gelerek kullanacağınız oy bana saygı ve güven duyup duymadığınızın göstergesi sayacağım” demesi işleri daha da kırıştırdı.

Haberin Devamı

Rus mujikler arasında ezelden beri her zaman geçerli ilginç bir sarhoş olma yöntemi vardır. İki kişi masaya oturduğunda 250 gramlık ilk kadehten sonra ikincisi doldurulmaya başlandığında biri ben artık içmeyeceğim derse öbürü hemen “Sen bana saygılı değil misin? deyiverir. İkinci kadeh içildikten sonra daha önce artık içmeyecek diyen üçüncüyü doldurmaya başlayan bu sefer öbürüne “Peki sen beni sayıyor musun?” deyiverir. Böylece şişe boşaldığında iki arkadaş birbirine son derece saygılı sarhoş oluverir.       

Komünizm ideolojisinden arındırılmış Marksist materyalizm

Günümüz Rusya’sında nasıl bir siyasi rejim var. Bunun adı ve prensipleri nedir? sorusuna en usta siyaset bilimci bile net cevap veremez. Biz Moskova’daki gazeteciler  aramızda buna “Komünizm ideolojisinden arındırılmış Marksist materyalizmi” diyoruz. Bu tanımın isabetli olup olmadığını bilmiyorum, ama Rus halkı ve devletin maddi değerlere olan bağımlılığı son iki yılda fanatizm derecesine ulaştı. Bu yüzden 2 Aralık seçimlerinde halka biraz daha fazla para, biraz daha fazla yeni apartman ve biraz daha yeni otomobil sözü veren iktidardaki bürokrat partisi  batıyla tekrar büyük düşman olma pahasına seçimleri istediği gibi sonuçlandıracağa benziyor.

Haberin Devamı

Bu arada önceki gün seçimlere gözlemci olarak Avrupa’dan gelmesi gereken AGİT  gurubu Rusya’daki seçimlere boykot ilan etti. Rusya tarafından heyete vize verilmediğini ilan eden AGİT yönetimi “Maalesef son tren kaçtı. Bu tarihten sonra seçimleri izlemek için Rusya’ya gitmemizin hiçbir anlamı kalmıyor. Uluslararası kurum olarak Rusya seçimlerine katılmama kararı aldık” dendi.-0-


 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!