Güncelleme Tarihi:
Avrupa medyasında yer alan haberlere göre, AB Komisyonu, "kara para ve terörle mücadelede yetersiz kalan" 20'den fazla ülkeyi kapsayan güncellenmiş listeyi tamamlamada son aşamaya geldi.
Listeye, Suudi Arabistan'ın eklenmesinin istendiği ancak silah ihraç eden AB üyesi ülkelerin, "silah ihracatlarının etkileneceği" gerekçesiyle itiraz ettiği kaydedildi.
Suudi Arabistan'ın listeye eklenmesine AB üyesi Almanya, Fransa, İngiltere, İtalya, İspanya, Finlandiya, Belçika ve Bulgaristan karşı çıkıyor.
Komisyonun, Suudi Arabistan'ı terörün finansmanı ve kara para aklama ile mücadelede başarısız ülkeler listesine eklenmesi beklenirken Riyad yönetiminin listede yer almamak için yoğun lobi faaliyetleri yaptığı iddia edildi.
ABD'nin de AB'ye, Suudi Arabistan'ın söz konusu listeye alınmaması için baskı yaptığı ileri sürüldü.
LİSTENİN SON HALİNİN BU HAFTA ONAYLAMASI BEKLENİYOR
AB Komisyonunun hazırladığı listenin son halinin bu hafta onaylaması bekleniyor.
AB'nin "kara liste"sine girmenin doğrudan yaptırımlara sebep olmadığı belirtilirken, birlik içindeki bankaların listede yer alan ülkelerde bulunan şirketlere, devlet kurumlarına, kişilere veya vakıflara yapılan ödemeleri daha yoğun bir şekilde izlemesi öngörülüyor.
Listeye giren ülkelerin, buradan çıkmak için kara parayla mücadelede sıkı tedbirler alması gerekiyor.
Suudi Arabistan'ın listede yer alması halinde ABD Başkanı Donald Trump'ın açık desteğini alan Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed Bin Selman'ın Yemen'deki faaliyetleri nedeniyle zor durumda kalacağı yorumları yapılıyor.
AB'nin güncellenmiş listesi, Suudi gazeteci ve Washington Post yazarı Cemal Kaşıkçı cinayetinde Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın parmağının olup olmadığı konusunda Beyaz Saray'ın resmi pozisyonunu görmek isteyen ABD Senatosu ile Trump yönetimi arasındaki çatlağın büyüdüğü döneme denk gelmesi ise dikkati çekiyor.
ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi tarafından 10 Ekim 2018'de ABD Başkanı Donald Trump'a gönderilen mektupta, Kaşıkçı cinayetinden doğrudan Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın sorumlu olup olmadığının "Magnitsky Yasası" kapsamında 120 gün içinde açık bir şekilde ortaya konulması talep edilmişti.
Senatonun Trump yönetimine tanıdığı süre dolmasına rağmen Beyaz Saray, söz konusu talebe herhangi bir yanıt vermemişti.