Sıra Almanya’da mı?

ÖVP’nin 31 yaşındaki lideri Sebastian Kurz, Avrupa’nın en genç başbakanı olarak tarihe geçmeyi, FPÖ de bir kez daha Avusturya’nın politikasını yönlendirmekte söz sahibi olmayı garantiledi.

Bir dönemler Avusturya Uyum Bakanlığı, daha sonra da Avusturya Dışişleri Bakanlığı yapan Sebastian Kurz, başbakanlık koltuğuna otururken, Başbakan Yardımcısı koltuğunu da FPÖ lideri Hans-Christian Starche kaptı.
Avusturya’da Dışişleri Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Savunma Bakanlığı gibi çok önemli koltuklara da FPÖ’lü politikacılar oturdu.
İki parti lideri, Koalisyon Sözleşmesini, Viyana kapılarına dayanan Osmanlıları yenilgiye uğrattıkları Viyana’daki Kahlenberg’de ilan ettiler.
Belli ki, bununla bir mesaj da vermek istediler.

***
FPÖ, aşırı sağcı bir partidir.
Her ne kadar FPÖ lideri Starche, “Biz Avrupa Birliği’ne karşı değiliz” dese de, bu partinin AB’ye karşıtı bir politika izlediği, hatta İngiltere’de olduğu gibi referanduma gidilmesini istediği de bilinmektedir.
FPÖ’nün yabancı, sığınmacı ve İslam düşmanı olduğu da yıllardır bilinmektedir.
FPÖ, Osmanlıların Viyana Kuşatması’nın acısını hala unutmamış olacak ki, Türk düşmanlığını da her fırsatta körüklemektedir.
Ancak ÖVP ile FPÖ’nün bu ortaklığında bir olgu çok açık biçimde dikkat çekmektedir.
Avusturya’da ilk kez Avusturya Sosyal Demokrat Partisi (SPÖ) 1999 yılındaki genel seçimlerden sonra FPÖ ile ortaklık etti.
FPÖ’nün o dönemdeki Genel Başkanı Jörg Heider ile SPÖ Genel Başkanı Wolfgang Schüssel, 2000 yılında koalisyon hükümeti kurdu.
SPÖ’nün aşırı sağcı FPÖ ile ortaklık etmesine Avrupa Birliği sert tepki gösterdi.
Hatta birçok AB ülkesi, Avusturya ile diplomatik ve politik ilişkileri askıya alarak yaptırım uyguladı.
Bu yaptırımlara AB üyesi olmayan Norveç, Kanada, Çek Cumhuriyeti ve İsrail gibi ülkeler de katıldı.
SPÖ’nün aşırı sağcı FPÖ ile ortaklık etmesine o zamanlar Avusturya halkı da tepki gösterdi.
Haftalarca Perşembe Gösterileri düzenlendi.
Aşırı sağcılarla ortaklık yurtdışında da protesto edildi.
Ama zamanla unutulup gitti.
Yaptırımlara da son verildi.

***
İşte aradan 17 yıl geçtikten sonra bu kez ÖVP, Avusturya’da FPÖ ile koalisyon hükümeti kurdu.
Bakıyoruz Avrupa Birliği’nden çıt çıkmıyor.
Ne tepki gösteren var, ne de eleştiren.
Avusturya halkı da öyle.
Herkes sineye çekmiş gibi.
Bu gelişmeyi görünce insanın aklına ister istemez Almanya geliyor.
Almanya’da köklü partiler şu anda yabancı düşmanı, sığınmacı düşmanı, İslam düşmanı sağ popülist Almanya İçin Alternatif (AfD) ile kesinlikle ortaklık yapmayacaklarını söylüyor.
1990’lı yıllarda Avusturya’daki köklü partilerin liderleri de öyle diyorlardı.
Ama Avusturyalı politikacıların bu söylemleri sadece lafta kaldı.
Avrupa Birliği’nin yaptırımları da öyle.
Bu gelişmeler ışığında insanın akılına, “Acaba önümüzdeki yıllarda Almanya’da köklü partiler AfD ile ortaklık eder mi?” sorusu geliyor.
İstemeyerek de olsa...
Zira daha önceki yıllarda “Yeşil faşolarla işbirliği yapmam” diyen SPD’li Holger Börner’in Hessen’de Yeşiller’le ortaklık ettiğine tanık olduk.
Eski Doğu Almanya’daki Sosyalist Birlik Partisi’nin (SED) uzantısı konumundaki Sol Parti ile kesinlikle işbirliği yapmayacaklarını ilan ettikleri halde, bu parti ile eyaletler düzeyinde köklü partilerin ortaklık ettiklerine ve hala etmekte olduklarına da.