Güncelleme Tarihi:
FRANSA’da 1986 yılında yargı bünyesinde ‘Terörle mücadele birimini’ kuran ve emekli olana kadar da başkanlığını yürüten hakim Jean Louis Burgiere’in adı dünyanın en önemli terör uzmanları arasında anılıyor. Amerikalı Gazeteciler Klübü’nün Paris’teki toplantısından sonra Hürriyet’in sorularını yanıtlayan Bruguiere, hem dünyada artan cihatçı tehdidi, hem de Suriye’de IŞİD ile yaşanan son gelişmeler ile Türkiye-Suriye sınırında yaşananları değerlendirdi:
Siber terörizm: “Artan iletişim olanakları terörizmin de tanımını ve yapısını değiştirdi. Cihatçı hareketler giderek daha hızlı bir şekilde Avrupalı gençleri etkilemeye başladı. İnternet öncesi bu sayı çok azdı. Mesela Fransa’dan gidenlerin sayısı 20-30’u geçmezdi. Ama bugün artık binlerce genç, cihatçıların saflarına katılıyor. Cihatçılarla temasa geçmek için bir ‘klik’ yetiyor. ‘Siber terörizm’ fenomeni ortaya çıktı. Ortak bir terörist profilinden de söz edemeyiz. Bu 14 yaşında bir kız çocuğu da, 30 yaşında bir inşaat işçisi ya da 4 çocuk babası bir adam da olabiliyor. Bu nedenle Fransa’da örgütlü terörizmin yanısıra bireysel terörizm tanımının getirilmesi doğru bir adım oldu.
IŞİD Bush’un hediyesi: Irak’ta 2004’te yaşananlar ve Suriye’de bugün yaşananlar arasında benzerlikler var. Geçmişe çok iyi bakmak lâzım. Çünkü 2000’li yılların İslami terörizmi ile şimdiki örgütlerin mekanizmaları ve ideolojileri aynı. El Kaide döneminde cihat toprakları kavramı vardı. Irak’tan sonra çok şey değişti. Bölgesel olan cihat toprakları mücadelesi dünyaya yayıldı. (Eski ABD Başkanı) Bush’un El Kaide’ye verebileceği en büyük hediye Irak’a müdahale oldu. 10 yılda, bölgenin en laik ülkesini IŞİD’in kalesine çeviren zemini yarattı.
Daha önce de vardı: Şimdi, cihatçı örgütler kendi aralarında çarpışıyorlar. Bu yeni bir fenomenmiş gibi sunuluyor. Ama yeni değil. Cezayir’e bakarsak, GIA (Silahlı İslami Grup), 1994-96 yılları arasında, ramazanda bile hamile kadınları, çocukları kesen IŞİD’e benzer kanlı bir şiddet uyguladı. Bu yeni değil. Daha sonra kendi içlerinde bölündüler ve birbirleriyle çatıştılar. Bu da yaşandı. Ama yeni olan şimdi herşey daha hızlı bir medyatik ortamda yaşanıyor. Bunun bir tehlikesi var. Medyatik yarış, sanki IŞİD kanlı ve cani, diğerleri daha iyi gibi bir hava yaratıyor. Bu çok tehlikeli bir durum. Bu örgütlerin hepsinin ideolojisi aynı.”
Sınırlar kontrol edilebilir
Resmi olarak Ankara İslamcı hareketleri kınıyor. Operasyonel bakışla baktığımızda, oldukça güçlü şüpheleriniz oluyor. Herkes biliyor ki, Suriye’ye gitmek istiyorsanız önce Türkiye’den geçeceksiniz. Bir uçağa atladığınızda sınıra kadar gelebiliyorsunuz. Kimse Türkiye gibi son derece etkin ve güçlü bir istihbaratı olan büyük bir devletin sınırlarını kontrol edemediğini anlatamaz. Türkiye bu kişilerin geçmesine izin veriyor ya da müsamahalı yaklaşıyor, görmezden geliyor. Türkiye’de son yakalanan cihatçı Mourad Fares (Türkiye’de yakalanıp Fransa’ya iade edildi) örgüte adam kazandıran bir isim. Ve ifadesinde ‘50 Dolar’a sınırdan geçirenler var’ diyor. Bu da demektir ki, sınır delik deşik.
Tarih tehlikeli örneklerle dolu
“Türkiye, bugün ‘İslamcı terörle mücadelede işbirliğine hazırır ama geri kalanına göz yumarız’ pozisyonunda. Türk hükümetine çağrı yapıyorum. Sanırım kendi çıkarları ve Türkiye’nin çıkarları için de bu çağrı önemli. Bu hareketlere müsamahalı yaklaşmak sizin için çok tehlikeli olur. Tarih bunun tehlikeli örnekleriyle dolu. İngilizler, İrlanda Cumhuriyetçi Ordusu’na karşı Afgan şebekesine buraya geçit verdi. ‘Bizim güvenliğimizi tehlikeye sokmadığınız takdirde geçin’ dedi. Sonunda bu güçler İngiltere’ye karşı döndü. Fransa, (İtalyan) Kızıl Tugaylara karşı aynı hatayı yaptı. Suriye’ye bakmak yeterli. Suriye, Irak’ın zayıflaması için sınırlarından geçişlere izin verdi. Şimdi Suriye’nin haline bakın. Ankara, (Beşar) Esad rejimine karşı bile olsa, bu geçişlere ve bir takım cihatçı hareketlere göz yummamalı. Bütün bunları durdurmayı tek ülke başarabilir, o da Türkiye...”
Fransa’nın karakutusu
1943 doğumlu Jean Louis Bruguiere, 1968 yılında üniversite yıllarında 68 hareketine katıldı. Ardından Paris yakınlarındaki Evreux’de hakim olarak göreve başladı. 1976 yılında Madame Claude adlı “yüksek makamlara telekız” servisi yapan kadın ticareti şebekesini çökerterek ün kazandı. Yavaş yavaş sokaklardan, terörle bağlantılı olaylarla geçiş yaptı. 1986 yılında Paris Adliyesi’nde Fransız Anti-Terör Birimini (DNAT) kurdu ve emekli olana kadar (2007), 21 yıl boyunca bu birimin başkanlığını yürüttü. Merkez sağdaki Cumhuriyet İçin Birlik Partisi’nden siyasete girmeyi denedi, ancak seçilemedi. Bruguiere, halen Avrupa Birliği, Terörizmin Finansmanı ile Mücadele Yüksek Temsilcisi olarak görev yapıyor. Terörle mücadeleye deneyiminden ötürü Fransa’nın ‘kara kutusu’ olarak yorumlanıyor.