Güncelleme Tarihi:
Hizbullah 2 yıl önce güvenilir bir iletişim aracı aradığı sırada Apollo çağrı cihazlarının yeni serisi ihtiyaçlara tam olarak uygun gibi görünüyordu.
AR924 çağrı cihazı biraz hantal ama sağlamdı, savaş alanı koşullarına dayanacak şekilde üretilmişti. Su geçirmez bir tasarıma ve uzun süre şarj olmadan çalışabilen büyük bir pile sahipti. En güzeli de çağrı cihazlarının İsrail istihbarat servisleri tarafından izlenme riski yoktu. Hizbullah liderleri o kadar etkilenmişlerdi ki bunlardan 5.000 tane satın aldı ve üyelerine dağıttı. Kullanıcıların hiçbiri aslında bir İsrail tuzağı kullandığının farkında değildi.
ABD MEDYASI PERDE ARKASINI YAZDI
MOSSAD uzun süre önce planladığı tuzağı için 17 Eylül'de harekete geçti. Çağrı cihazlarının patlaması sonucu 3.000'e yakın Hizbullah mensubu ile çok sayıda sivil hayatını kaybetti ya da yaralandı. Saldırının arkasında İsrail olduğundan herkes emindi ancak saldırının nasıl gerçekleştirildiği bir türlü netleşmedi.
Ortaya atılan onlarca iddiadan sonra ABD'li Washington Post gazetesi saldırının nasıl gerçekleştirildiğine dair ayrıntılı bir rapor hazırladı. Olaylara aşina İsrailli, Orta Doğulu ve ABD'li yetkililere göre çağrı cihazı operasyonu fikri 2022'de ortaya çıktı. O dönem Gazze'deki savaş başlamamıştı, Lübnan sınırında ise durum nispeten daha sessizdi.
İsrail istihbarat servisi MOSSAD, yıllarca elektronik izleme ve muhbirler yoluyla Hizbullah içine sızmaya çalışmıştı. Hizbullah liderleri de bu durumun farkındaydı bu nedenle elektronik iletişim konusunda çok dikkatli davranıyorlardı. İsmi açıklanmayan kaynaklara göre 'bir Truva atı' yaratma fikri tam olarak da bu noktada çıktı.
Planın ilk parçası olan bubi tuzaklı telsizler MOSSAD tarafından yaklaşık on yıl önce, 2015 yılında Lübnan'a yerleştirilmeye başlandı. Telsizler gizli bir patlayıcı ve İsrail'e Hizbullah iletişimine tam erişim sağlayan bir iletim sistemi içeriyordu.
Yetkililer, MOSSAD'ın dokuz yıl boyunca Hizbullah'ı dinlemekle yetindiğini ve olası bir krizde telsizleri bombaya dönüştürme seçeneğini saklı tuttuklarını söyledi.
Ancak daha sonra yeni bir fırsat ortaya çıktı, Hizbullah telsizler yerine kullanacağı çağrı cihazları için bir anlaşma yapmak üzereydi.
Çağrı cihazlarını üreten Tayvanlı şirketin eski Orta Doğu satış temsilcisinin Hizbullah ile yakın bağları vardı ve onlara sağlam ve güvenilir 'AR924' çağrı cihazları için bir anlaşma teklif etmişti. Washington Post söz konusu yetkilinin adını ya da uyruğunu açıklamadı ancak Hizbullah'ın bu isme güvendiğini vurguladı.
Yetkililer aracı kişinin operasyon hakkında hiçbir bilgisi olmadığını ve çağrı cihazlarının MOSSAD gözetiminde İsrail'de fiziksel olarak monte edildiğinden habersiz olduğunu söyledi. Komployu bilen yetkililere göre son derece güvenilir görünen çağrı cihazlarının benzersiz bir özelliği vardı: Güçlü patlayıcılar cihaz parçalarına ayrılsa bile tespit edilemeyecek kadar iyi gizlenmişti.
TEK BİR SİNYAL BİNLERCE CİHAZI AYNI ANDA PATLATABİLİYORDU
Ayrıca MOSSAD'ın cihazlara uzaktan erişimi vardı ve istihbarat servisinden gelen bir elektronik sinyal binlerce cihazın aynı anda patlamasını tetikleyebiliyordu.
İsrailli bir yetkili cihazları patlatma planının iki aşamalı olduğunu belirterek, "Plan çağrı cihazlarına gelen şifreli mesajların görüntülenmesini içeren bir prosedüre sahipti. Kullanıcı mesajı okumak için iki elini de kullanıyor. Patlama sonrası iki eli birden yaralanıyor, bu da savaşamayacağı anlamına geliyordu" dedi.
İsrail'deki üst düzey yetkililerin çoğu 12 Eylül'e kadar bu tuzaktan habersizdi. O gün Başbakan Binyamin Netanyahu'nun istihbarat yetkilileri ile bir toplantıda bir araya geldi ve MOSSAD yetkilileri teşkilatın en gizli operasyonlarından birini hükümet yetkililerine ilk kez anlattı.
Toplantı hakkında bilgi sahibi olan kaynaklar, o gün üst düzey isimler arasında hararetli bir tartışma çıktığını anlattı. Netanyahu da dahil olmak üzere herkes, patlayan çağrı cihazının Hizbullah'a tarifsiz bir zarar verebileceğini ancak aynı zamanda hayatta kalan Hizbullah liderleri tarafından büyük bir misillemeyi tetikleyeceğini ve sonuçta İran'ı atışmaya dahil olacağını kabul etti.
Nihayetinde Netanyahu cihazların maksimum hasar verebilecekleri sırada tetiklenmesini onayladı. Takip eden hafta boyunca MOSSAD hem çağrı cihazlarını hem de halihazırda dolaşımda olan telsizleri patlatmak için hazırlıklara başladı.
ABD'li yetkililer ise İsrail'in en yakın müttefiki olan ABD'nin bubi tuzaklı çağrı cihazlarından ya da bunların tetiklenip tetiklenmeyeceği konusundaki iç tartışmalardan haberdar edilmediğini söyledi.
NASRALLAH'A SUİKAST KONUSUNDA DERİN BİR ENDİŞE VARDI
Bu arada Hizbullah'ın faaliyetleri hakkındaki tartışma, çok önemli başka bir hedefi de kapsayacak şekilde genişledi: Hizbullah lideri Nasrallah'ın kendisi.
Yetkililer, MOSSAD'ın Nasrallah'ın Lübnan'daki yerini yıllardır bildiğini ve hareketlerini yakından takip ettiğini ancak İran'la 'tam kapsamlı bir savaş' kaygıları nedeni ile harekete geçmediklerini söylediler. İsrail'deki bazı üst düzey siyasi ve askeri yetkililer, bölgedeki sonuçlardan korktukları için Nasrallah'ı hedef alma konusunda derin bir kararsızlık içindeydi.
17 Eylül'de çağrı cihazları, 18 Eylül'de de telsizlerin patlatıldığı saldırı sonrası İsrail, grubun cephaneliklerini ve lojistik merkezlerini hedef alan bir dizi saldırı düzenledi. İsrail Başbakanı Birleşmiş Milletler konuşması için New York'a seyahat ederken Nasrallah'a yönelik suikast için talimatı verdi ve bölgede yeni bir savaşın fitilini ateşledi.