Güncelleme Tarihi:
http://fotoanaliz.hurriyet.com.tr/galeridetay/82824/4369/1/26437577/silili-madenciler-turkiyedeki-kader-arkadaslarina-mesaj-gonderdi
33 maden işçisi Şili’deki San Jose-Copiapo bakır madenindeki kazada yerin 700 metre altında mahsur kaldığında, tarih 5 Ağustos 2010’u gösteriyordu. Hayatta olup olmadıkları bilinmiyordu. Sağ oldukları 17 gün sonra anlaşıldı. Soma’daki felaketin yaşandığı madende bulunmayan, içinde yer altında kalanlara 30 gün boyunca yetecek su, yiyecek, oksijen ve sağlık çantası barındıran yaşam odasına sığınmışlardı. Kazadan 30 gün sonra madene açılan deliklerden işçilere takviye yiyecek ve içecek sağlandı. Onları çıkarmak için özel sondaj tasarlandı ve asansör gibi çalışan bir kapsülle tek tek yeryüzüne taşındılar. Kazadan tam 69 gün sonra ilk işçi kurtarıldı. 70'inci günün son saatlerine girilirken 33 işçinin hepsi yeryüzüne kavuşmuştu.
Soma’daki felaket sonrasında Şili’de sağ kurtulan altı işçi ve kurtarma operasyonunda çalışan iki uzmanla konuştuk. Binlerce kilometre uzaktaki Şilili madencilerin aklı ve yüreği Soma’da. Hayatını kaybeden madenci yakınlarının acısı Copiapo’daki madencileri derinden etkiledi. Türkiyeli meslektaşları hakkında konuşurken gözleri doldu, yaşadıkları cehennemi hatırladılar ama umut mesajlarından vazgeçmediler. Türkiye Cumhuriyeti çağırırsa her biri Soma’ya gelmeye gönüllü olan işçiler Hürriyet aracılığıyla dayanışmaya hazır olduklarını söyledi.
İpek İzci- iizci@hurriyet.com.tr<>>
Ayla Günerhan- agunerhan@hurriyet.com.tr
Kalbim her dakika Soma’da - Luis Alberto Urzua Irribarren
Şili’deki maden kazasında 70 gün toprak altında kaldıktan sonra kurtarılan 33 işçiden biri. 2013 yılında kurulan Fundacion los 33 de Atacama Vakfı’nın başkanı. Kazadan sonra maden işçiliğini bıraktı ve hayatını kazaları önlemeye adadı. Vakıf dünya çapında maden kazalarını önlemek ve işçilerle dayanışma içinde olmak hedefiyle kuruldu. Madenden en son çıkarılan olduğu için Senyor Luis kendisine ‘33 numara, umudun son meyvesi’ diyor. Irriban 2010’da Şili’de ve bugün Türkiye’de yaşanan felaketin ortak noktasının, güvenlik sorunu olduğunu belirtiyor:
“Yaşam odaları ve kaçış yolu organizasyonunun önemini anlatmak için bu vakfı kurduk. Türkiye’deki yetkililere serzenişim şudur; daha fazla can kaybı yaşanmaması için kurtarma operasyonunu maden mühendisleri ve işçilerle organize edin. Yeraltının cehenneminden kurtulduğum ilk an, ne karıma ne de çocuklarıma sarıldım. Şili Başbakanı'nı karşıma alıp ‘Ya basta, nunca mas!’ (Artık yeter, bir daha asla!) dedim. O günden beri maden kazalarının bir daha asla yaşanmaması için çalışıyorum.”
Irribarren Soma için de iyi dileklerini dile getiriyor:
“Ülkeniz için dua ediyorum. Aynısını ben de yaşadım. Yüreğimdeki hüznü ve ruhumda hissettiğim empatiyi kelimelerle açıklayamam. Maden işçileri her gün ölüm korkusuyla işbaşı yapar. Evden çıkarken çocuklarını son kezmişçesine kucaklar. Bu hissi ancak bir madenci anlayabilir. Dünyanın diğer ucundaki madenci kardeşlerim, Tanrı’ya ve ailenize inancınızı yitirmeyin. Ben 69 gün sonra o cehennem çukurundan kurtuldum. Her bir gün ümidimi yitirmemek için ruhumla savaştım. Umudun olduğu yerde mucizeler yeşerir! Kalbim her dakika sizlerle atıyor . Türkiye Cumhuriyeti gelmemizi talep ederse, ben ve diğer 32 arkadaşım Türkiye’ye gelerek destek vermeye gönüllüyüz. İşçi aileleriyle dayanışmak istiyoruz.”
Neden önce kardeşime sarıldım? - Jorge Gallegeuillos Orellana
70 günlük esaretten sonra kurtarılan 11. madenci olan Orellana, Şili’de gerçekleşen kazanın madencilik sektöründe bir örnek olduğunu düşünüyor. 60 yaşındaki Orellana’ya göre Şili’deki kaza madenciliğin miladıydı:
“Artık Şilili mühendisler madenciliği ondan önce ve sonra diye ikiye ayırıyor. Yine de madencilik sektörü hatalarından ders alıp yeterince ilerleyememiş olacak ki Türkiye’deki bu iç karartıcı kaza gerçekleşti. Bizim çalıştığımız bakır madeniydi, Türkiye’deki kömür madeni ve şartlar daha ağır. Hayatını kaybedenlerin ailerine sabır, halen mahsur olan Türkiye’deki meslektaşlarıma da sabır ve cesaret diliyorum.”
İki çocuk sahibi Senor Jorge kurtulduğu ilk an kendisi gibi madenci olan kardeşi Eleodoro Orellan'a sonra çocuklarına sarıldı. “Çocuklarım orda mahsur kalmanın nasıl bir his olduğunu anlayamazlar. Kardeşimse biliyordu. İki ay boyunca kendime Eleodoro beni buradan çıkarmak için her şeyi yapacaktır dedim ve akıl sağlımı korudum. Bulunduğum noktaya yardım malzemesinin ulaştığı 25. Güne kadar, 700 metrede yer yüzünden habersiz dualarla hayatta kaldım”. Sevdiklerini kaybeden ailelere başsağlığı dileyen Orellana, halen haber alınamayanlar için madenci yüreğiyle umut beslediğini söyledi. 2010’daki kazanın gerçekleştiği yer olan “Copiapo şehrindeki tüm madencilerin ruhu ve duaları sizinle” diyor.
Kurtulanlara sahip çıkın - Mario Gomez Heredia
67 yaşında 4 çocuk babası Heredia’nın hayatının en zor zamanları madende göçük altında kaldığı 70 gündü. Yeryüzüne çıkar çıkmaz eşi Lilianett Ramirez Vergara’yı sarıldı. Dizlerinin üzerine çökerek gerçekleşen mucize için ağlayarak şükretti ve bir daha asla madende çalışmadı. “Yeniden doğdum” diye tarif etiiği 70’inci gün onun ömrünün en mutlu günüydü. “Bizi 2 aydan fazla diri diri yer altına gömen kazayı atlatmak hiç kolay olmadı. Türkiye Cumhuriyeti kurtarılan maden işçilerini asla yalnız bırakmamalı ve psikolojik destek sağlamalı.” Türkiye’deki felaketten dolayı aciz bir öfke duyduğunu belirten Heredia, çoğu zaman maden kazalarında şirketlerin güvenlik ihmali yaptığını düşünüyor:
“Tanrı’nın hayatını kaybeden işçi yakınlarının yaralarını zamanla sarmasını ve hafifletmesi diliyorum”.
Keşke o ekipte olsaydım - Omar Reygadas Rojas
Kazadan sonra çalışmaya devam etti. Bugün 60 yaşında ve halen madende çalışıyor! Rojas maden şirketlerinde güvenlik ve risk denetimi konusunda sunumlar da yaptı, Türkiye’ye gelmeye de gönüllü. Toprak altında geçirdiği günlerde umudu kaybetmedi. “Şili halkı hiçbir işçisinden vazgeçmez, bunu kalbimde hissediyordum. Güneşi gördüğüm ilk an diz çöküp Tanrı’ya şükretim ve oğlumu bırakmayacak gibi sıkıca kucakladım" diyor
Türk politakacıları maden şirketlerini sıkı denetleyecek yasalar geçirmeye davet eden Rojas “Türkiye’deki kazayı duyunca toprak altında mahsur kaldığımız iki ay aklıma geldi. Keşke şu an bu kadar uzakta değil de Türkiye’deki yardım ekibinde olabilsem.” Geçim belasında aileleri için yerin altında çalışan madencilerin birer kahraman olduğunu düşünen Senyor Omar, Türkiye’de hayatını kaybeden maden işçilerinin Tanrı katında melek mertebesinde huzur bulduklarına inanmakta, “ailelerine Şili’den, tüm kalbimle sabır ve teselli gönderiyorum” diyor.
Keşke bizden ders çıkarsalardı - Juan Andres Llanes
57 yaşındaki Llanes kazadan sonra maden işçiliğini bıraktı, 3 yıldır elektromekanist olarak çalışmakta. Kurtulduğu ilk an eşi ve şu an 24 yaşında olan oğluna sarıldı ve madencilik hayatını geride bırakmak istedi. Türkiye’deki kazanın sebebi şayet aşırı kömür gazıysa, yetkililerin ihmali vardır inancında. “Keşke Şili’de bizim yaşadığımız kazadan daha çok ders çıkarılsaydı. Türkiye de diğer gelişmekte olan ülkeler gibi işçileriyle kapitalist sistemde ilerliyor. Her şeylerini borçlu oldukları işçilerin hayatını kurtarma operasyonunda, siyasi yetkililer tüm imkanlarını kullanmalı. Ben de Türkiye’de yakınlarını kaybeden ailelerle birlikte yas tutuyorum” .
Benim yüreğim karardı - Mario Sepulveda Espinaza
Kazanın olduğu madeni iyi tanıyanların kurtarma ekibinde olması gerektiğini düşünen Espinaza yardımcı olabilecekse desteğe gelmek istediğini söylüyor: “Bu kadar uzakta olmasaydım, zaten şu an Türkiye’deydim. Maden kazalarında zamanlama çok önemli. Türkiye aslında madencilik konusunda başarılı bir ülke. Dilerim olabildiğince çok madenci kurtarılır. Türkiye’deki kazanın acısı Şili’de benim yüreğimi kararttı. Benzer bir zorluğu deneyimlemiş biri olarak ben ve ailem tüm Türk madencilerle dayanışma içerisindeyiz” diyor.
Devlet Başkanı bana yedi gün süre verdi - Rodrigo Reveco Granifo
33 işçiyi, burunları kanamadan kurtaran ekibin başındaydı. Yol mühendisi, risk uzmanı ve büyük çapta kurtarma operasyonlarının uzman danışmanı olan Granifo Şili’de nasıl bir yöntem kullandıklarını anlattı. Operasyonun dokuzuncu gününde Şili Devlet Başkanı, Granifo’yla iletişime geçti ve yeraltındaki işçilere ulaşması için yedi gün süre verdi. 22 Ağustos 2010 günü sabaha karşı 03.00 sularında sondaj ayarlandı ve üç saat sonra aşağıdakilere ulaşıldı. Yani tam olarak Başkan’ın verdiği yedi günlük sürenin dolmasına üç saat kala! Şili’deki olayın üzerinden neredeyse dört yıl geçmiş olmasına rağmen Granifo, Soma faciasını duyduğunda benzer bir stres yaşamış: “Türkiye’deki felaketi duyduğumda göğsüm sıkıştı, kalbim hızla atmaya başladı. Akabinde uluslararası uyarı sistemlerinden bildirimler cep telefonuma gelmeye başladı. Bir saatten az bir süre içinde 4 bin 500’den fazla mesaj ulaşmıştı. Telefonumu kapatmak zorunda kaldım. O anda aklıma San Jose’de yaptıklarımız geldi.”
Rodrigo Reveco Granifo, böyle bir olayı uzaktan izlemenin hiç kolay olmadığını, konuştuğumuz dil farklı olsa da acının dilinin evrensel olduğunu söylüyor: “Acı karşısında akıtılan gözyaşları ve duyulan umutsuzluk... Yeryüzünün herhangi bir yerinde yaşanan bu tarz olaylar, hepimizi aynı şekilde etkiliyor.”
Granifo, Soma madeninde mahsur kalan işçilerin ailelerineyse mümkün olduğunca ağlamalarını tavsiye ediyor: “Bu gibi durumlarda sessiz kalmak zordur ve ağlamak acıyı hafifletmenin bir yoludur.” Aileler zaten baskı altında olan kurtarma ekiplerine daha fazla baskı yapmamasını söyleyen Granifo, kurtarma çalışmalarında baskıya maruz kaldıklarında, var olan yöntemlerin hızlandırması sonucunda hata yaptıklarının altını çiziyor: “Teknik uzmanların üzerindeki baskıyı ortadan kaldırmanın hayati öneme sahip olduğuna inanıyorum. Herkesin madende kalan işçileri canlı olarak kurtarmak için kendini yüzde 1000 işe verdiğine dair hiçbir şüphe yok.” Soma’daki kazanın gördüğü en büyük felaket olduğunu anlatan Granifo, ailelerin kurtarma alınana yakın bir yerde doktor kontrolü altında bulunmalarını ve sürekli bilgilendirilmelerinin sağlanması gerektiğini söylüyor: “Hükümet tüm imkânlarını bu gibi trajedilerde kullanmalı. Şimdi biz de sizler için dua ediyoruz."
Sebep özelleştirme mi? - Miguel Fortt
Maden danışmanı olan Fortt Şililer’in gözünde bir kahraman. Kendisi Copiapo şehrinde kaza sonrası kurulan kurtarma ekibi liderlerinin en meşhuru. Şili’deki kurtarma çalışmaları, Granifo’nun ortağı olan Miguel Fortt’un basına, hükümete ve maden sahiplerine başlangıç olarak çoklu sondaj yapılması (aşağıdakilere ulaşmak için zeminde birden fazla delik açılması) gerektiğini belirtmesiyle başladı. Her gün bil fiil Şili’deki kurtarma operasyonunda çalışan Fortt’a Soma’yı sorduğumuzda Soma bölgesine hakim olmadığı için yanılabileceği mimini koyduktan sonra, “bana ulaşan bilgiye göre daha önce devletin elinde olan bu maden ocağı özelleştirilmiş. Aklıma ilk gelen, maliyeti düşürmek için güvenlik tedbirlerinin aksatılıp aksatılmadığı” diyor. Şu aşamada güvenlik ihmali soruşturmasının gerçekleşemeyeceğini belirten Senyor Miguel “gün işçileri kurtarmaya odaklanma zamanıdır, yetkililer bunun için çözümler üretmeli” diye konuşuyor. Son olarak Türkiye’den yardım talep edilirse ben elimi uzatmaktan onur duyarım” diye ekliyor.