Güncelleme Tarihi:
Yanımızdaki masada biri hariç, ileri yaşlarda üç kadın ile bir erkek dikkatimi çekiyor. Bizden çok önce gelmiş olmalı, yemek tabakları kaldırılmış önlerinde minik espresso bardakları var. Gruptakilerin ilgi odağı, kömür siyahı saçları omuzlarına düşen muhtemelen gruptaki en yaşlı kadın. Konuşmuyor, diğerlerinin anlattıklarını dinliyor. Göz göze gelince başımı çeviriyorum.
Az sonra komşu masanın en genci yanıma gelerek fısıltılı sesle soruyor: "Bir sigaranızı rica edebilirmiyim?" Tabii. Dunhill paketinden çekerek veriyorum. Genç bayan sigarayı uzun siyah saçlı kadına sunuyor. Garson bu arada espresso kahvelerini yeniliyor.
Biz de yemeklerimizi ısmarlıyoruz. Yeniden sigaralarımızı tazelediğimizde siyah saçlı kadın iskemlesini bana yaklaştırıyor: "Özür dilerim, bir sigara daha isteyebilirmiyim?" Gazetelerde gördüğüm resimlerden siması aşina geliyor. Espri yapmam lazım: "10 cent ödemelisiniz". Çantasından bir sürü bozuk parayı avuçlayıp uzatıyor: "Buyrun."
" Şaka yaptım Bayan Rabin" diyorum paketten bir sigara uzatırken. Siyah saçlı kadın 1995'de suikaste uğrayan İsrail Başbakanı Yitzhak Rabin'in eşi Leah.
Dul başbakan eşi bir kaç yıl sonra öldüğünde gazetelerde "Leah Rabin akciğer kanserinden vefat etti. Aşırı bir sigara tiryakisi idi" şeklinde haberler yayımlandı. Akabinde New York Belediye Başkanlığı'na seçilen Rabin'lerin yakın dostu Michael Bloomberg bar, lokantalardan başlayıp kapalı yerlerde sigara içimini yasakladı. Leah Rabin'in vefatıyla ilgisi varmıydı yasak uygulamasının, bilemiyorum.
O gün bugündür sigara bir 'Öcü' New York'ta. Belediye bazı parklarda, plajlarda dahi sigara kullanılmaması için levhalar asmaya başladı. Tütün yasağı son yedi yıldır diğer eyaletlere yayıldı. Restoran ve barların dayanışma kurulları New York'tan Chicago, Los Angeles, Miami gibi kalabalık kentlerde işyerlerininin kapandığı, kazançlarının ciddi ölçüde düştüğünü öne sürmelerine rağmen yasağın hafifletilmesini dahi başaramadılar. İnsan haklarının çiğnendiği iddiasıyla dava açacaklarını söylemelerine karşı New York belediyesi sigara vergilerini iki misline çıkardı. Arkadan geçenlerde Las Vegas ve Atlantic City'deki kumarhanelerde de sigara içilmemesi kararının uygulanacağı haberi geldi.
Amerika bu işi çok sıkı tutuyor. Gazete, dergi ve televizyonlarda sigara reklamları yayımlanmıyor. Aksine ABD Sağlık Bakanlığı ve bazı kurumların hazırladığı TV uyarıları en gözü karar tiryakiyi ürkütecek kadar etkili. Haber programları arasında siyah-beyaz 'anti-nikotin' yayınlarda ambulansla acil vaka bölümüne getirilen hastalar nefes darlığı içinde '' Sabah yaaktan kalktığımda ilk işim bir sigara yakmak idi ama artık iki basamak çıkamıyorum, ciğerlerim patlayacak gibi oluyor.'' diye konuşuyorlar. Bazıları nikotinin kan dolaşmasını engellemesi nedeniyle el,ayak parmaklarının kesildiğini anlatıyor. Ekranda nikotinden kararmış akciğer, nefes ve yemek borularının röntgen görüntüleri seyredilecek gibi değil. Tütün üreticileri ''Tütün kullanımı hem size hem de çevrenizdekilere ciddi zarar verir. Sigara öldürür.'' uyarılarını yasal mecburiyet nedeniyle sigara paketleri üzerine basmaya mecbur tutuldular. ABD Hastalık Kontrol ve Koruma Merkezi tiryaki hastaların sağlık, bakım ve tedavilerinin sebeb olduğu üretim kaybının yılda 200 milyar dolara yaklaştığını belirtiyor.
Sigara bir alışkanlık değil, bağımlılık. İnsan metabolizması, uyku saatleri dışında, bu tutkunluğu tetikliyor. 'Anti-Nikotin' kampanyasının başarısına rağmen 310 milyar nüfuslu bu ülkede hala 40 milyon civarında sigara tiryakisi var. Bu satırları kağıda dökerken dördüncü sigaramı söndürdüm. Tütün yazı hayatımın bir parçası. Tek sayfalık bir haberi yarım saatte tamamlarken sigara içmediğim takdirde iki misli zamana ihtiyacım oluyor.Sigarayı ancak yarısına kadar içiyorum, her nedense dumanını içime çektiğim hiç olmadı. Bina girişlerinde sigara tüttürenleri gelip-geçenlerin uzay yaratıkları gibi seyrediyor. Görünüm tek başına dahi caydırıcı bir unsur. Bu karanlık tablonun bir parçası olmamalıyım.